Konuşmacılar arasında, Oramsları Avrupa Adalet Divanı’nda savunan barrister Nicholas Green QC’in de bulunduğu konferansta Avrupa Adalet Divanı’ndan da bazı yetkililer hazır bulunacak.
30 Haziran Salı günü saat 18.30’da başlayacak olan konferans 113 Chancery Lane WC2A 1PL adresinde bulunan The Law Society’de gerçekleşecek.
ORAMS DAVASI: DÜNÜ, BUGÜNÜ VE YARINI
CTCC Yönetim Kurulu Üyelerinden Avukat Erdoğan Derviş, Orams davasının dünü, bugünü ve yarınını değerlendirdiği araştırmasında şunları söyledi:
‘Orams Davası’nı bugün bulunduğu noktaya taşıyan süreç hakkında çok şey yazıldı, konuşuldu ve tartışıldı. Çeşitli fikirler ileri sürüldü fakat büyük çoğunluğu şahsi görüşlerden öteye gidemedi. Halkımızı temsil eden liderlerin de bilgilendirme ve yol göstericilikte yetersiz kalmaları Avrupa Toplulukları Adalet Divanı (ATAD) kararından etkilenme olasılığı bulunan kitlenin şaşkınlık ve ikilemlerine çanak tuttu.
Davanın nihai neticesi, AB üyesi bir ülkenin vatandaşı olup da KKTC’de, 1974 öncesinde Rum’lara ait olduğu iddia edilen taşınmaz mal sahibi olan herkesi etkileyeceği için davanın seyrinin bu denli ilgi ile takip edilmesi şaşırtıcı olmamıştır.
Şaşırtıcı olan, davanın 2004 yılından beri görülmekte olmasına rağmen, son ATAD kararı öncesinde kamuoyunun tavrında hakim olan umursuzluk ve temelsiz bir özgüven duygusuydu; bundan da öte İngiltere mahkemesi yargıcı Mr Justice Jack’ın verdiği hükmün yanlış yere nihai bir zafer olarak algılanmasından kaynaklanan bir idraksizlik sözkonusu idi.
Bugün nihayet gerçeklerle yüzleşmiş durumdayız. Birdenbire herkes, ATAD kararının adaletsizliğinden, bu yüzden Kıbrıs Türklerinin daha da marjinalleştirildiğinden ve dışlandığından bahseder oldu.
Apaçık ortadadır ki AB kendi kural ve şartlarına sahip çıkacak kapasitede değildir. İleride KKTC de görüşmelere sırtını dönme noktasına gelirse bunun sebebi karşı karşıya kalınan haksızlıklar olacaktır.
Yapılacak olan, Temyiz Mahkemesinin kararını beklemektir. Kim bilir belki İngiliz adalet sistemi bir kez daha dürüstlük ilkesi üzerine inşa edilmiş olduğunu ve tarafların güç, refah veya siyasi statüsünün etkisinde kalmadan yasalar çerçevesinde hareket edebileceğini kanıtlar.
Temyiz Mahkemesi kararında ATAD hükmünü uygulayacak olursa Orams’ların davayı Lordlar Kamarasına götürme hakkı doğacak.
Fakat böyle olduğu taktirde, Rumların elde etmiş oldukları ATAD hükmü silahını hangi yöne doğrultacaklarını tahmin edemeyiz.
Kıbrıslı Türkler olarak kendimizi hapsettiğimiz dar alandan çıkmalıyız. Hiçbirşey imkansız değildir. Değişim ileri görüşlülük gerektirir, değişim strateji ve kararlılık gerektirir ve herşeyden önce değişim birlik ve beraberlik gerektirir. Şu ana kadar biz bu vasıflara sahip olduğumuzu gösterebildik mi? Yargıyı size bırakıyorum.
FOTOĞRAF: Orams çifti ve (ortalarında) Vahib Avukatlık Bürosu’ndan Hasan Vahib ile (küçük fotoğrafta) avukat Cherie Blair
