İki sosyalist liderin anlaması Morales’ın 22 Ocak’ta göreve başladığında yürürlüğe girecek. ”Latin Amerika ve Karayipler’in kardeş halklarının birliği, dostluk ve barış için mücadele etmeye kararlı oldukları” vurgulanan anlaşmaya göre Küba’lı eğitmenler Bolivya halkı için okuma yazma programı uygulayacak, ayrıca doktor ve tıbbi malzeme de gönderilecek.
ABD’nin arka bahçesindeki Küba ve Venezuela’nın ABD dış siyasetine karşı muhalefetinin, Morales başkanlığında Bolivya’nın da katılmasıyla güçleneceği öngörülüyor.
Washington destekli serbest piyasa politikalarını bir kenara atmayı vaadeden sosyalist Morales, kendisiyle Castro’nun kıtada özgür ve bağımsızlık mücadelesinin iki kuşağını temsil ettiklerini söyledi.
“AMAN ABD’NİN SUİKASTINA DİKKAT ET”
Fidel Castro ise her zamanki gibi yine cesur konuşarak ABD’nin Bolivya ile Küba’nın ortak bir düşmanı olduğunu söyledi.
Castro, ABD’nin kendisi ve Venezuela’nın sosyalist başkanı Hugo Çavez’e suikast ve darbe girişimlerini hatırlatarak Morales’in dikkatli olmasını istedi.
ABD’li yetkililer Morales hakkındaki açıklamalarında temkinli bir dil kullanarak, Bolivya’daki gelişmeleri mercek altında tuttuklarını açıklamakla yetindi.
BOLİVYA’DA SOSYALİZM, CHE’NİN RÜYASIYDI
Küba’da devrimi gerçekleştiren Castro ve arkadaşı Che Quevera için Bolivya’da sosyalizmin inşaası çok önemliydi. Che, Küba’da devrim sonrası Küba tarzı bir devrimi örgütlemek için Bolivya’ya gitmiş ve bir ihbar sonucu da ABD yanlısı Bolivya ordusunca tuzağa düşürülerek yine orada öldürülmüştü.
Che’nin ABD emperyalizmine karşı şu şiiri yazmıştı:
“Ölüm, nereden ve nasıl gelirse gelsin, savaş sloganlarımız kulaktan kulağa yayılacaksa ve silahlarımız elden ele geçecekse ve başkaları yeni savaş ve zafer naralarıyla ve de mitralyöz sesleriyle cenazelerimize ağıt yakacaksa, hoş geldi, safa geldi…”
Che’nin kıvılcımı süreç içinde ateşe dönüşmüş ve geçen ay Bolivya’da ilk kez yerli ve sosyalist bir başkan olan Morales sandıktan çıkacaktı…
FOTOĞRAF: Castro ve Morales
