KÜBA’DA MÜZİK VE SANAT (I): Okyanusun kıyısında, kilisede gitarlar

Duvarlarda afişler yok. Duyurular yok. Otellerde, sanatsal etkinliklere ilişkin programlar yok. Sorduğumuz da, bu konuda bilgi almak da yok. Biraz merak, daha çok her yerde soruşturma sonucu karşılaşıyoruz ve buluyoruz.

Okyanus’un hemen kıyısında, Habana’nın merkezi sayılabilecek bir yerde, San Fransisco Alanı. Tarihi bir kilise, restorasyonu yapılmış güzel bir yapı. İçerde ki akustik son derece güzel. Cumartesi akşamı bir konser olduğunu öğreniyoruz. Ve yerimizi alıyoruz. Konser saati geldiğinde, gitarları ile onbeş genç sahnede yerlerini alıyorlar. Sonra Şef. Koltuk değnekleriyle geliyor. Önlerinde şef için ayrılan sandalyeye oturuyor. Şef, 1935 doğumlu bir Küba’lı, Jesus Ortega.

Ve konser başlıyor. İlk eser Vivaldi’nin, “8 No’lu Konçertosu.” İkinci eser ise Debussy’nin, “Suite Bergamasque.” Başka eserlerini dinlediğimiz, iki Avrupalı bestecileri, Okyanus’un ötesinde, Küba’da Havana da, bir de 15 gitar için düzenlemesi ile dinlemek, değişik bir sürpriz oluyor. Kilise sahnesinin akustiği de, buna eklenince, konser keyifle başlıyor diyebiliriz. Daha sonra, İspanyol ve Güney Amerikalı bestecilerin eserleri yer alıyor. Bu besteciler, Aldemaro Romero, Ernesto Lecuona, Pablo Milanes ve Silvio Rodriguez.

Şef, seslendirme öncesinde, besteler ve bestecilerle ilgili kısa açıklamaları, bir sohbet tarzınde sürdürüyor. Ancak, İspanyolca bilmediğimizden, sadece dinlemek ile yetiniyouz. Zaman zaman bu konuşmalarında, önde oturan kişilere atıf yaptığında ve alkışlamalardan, bu kişilerin düzenlemeleri yaptğını ve çalanların bir çoğununun öğrencileri olduğunu çıkarıyoruz.

Onbeş gitarcı genç, tüm bu düzenlemeleri, gitarları ile böylesi akustik tarihi bir kilisede seslendirirken, şefin zaman zaman “amen” diye konuşmasını tamamlamasını da izliyoruz. Alkışlar, epey devam ediyor ve bir buçuk saate yaklaşan konserin programı, sona eriyor. Ancak bu alkışlara verilen yanıtlarla, yani bis parçaları ile Konserin, asıl ilginç olan adeta ikinci bölümü başlıyor.

Çalınan bu eserler, folklorik özellikleri daha çok taşıyor. Bir parçada, kız ve erkeğin ikili gitarla düeti, bir aşk ilanını size duyumsatıyor. Sonra ayrı bir kızın solosunda, biraz yakarış hissediyorsunuz. Ayrıca, bir üçlü diyalog da, gitarlarla gerçekleşiyor. Tüm bu seslendirmelerde, diğer gitarlar arka planda, eserlere katılıyor. Bu katılım, bazen bir piyano, bazen bir keman tınısına yaklaşan seslendirme ile de oluyor. Ayrıca bir başka gitarist, gitarını bir perküsyon gibi kullanıp, ritmle eşlik ediyor.

İki saate yaklaian konser süresince, ilk kez bir arada dinlediğimiz 15 ayrı gitarın sesi, bizi Küba’da br gezinti yatırıyor diyebiliriz. Zaten konserin adı ve sunumu da, Orqesta de Guitarras. ” Sonantas Habenaras.”

Küba’ya yolu düşenler için konserin gerçekleştiği, Kiliseyi de belirtelim “Basilica Menor del Convento de San Francisco de Asis. Oficina del Historiador de la Ciudad de La Habana. Centro National de Musica de Concierto”

Konser salonunda çıktığınızda, sokaklara girdiğinizde, günlük yaşamda da, sokak konserleri devam ediyor. Nerdeyse her köşe başında bir müzik grubu sahne almış durmda. İlerleyip cafe barlara yaklaştığınızda ise, ayrı ayrı gruplar, değişik enstrüman toplulukları ile müziklerini sürdürüyor. Ve yaşamım dansı devam ediyor.

Enstrümanlar, gitar, nefesli bakır çalgılar, flüt, kontrabas ve değişik perküsyonlar. Dans ve müzik, Habana’nın ayrılmaz bir parçası.

KÜBA. HABANA. 6 Mayıs 2013. [email protected]

719250cookie-checkKÜBA’DA MÜZİK VE SANAT (I): Okyanusun kıyısında, kilisede gitarlar

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.