İki farklı Recep öyküsü… (VII)

Birincisini; gişeden biletimizi alıp, karanlık salonun koltuklarına oturup, ışıklar sönüp de  beyaz perde de film oynamaya başladığında  tanımaya başlıyoruz; başında ‘fötr’ şapkası (kenarı beyaz şeritli), boğaz yakalı siyah kazağı, spor ceketi (bazen palto), boynunda atkısı, elinde tabancası, hafiften ‘James Bond’ vari duruşu ve gülümsemesiyle; “Ben Recep! Kasımpaşalı Mister Recep!) der ve tıpkı, M. Ali. Clay’ın bir dönem “ Kelebek gibi uçarım! Arı gibi sokarım!” diyerek, ringlerde fırtınalar estirdiği gibi..O da “yemeklerin salçalısından, kadınların kalçalısından severim!”diyerek sürdürdüğü konuşmasıyla, vurdulu-kırdılı-macera(avantür) filmlere seri halinde başlamış bir tür James Bond, bir anlamda ‘Deli Dumrul’un, Köroğlu’nun, Robin Hood’un’ (halk kahramanları) çağdaş versiyonu olarak, kötülere aman vermeyerek halkın gönlünde taht kurmuş ve Türk Sinemasının ‘ Çirkin Kral ‘ı olmuştu…


Bu “ Kasımpaşalı Mister Recep!” Yılmaz Güney’den başkası değildi. Yılmaz Güney, bu (Kasımpaşalı) filmleri serisinden sonra da bir çok ‘avantür tarzlı’ filmlerde oynayarak Türk Sinemasına ve halkına kendisini sevdirmiş, kabul ettirmiştir.


Daha sonraları değiştim diyerek; ‘sosyal-toplumsal-sanatsal’ içerikli ve ağırlıklı filmlere yöneldi.(Umut-Umutsuzlar-Acı-Ağıt-Endişe-Sürü-Vurguncular vs…)gibi…. Bu tarz filmleriyle hem Türk Sinemasına damgasını vurmuş, hem de Uluslararası sinemaya kendisini; oyuncu,yönetmen, senarist olarak kabul ettirmişti… Senaryo yazarlığı dışında roman ve öyküler yazdı.Bir çok filmi gerek yurt içinde gerekse yurt dışında ödüller aldı.


Birinci “Kasımpaşalı (Mister) Recep!” Yılmaz Güney, Urfa-Siverek’te doğdu. Ailesi yoksuldu. Adana’da büyüdü. Pamuk tarlalarında ırgatlık yaptı. İçinde büyüttüğü sinema aşkıyla İstanbul’a geldi.


Filmlerde set işçiliği yaptı. Ustası Ö. Lütfü Akad’ın asistanlığını yaptı. Tahsili liseydi. Düşünce suçundan uzun süre ceza evinde yattı. Sonra dışarı çıktıktan bir süre sonra cinayet suçlamasıyla tekrar içeri (cezaevine ) girdi.Yatmış olduğu cezaevinden yurt dışına Fransa’ya, Paris’e kaçtı. Yakalandığı amansız hastalıktan kurtulamayarak (Vatan hasretiyle) Paris’te öldü… Şimdi orada ‘sanatçılar mezarlığında ‘yatıyor. Halkın gönlünde yaşamaya devam ediyor.


“ Anneme ‘sanatçı’ olduğumu söylemeyin.! O beni Adana’da ‘ırgat’ sanıyor… “


İkincisini; seçim meydanlarından, radikal söylemlerinden, vakur, ağır başlı, hırslı, şiir okumayı seven, zaman zaman sevenleriyle birlikte şarkı söyleyen; “(Beraber yürüdük biz bu yollarda)”yine “kimsesizlerin kimi! Sessizlerin sesiyiz! Sus! Konuşma! Otur! Oturduğun yerde; karşında Başbakan konuşuyor… Siz kim oluyorsunuz ? “ gibi benzer konuşmalarıyla da tanıdığımız; tahmin ettiğiniz gibi, bu “Kasımpaşalı Mister Recep!”de Recep Tayyip   Erdoğan’dan başkası değil elbette!


Yoksul değil ama yoksun bir ailenin çocuğu olarak Rize’de dünyaya geldi. 1967 yılında İstanbul’a gelerek hemşehrilerinin çoğunlukta olduğu ‘Kasımpaşa’ semtine yerleştiler.


