Kıbrıs’ta barış olası mı?

Sevgili okuyucularım,

Size bu hafta Simon Hughes ile Kıbrıs Türk tarafına yaptığımız seyahatten bahsetmek istiyorum.

Ambargo delinmiştir, delinmediyse de yaralanmıştır, yaralanmadıysada çizilmiştir. İlk defa ingiliz hükümetinden resmi bir görevli Simon Hughes Kıbrıs Ercan Havaalanına inmiştir ve burda Kıbrıs Türk tarafında Türk yetkililerle görüşmüştür.

Simon gençliğinden beri gerçi halen genç ama, hep bu tür işlerle uğraşıyor. Eski Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat ile Dimitris Hristofyas bu işin sonuna kadar gelmişler, imzayı atmamışlar sadece. Şimdi Birleşmiş Milletler ile de iki defa görüştük, nerdeyse imza atılacak. Çok şey konuşulmuş. Zor olanlarda görüşüldü. Yüzde sekseni işin zaten halledilmiş. Aslında kalan yüzde yirmininde zor olan bölümlerinin yüzde sekseni tamamlanmış durumda.

Simon Hughes inşallah bu işi halledecek, kendisi Nobel barış ödülü adayım benim. Bu işi yapabilecek insanda Simon’dur. Bu devlet görevlisinin arkasında İngiltere Devleti var çünkü. İngiltere dış ilişkileri var arkasında belli ki yapacaklar bu işi.

Zaten adanın kendisi küçük, devlet küçük, ikisi birleştiği zaman bile küçük, ikisini ayırmak daha da çok küçük oluyor. Dolayısıyla sıkıntılı oluyor, onu bunlar öyle görüyorlar. Türk tarafı iki yüzbin olarak sayılıyor, Kıbrıslıları sayıyor asıl sayı beşyüzbin olsada, çünkü öbürü Türkiye’den gelme, o misafir sayılıyor. Çok küçük kalıyor.

Rum tarafı inşallah akıllık yapar da kabul eder çünkü Rum tarafı artık yeterince onurlandı, gururları yerine geldi. İstediklerini yaptılar, dünya onları seviyor, Birleşmiş Milletler onları seviyor. Avrupa onları seviyor, Rusya ve Çin onları seviyor, destek veriyor. Artık Rumların tatmin olmaları gerekiyor, şimdi barışı yapma agbiliği onların elinde şu an.
Barış mümkün. Mümkün olması lazım, olmaması akılsızca birşey olur. Ayrı kalması pek akıllıca olmaz Rumlar için. Türkler nasıl olsa yaşar orda. Kaldıraç oynarken, nasıl bir taraf büyürken diğer tarafta halen ip inceyse, karşı taraf kaldıraçı alır, senin üzerine düşer. Ondan sonra seni yorar. Bu nedenle Rumlar bunu yapmalıdırlar. Rumlar manen ve maddi olarak tatminler, yapmazlarsa suçlu olurlar zaten. Türk tarafı mağdur çünkü. lk yıllar o kadar anlaşılmıyordu bu kadar mağdur oldukları ama bu kadar uzun sürünce artık anlaşılıyor. Ortada acı bir durum var.

Anlaşmayan tarafında Rumlar olduğu anlaşılıyor zaten, kimseye de anlatamazlar bunlar Türklerle anlaşamıyoruz, anlaşma yapamıyoruz diye çünkü Türkiye Cumhuriyeti de bunu istiyor, Kıbrıs Cumhuriyeti de bunu istiyor.

Neredeyse Rumların her dediği olmuş zaten, birşey kalmamış. Olması gereken bir barış var. Bundan sonra barış için otururlarsa ucu kapalı olmalıdır, zaten Simon’un hedefi o. Ucu açık olursa ne zamana kadar gidecek belli değil oyna dur, bu olmadı, bir daha.

Hedef şimdi daha önce yapılan anlaşmaların tamamlanıp bitirilmesi, ve noksanların eklenmesi. Önceki anlaşmalarda vazgeçilirse daha da utanırlar herhalde. Dünyada bunu biliyor zaten. Türk tarafı yeterince çile çekti.

İlk defa İngiltere bu işe niyetlendi. Simon bu işi tek başına yapmıyor, arkasında İngiltere Hükümeti var. Hükümetin üç önemli adamından birisi Simon. Simon bu işi yapıyorsa bu iş olacaktır, ben inanıyorum. İngiltere bu işe el atarsa olur, daha önce el atmamıştı, olmamıştı şimdi olacak.

Simon’a sahip çıkmak lazım, dediklerini yapmak lazım, ki yapılıyor zaten. Umutsuzluğu gördük biz, bunu Simon Hughes yaşadı ve “hayal kırıklığına uğradım” dedi. Zaten Simon’un ailesi Rum tarafında, o tarafı biliyor, Türk tarafını da şimdi öğrendi. Ankara’da dışişleri bakanlığından Kıbrıs’tan sorumlu bölüm ile görüştük ve başbakanlıktan bir grup ile yemek yedik.

Atatürk’ün kabrini ziyaret ettik, deftere imza attık. Atatürk’ün gittiği hamama Simon Hughes’u götürmeyi de ihmal etmedik.

Barış hariç herşey denenmiş barış yapmak için. İmza hariç. Çok emek verilmiş. Olacak ben umutluyum.

760190cookie-checkKıbrıs’ta barış olası mı?

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.