Kerpiç evden demokrasi müzesine

Demirel’i uğurlarken yanıtını bulamadığımız soru: Fikret Kızılok o şarkıyı bugün yazabilir miydi?

Siyaset arenasındaki eylemleriyle Türkiye’nin son 50 yılına damgasını vuran 9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’in 90 yaşında yaşamını yitirdi. Demirel’in cenazesi 19 Haziran Cuma günü doğduğu yer olan İslamköy’de devlet töreniyle hayat arkadaşı Nazmiye Demirel’in yanında toprağa verilecek.

Demirel’in siyasi eylemleri ve çıkışları elbette daha çok konuşulup tartışılacak, Türkiye yeniden yakın tarihin kimisi unutulan sayfalarını çevirip anımsayacak. Ancak Demirel’in, kimi siyah beyaz görüntülerle anımsanan yaşamında, başına ‘yeni’ kılıfı geçirilerek yutturulmaya çalışılan bugünün Türkiye’sinde kamuoyunun görmeye alıştığı şatafatın oldukça uzağında, mütevazı bir Türkiye öyküsü göreceksiniz…

Isparta İslamköy’de 20 yıllık bir çabayla oluşturulan ve bu yıl açılışı yapılan ‘Süleyman Demirel Demokrasi ve Kalkınma Müzesi’, inişleri ve çıkışlarıyla bir siyasi liderin yaşamının özeti olmasının yanında oldukça anlamlı bir Türkiye fotoğrafı da sergiliyor.

Gösteriş ve şatafattan uzak, yörenin karakteristik mimarisiyle inşa edilen külliyenin içerisinde bulunan müzede, Türkiye’nin yakın tarihiyle paralel ilerleyen Demirel’in yolculuğuna tanıklık ediliyor.

Siyaset arenasındaki demagojik çıkışları, sakin, nüktedan ve hazırcevap tavırları bir yana Demirel’in eşi Nazmiye Demirel ile birlikte sürdürdüğü yaşamından yansıyan fotoğraflar arasında en çok dikkat çeken özellik sadelik. Demirel, savaştan çıkmış, yoksul ve küresel savaş baronları tarafından ateşe verilen bir imparatorluğun küllerinden yeniden doğan genç cumhuriyetin bir köylü çocuğuna sağladığı eğitim olanağının inşa ettiği bir kimlik. Bu kimlik inşasının her adımı yansıyor müzenin duvarlarına.

Ekmeğini, peynirini, domatesini, fasulyesini köyünden yiyen, yaşamı boyunca topraktan kopmamış bir siyasi kimlik. Sevabıyla günahıyla Demirel siyaset sahnesine son kez veda etti. Demirel, Hollanda’dan çiçek, İtalya’dan ağaç ithal ederek yeni Türkiye’yi inşa etmeye soyunan siyasilerin arasında, Anadolu’nun sedirleri ve kavakları altında uyuyacak…

İslamköy’de kerpiç bir evde başlayan 90 yıllık yolculuğun kilometre taşları, kerpiçten yapılmış bir başka evde yaşamla buluşmaya devam edecek.
Baba, Çoban Sülü, Barajlar Kralı…

Demirel, bugünün ideolojik körlükle dinsel bağnazlık arasında sıkışmış siyasilerine karşın Anadolu’nun Nasreddin Hoca mayasıyla yoğrulan siyasi kimliklerinden biriydi.
Fikret Kızılok, ‘Süleyman Hep Başbakan’ şarkısını bugün yazabilir miydi bilinmez. Biz en iyisi Demirel’i Türk siyasi tarihine ve toplumsal hafızaya bıraktığı birkaç sözle uğurlayalım:

“Bana Türkiye’nin durumunu bir kelimeyle anlatın derseniz ‘iyidir’ derim. İki kelimeyle anlatın derseniz ‘iyi değildir’ derim.”

“Na-mümkünü mümkün kılmak na-mümkündür.”

“Meseleleri mesele etmezseniz ortada mesele kalmaz.”

“Ege bir Yunan gölü değildir. Ege bir Türk gölü de değildir. Binaenaleyh, Ege bir göl değildir.”

1196940cookie-checkKerpiç evden demokrasi müzesine
Önceki haberAtalarımızın kaybolan ramazan adetleri
Sonraki haberGazete ilanıyla Obama’ya çağrı
YUSUF YAVUZ
YUSUF YAVUZ (GAZETECİ-YAZAR) Isparta, Sütçüler'de doğdu. 1990’da edebiyatla ilgilenmeye başladı. Deneme ve inceleme tarzındaki ilk yazıları 1996 yılında 'Atatürkçü Ses' Dergisi’nde yayımlandı. Aynı yıl yerel ölçekte yayın yapan kanallarda 'Dönence' başlıklı radyo ve televizyon programları hazırlayıp sundu. 1999 yılında Antalya'da kurulan Müdafaa-i Hukuk Dergisi’nde yazmaya başladı. 2001’de Gazete Müdafaa-i Hukuk’ta Muhabir-Temsilci olarak görev aldı. Daha sonra adı 'Yeniden Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk' olan dergiyle bağını temsilci-yazar olarak sürdürdü. 2001-2007 yılları arasında Kaş Kitap Şenliğini organize ederek başta çocuklar ve gençler olmak üzere yöre insanının kültür, sanat ve edebiyat çevreleriyle buluşmasını sağladı. 2005 yılında Muğla ve Antalya arasındaki sahil bandında yaşanan yabancılara toprak satışına ilişkin yaptığı araştırmalar önemli etkiler yarattı. Deneme, inceleme, röportaj, düz yazı, haber ve yorumları; Cumhuriyet Akdeniz, Odatv, Yeni Harman, Edebiyat ve Eleştiri, Yolculuk, Evrensel, Atlas, Magma, Aydınlık, Birgün, Açık Gazete gibi dergi ve gazetelerde yayımlandı. Antalya merkezli VTV Televizyonunda, Pelin Gel Ağan'la birlikte 'İki Ağaç İçin' adıyla 16 bölümden oluşan bir program hazırlayıp ve sundu. Kanal V Televizyonunda, Biyomühendis Çağlar İnce ile birlikte, Yörük kültürünü ve tarihsel köklerini ele alan 'Islak Çarıklar' adlı belgesel haber programı hazırlayıp sundu. Araştırma yazılarından bazıları, 'Yer Bize Çimen Verdi' ve 'Darağacına Takılan Düşler' adıyla belgesel filmlere de konu olan Yavuz, şu sıralar 'Islak Çarıklar' adlı bir belgesel haber programı için çalışmalarını sürdürüyor. Ağırlıklı olarak arkeoloji, çevre, kentsel dönüşüm ve tarım konularını ele alan çalışmalar yapmayı yazılı ve görsel medyada sürdüren Yavuz, yıkım politikalarıyla tarımdan hayvancılığa, kültürden mimariye kırsal yaşamın dönüşümünü ele alan araştırma yazılarıyla tanınıyor. Ziraat Mühendisleri Odası Basın Ödülü, Çağdaş Gazeteciler Derneği Belgesel ödülü, Türkiye Ziraatçılar Derneği Tarım ödülü, Kubaba Derneği kültür hizmeti ödülü'nün yanı sıra Türkiye Ormancılar Derneği gibi çeşitli meslek odası, kurum ve kuruluşlar tarafından ödüle layık görülen Gazeteci Yusuf Yavuz, Likya'dan Teke yöresine uzanan coğrafyadaki su kültürüne ilişkin uluslararası bir sanat projesinin de danışmanlığını ve metin yazarlığını üstleniyor.

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.