Mr,(mister)lik nereden geliyor, derseniz? Herhalde hem bir ‘ Başbakan ‘ hem Parti Genel Başkanı ve siyasetçi olarak; ecnebi (yabancı), siyasetçiler, devlet adamları, dostları  sayın anlamına gelen Mr.(mister) Recep veya Erdoğan sözcüğünü kullanıyorlardır. Bu teşbih(benzetme) buradan yola çıkılarak yapılmıştır.


 Bu kadar açıklamadan sonra ne halde olduğumuzu anlayın artık… ( Düşünce suçları suç olmaktan çıktıya yani…) 141-142-163…’den hep beraber az çekmemiştik. Çok şükür bunlardan kurtulduk. Ne kadar sevinçliyiz! Düşünce suçu suç olmaktan çıktı diye… Ama örtülü sansürle bunu da delmenin yolu bulundu. Neymiş efendim!  Basın yayın yoluyla hakaretten tazminat davaları… Hadi kalem oynat ta görüyüm seni…   AB yolundayız ya…


Değerli yazar, bilim adamı Fikret Başkaya’nın düşünce suçundan dolayı almış olduğu mahkumiyet kararının yıllardan sonra yeni kalktığını da buruk bir sevinçle de olsa memnunlukla karşılıyoruz…


Gördünüz mü? Ne anlatırken, nerden nereye gelmek zorunda kaldık. Evet! Daha sonra  herkesin gayet iyi bildiği gibi özellikle Belediye Başkanlığı döneminde ‘ Kasımpaşalı Efsanesi’ yaratılarak; Başbakanlığa kadar gidecek olan siyasal yaşamıyla Türk Siyaset Arenasına damgasını vurmuş oldu.’ değiştim ‘ diyerek, ‘ Milli Görüş ‘ gömleğini çıkarttığını söyledi.


 Başbakan olduktan sonra; en önemli ilk icraatı Amerika’nın bastırmasıyla ( T. B.M.M.) den Irak Tezkeresini çıkartmaya çalışmak oldu. Aba altından sopa göstererek İş adamlarını ve Kartel Medyayı yanına alarak ‘dikensiz gül bahçesi’ yaratmayı başardı.


 Amerika’yla dirsek teması devam ettiği sürece, her şeyin iyi olacağı, ekonomik krizlerin çıkmayacağı, yoksul ama mutlu insanlardan oluşmuş bir toplum olacağımız da bir gerçek! (D.İ.E)de böyle söylüyor.


Bir taraftan hak etmedikleri halde bir takım insanlar, ihaleler yoluyla kesesini doldururken, diğer tarafta,yıllarca kuruş kuruş biriktirdikleri paraları, anlı şanlı profesörlerin de televizyonlarda anlattıkları, aman para yastık altına kaçmasın, bankalara yatırın ekonominin çarkı içinde dönsün çağrılarına da inanarak yatırdıkları paralarının dilencisi durumuna düşmüş ve perişan olmuş insanlar…


Sayın Başbakan da “ Paranızı yatırırken bana mı sordunuz” diyebilmiştir. AB içindeki ya da yolundaki bir ülkede böyle bir şey olabilir mi? Unutmayalım ki! “ Adalet Mülkün Temelidir.”


Recep Tayyip Erdoğan: Yüksek tahsilli… Ustası N. Erbakan’ın yanında yetişti. Düşünce suçundan cezaevine girdi. Hakkında çeşitli yolsuzluk iddialarıyla davalar açıldı. Bazılarından aklandı.


 Seçimden önce dokunulmazlıkların kaldırılacağı yönünde söz verdi.
Kendi seçmen kitlesi tarafından çok sevildi… O şimdi Ülkeyi yönetmeye devam ediyor…


“ Anneme’ Başbakan’ olduğumu söylemeyin!  O beni İ.E.T.T.Spor’ da futbolcu sanıyor… “


____________________


Mete Karakaş (Araştırmacı/Yazar) [email protected]


YAZARIN DİĞER YAZILARI


– Aşklar, şiirler ve şarkılar


– Gittim, gezdim, gördüm


– …bağlı kadınlara selam olsun! (1)


– Destan’dan destana yol gider (II)


– Bunu biliyor muydu Bay Bush? (III)


– ‘Amazon’ kadınlarından ‘Amansız’lara (IV)


– Panik Odası mı? Nanik Odası mı? (V.)


– Meryem ve Meryem (VI)

679000cookie-checkİki farklı Recep öyküsü… (VII)

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.