Politis Gazetesi “Eroğlu ‘sakinleşti’” diyor bir haber başlığında… Politis yazarı Vangelis Vasiliu, Derviş Eroğlu’nun Downer’ın Kıbrıs’a yaptığı ziyaretin Kıbrıs sorununa getirdiği gelişmeleri yorumlamak amacıyla, yirmi dört saat içinde iki tane yazılı açıklama yaptığını, Salı günü yaptığı açıklamada kullandığı üslupla Nikos Anastasiadis ve Kıbrıs Rum tarafına öfkesini gösterdiğini, son yaptığı açıklamada daha yapıcı bir üslup ortaya koyduğunu savunuyor.
Eroğlu’nun ilk açıklamasında, Nikos Anastasiadis ile en kısa zamanda görüşme önerisinin (yeni süreci görüşmek için) hemen yanıtlanmadığı, kendisinin Anastasiadis’in yanıt mektubunun içeriğini Kıbrıs Rum basınından öğrendiği için (mektubu almadan önce) duyduğu rahatsızlığı dile getirmesi ‘hırçınlık’ olarak nitelendirilmiş!
Rum basını Eroğlu’na gönderildiği söylenen ancak Eroğlu’na ulaşmayan mektubu tartıştı, ortada olmayan mektup köşe yazarlarınca yorumlandı ve Cumhurbaşkanımızın üslubu sorgulandı!
(Bunda şaşılacak bir şey yok aslında. Türk tarafı görüşmeler konusunda –Talat döneminde de, Eroğlu döneminde de- ketum davranmayı tercih etti. Biz görüşülen konuşulan birçok konuyu Rum basınından öğrendik. Kıbrıs Rum yönetimi ise, müzakerelerde ortaya konan taslak belgelerini ya da konuşulanları defalarca Türk tarafıyla teati etmeden basına sızdırdı. Hatta geçen yılın başında Rum tarafının çözüm taslağı belgesini önce Rum siyasi partilere daha sonra da Rum basınına sızdırmasını değerlendiren Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu, ”Bunun anlaşmamak veya anlaşmanın önünü tıkamak için bir taktik olduğunu düşünüyorum” demişti.)
Neyse dönelim Vasiliu’nun yazısına; Yazıda Eroğlu’nun, Kıbrıs Rum tarafının statükodan yararlanarak, Kıbrıs Rum tarafının sürecin yeniden başlama konusunda acele etmediğini ima ettiği söyleniyor.
Ve devamla şöyle deniyor; “Eroğlu’nun Salı günkü açıklamasında seçtiği üslup, Türkiye’deki yetkililerin, Anastasiadis’in seçilmesi ve Kıbrıs sorununda yeni bir sayfa açılması ile ilgili açıklamalara takındıkları üslupla örtüşmemektedir. Ancak Eroğlu dünkü açıklamasında daha ılımlı ve daha yapıcıydı, aynı zamanda Nikos Anastasiadis’i de eleştirmiyordu. Kıbrıslı Türk çevreler birkaç saat içinde yapılan bu ağız değişikliğinin, belki de Türkiye Dışişleri Bakanlığın telkinlerden kaynaklandığı değerlendirmesinde bulunuyorlar.
Eroğlu dünkü açıklamasında, Cumhurbaşkanı Anastasiadis’in içinde bulunduğu olağanüstü durumu anlayışla karşıladığını ortaya koydu ve Anastasiadis’in bu sorunları yakın zamanda aşması dileğinde bulundu. Eroğlu, Downer ile gerçekleştirdiği görüşmede, müzakere sürecinin yeniden başlamasıyla ilgili yol haritası önerdiğini ifade etti. Görüşmenin yararlı geçtiğini kaydeden Eroğlu, Downer’la, müzakerelerin yeniden başlama yöntemlerini, aynı zamanda Kıbrıs sorunuyla alakalı diğer konuları görüştüklerini söyledi. Anastasiadis’in mektubundan söz eden Eroğlu, Anastasiadis’in mektubunda yakın bir zamanda görüşebileceklerini ifade ettiğini belirtti. Eroğlu mektubun içeriğinin Rum basınına sızmasını eleştirdi ve kendisinin gizlilik ilkesine saygı duyarak mektubun içeriğini açıklamayacağını söyledi.”
***
Anastasiadis açıkça, şu aşamada ve kredi sözleşmesinin kabul edilmesiyle manzara netleşene kadar, Kıbrıs sorunuyla ilgilenemeyeceğini söyleyerek Eylül’ü işaret etti ancak Eylül’de kesin tarih değil. Yeni bir süreç başlamadan önce ön hazırlık yapılması gerektiğini de kaydediyor Anastasiadis!
Takvim deyince tüyleri diken diken olan Rumların görüşmeleri zamana yaymalarının kılıfı hazır olunca, Eylül’de ancak ön hazırlıkların başlaması BM’yi de rahatsız edecek gibi görünmüyor.
BM Genel Sekreterinin Kıbrıs Özel Danışmanı Aleksander Downer de Güney’in bu tezlerini anlayışla karşılıyor. Downer sürecin daha sonraki bir aşamada, büyük bir ihtimalle Eylül’de yeniden başlaması tezini tereddütsüz kabul etmiş durumda.
Rum basınına göre, Downer ve grubu Nisan ayı sonunda adaya dönene kadar, sürecin yeniden başlaması için zemin hazırlayacak. Yine Rum basını Türk tarafının, Kıbrıs sorununun çözümüne ilişkin bir yol haritası hazırladığını ve Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu’nun Aleksander Downer ile bunu görüştüğünü kaydediyor.
Neticede görünen o ki Rumlar ipe un sermek için çeşitli bahaneler ortaya koyadursun, Türk tarafı Güney’in çekimser tavrını avantaja dönüştürüp görüşmelere bir sıfır önde başlayabilecek. Başlamaya başlayacak ama görüşmelerden bir sonuç çıkmasını beklemek abesle iştigal. Zira dün konuştuğum üst düzey bir yetkilinin “Anastasiadis Hristofyas’ın yerle bir ettiği ekonomiyi düzeltme vaadiyle başkan oldu. Kıbrıs sorununda fazla etliye sütlüye karışmayacak. Elleri boşta ama ayakları bağlı Anastasiadis’in…” sözleri Kıbrıs sorununun çok Eylül’ler göreceğine işaret ediyor…
