Polis Akademisi’nce Antalya’da düzenlenen ‘2’nci Uluslararası Terörizm ve Sınıraşan Suçlar Sempozyu’nda konuşan Diyarbakır Terörle Mücadele Şube Müdür Yardımcısı Fatih Özgül, örgüte ilişkin önemli bilgiler verdi. KCK operasyonunun Diyarbakır ayağını yürüten Özgül, PKK’nın şehir yapılanması değil onu da içine alan çatı örgüt olduğunu belirterek, ‘KCK’yı küçük bir devlet olarak adlandırabiliriz. Yani karşımızda bir devlet var’ dedi.
‘YÜRÜTME’ VE ‘YARGISI’ VAR
2005’te PKK’nın Kuzey Irak’taki kampında kurulan KCK’nın da kendisini ‘konfederal devlet’ olarak tanımladığını kaydeden Özgül, ‘Bir devletin anayasası, yasama, yürütme ve yargı organları olur. Bu örgütün kuruluş sözleşmesi de anayasa niteliğinde. Sözleşmeyi okuduğunuzda ‘bunu ancak bir anayasa hukukçusu yazabilir’ diyorsunuz’ diye konuştu.
‘ANAYASA’ İRANLI HAKİMDEN
Örgütün sözde yargı organının başında ‘Gazi Avare’ isimli İranlı eski bir hakimin yer aldığını kaydeden Fatih Özgül, KCK’nın 47 maddelik anayasasının da aynı kişi tarafından kaleme alındığını belirtti.
BİR NUMARASI ÖCALAN
KCK’nın terör örgütü elebaşı Abdullah Öcalan’ın emriyle kurulduğunu ve başında da onun olduğunu belirten Özgül, ‘Örgütün üç aşamalı bir planı var. Özgür önderlik, demokratik özerklik ve demokratik konfederalizm. Yani önce Öcalan’ın cezaevinde dışarı çıkartılması sağlanacak. Sonra demokratik özerklik ilan edilecek. Sonra da Türkiye, Irak, İran ve Suriye’de dört parçalı konfederal bir Kürt devleti kurulacak’ dedi.
VERGİ BİLE TOPLUYOR
Terör örgütünün beş alanda faaliyet yürüttüğünü bildiren Özgül, ‘Bunlar ideolojik, siyasi, sosyal ve mali alanlarla halk savunma alanı. Vergi bile toplayan bu örgütün bir de ordusu var. Orduyu PKK’nın silahlı kanadı HPG oluşturuyor’ diye konuştu.
YÜRÜTME KARAYILAN’DA
KCK’nın yürütme organının başında Murat Karayılan’ın olduğunu vurgulayan Özgül, 300 delegeli Kongra Gel’in de yasama görevini üstlendiğini belirterek ‘Yasama kanun çıkartıyor, yürütme de uyguluyor. Sorun çıkınca devreye yargı organı giriyor’ dedi.
ATATÜRK’TEN ESİNLENDİ
Örgütün, Türkiye’de yapılanmasına ‘KCK Türkiye Meclisi’ dendiğini ifade eden Özgül, bu meclisin başında da Sabri Ok’un bulunduğunu söyledi. KCK’nın dört ayaklı bir paradigmayla çalıştığını anlatan Özgül şöyle devam etti:
Dört ayaklı paradigma kent meclisleri, siyaset akademisi, Demokratik Toplum Kongresi ve kooperatifçilikten oluşuyor. Demokratik Toplum Kongresi, Sivas ya da Erzurum kongreleri gibi. Öcalan’ın bu yapıyı kurarken Atatürk’ten esinlendiğini düşünüyorum. Kent meclisleri bir nevi taşra teşkilatı. Haftada bir toplanırlar. Buradakilerin büyük bölümü belediye meclisi ile il genel meclisi üyesi. Yani devletin kaynaklarıyla devletin organlarından çıkarılacak kararlarla örgütün istediği şeyler yapılıyor. Kooperatifçilik, dört ayaklı konfederasyon bölgesindeki tüm üretim araçlarının ele geçirilmesini amaçlıyor.
BAYDEMİR’DEN ‘KUMBARAYA’ HER AY 3 BİN 500 LİRA GİTMİŞ
KCK’NIN ‘kendi paranla kendi örgütünü çevir’ mantığıyla kurulduğunu vurgulayan Özgül, önce Avrupa’da toplanan paranın gönderildiğini, daha sonra bu transferlerin aniden kesildiğini belirtti. Özgül, mali yapıyı anlattı: Mavi kampanya, kumbara gibi değişik isimlerle para topluyorlar. İnsanların maaşının yüzde 1’una el koyuyor. Şirket kuruluyor, gelirin yüzde 30’u, bazen tamamı örgüte aktarılıyor. Belediye başkanları bile para aktarıyor. Osman Baydemir, aylık 3 bin 500 lira gönderiyordu. Bu rakamdan maaşının 35 bin olduğunu anlıyoruz.
(Soner ARIKANOĞLU / Akşam)
