Kent ilişkileri

Bizde bir örf adet vardır, belki bu her toplumda aynıdır,
yada başka başka biçimdedir.
Ödünç alma , borç alma,borç verme.
Köylü saf ve temiz duygulu insanlarda bu daha yoğun görülür.
Şehrin hergeleliğine uyamamışlarımız,
o eskiden kalma yardımlaşma karşılıksız borç verme,
ödünç verme geleneğini kentin apartman katlarından da sürdürürüz.
Ne güzel bir insan ilişkisi, yani tefeciye Bankaya gideceğine,
bir kenarda biriktirdiği üç beş kuruşu bir dostun acil ihtiyacına vermek.
Fakat iyiniyetler ve güven insanın yüzüne geri tokat olmuyorsa.
O dayanışma duygusu yıpranmıştır artık.
Tabiki bu insanlar artık ticari ilişkilere girmiştir, kapital denen şeye elleri değmiş,
o temiz duygular küçük ticaret, Bankalar yada ona benzer yan kuruluşlar aracılığıyla kirletilmiştir.
Şehre getirilen o temiz ve imece duyguların kirlenen yerlerinde
üçkağıtçılar ,sahtekarlar,v.b türemeye başlamıştır.
bir yandan herkesin köylü kurnazı dediği tipler baş göstermiştir.
Yani Köylülerin içinde çıkan çakal gözlülere üçkağıtçı zibidilere
bizim lügatta ”köylü kurnazı derler”
Aslında onlar şehrin deforme ettiği kimselerdir.
İnsanların güzelim dayanışma duygularını korkutmuşlardır..
Bu dayanışmada canı yananlar, yada yardıma cesareti olmayanlar.
En yakınının ”yaralı parmağına işemezler” diye suçlanırlar.
Aaa!! işedikte noldu, diyenler var tabiki.
”yüze duramama” durumu var ya,
Açık açık söyleyememek yani
”veremem, vermem” sözünün en duygusal geri çevirme biçimi,
bazan insanın canını çok yakar..
Gelenekte şu çok yoğundur…
”olsa canım feda” hemde çok ezilip büzülerek.
Yahu sen malını feda edemezken canını niye ortaya atıyorsun.
Oysa kiii ”veremem kardeşim” daha dürüst ve samimi bir tavırdır.
keşke diye bilsek…
Dostluklar, arkadaşlıklar ve bu toplumsal uysallığımız var ya…
İnsan ilişkilerini artık yaşadığı şartlar belirliyor,
niyetten bağımsız birçok şey insanı değiştirmiştir.
Sözün kanun olduğu o saf akıllılık yerini şeytanı niyetler almıştır.
Güven denen duygu deforme olup,
maddi sarhoşluk sinsiliğini indirgeyince toplum ilişkilerine…
Küçük çıkarlar büyük insani değerleri törpüleyip eritmeğe başlamıştır.
Vatatdaşda haklı kime güvenip kime güvenmeyecği sisli bir durum.
Mesele dönüp dolaşıp bizim hoca efendi hikayesine geliyor..
Ne diyelim…
Yarın ola hayrola..

kamil kupeli

770080cookie-checkKent ilişkileri

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.