İki yaka bir şehir – İstanbul

Kimleri sevdik farketmeden içinde?
Kimler kaldı bizden geriye?…
Neleri yuttuk bu şehirde?
neleri sustuk?
neyin hesabını tuttuk?
bazen ayrılıktı İstanbul bazen kavuşma
umut taşıdık bir yakadan bir yakaya…
vicdan taşıdık iş taşıdık aşk taşıdık
bazen sırtımızda bazen aklımızda…
bazen unutuldu bazen yıllarca kanadı o yara.
ne kaldı geriye,
süzülürken gözyaşları
yağmurlu taş ormana?

işte o yüzden…
insan bir kez
sevmekten ölür bu şehirde
değer-değmez-farketmez
pişmanlık insanlıktandır biraz da…
hayır kimse ölsün istemiyoruz ama
bunu söylemeye cesaret edecek kadar tutkuyla yaşar insan
İstanbul’da yaşayacaksa…
elbet gider insan,
elbet dolar zaman
elbet biter bitmez dediğin
‘pişmanım’ diyebilirsin
‘keşke’ diyebilirsin
keşke’nin neleri değiştireceğini bilirsin…
bir kez karşılıksız aşk
bir kez de karşılıksız çekle
çaresiz bir başına kalabilirsin…

Bu şehrin üzerine dokunan kumaş
mendil değil sevgilim,
silip atamazsın kolayca…
çığlık çığlığa atılır her ilmek
düşle gerçeğin arasına…
o bir ibrişimli pelerindir
Asya’dan Avrupa’ya…
sihirli örtüsüyle kaplar tarihi baştan başa…
seni de bu gelgitler bu duygu infilakları devşirir…
çok sevmeyen tutunamaz bu şehirde
İstanbul cesaret işidir …

Mavi beyaz ipekli yumuşak bir deniz bu..
bir ucundan üflüyorsun
öbür ucundan filiz veriyor.
bazen sımsıkı bırakmak istemiyor canın
bazen öfkeyle kaçıyorsun içinden kalabalığın…
dönüp dolaşıp aslına vardığın
bir evete bir hayırsın
bir gidişe bir kavuşmasın
bir hoşgeldine bir elvedasın …
İstanbulsun…

Düşünerek sağa sola yalpalayacağına
bir kere de önce yaşa, düşünürsün sonra…
İstanbul gibi yap..
kusurlu huzursuz açıklanamaz bir vazgeçemeyiş güdüsüyle…
tutkuyla bağlan hayata…
yoksa bir tık’a devrilirsin akılda ruh yoksa…

Hep gülmek diyoruz ya neşemizi çoğaltacak diye
soruyorum hep güleceksek eğer
gülmenin eşiği nereye atlar?
çok mutluluk intihardır bu şehirde..
sıkıcı sığ kelimeler gibi..
bu gelgitler olmasa
neyin neden daha üstün olduğunu beyin nasıl ayıklar?
sevinçlerin gibi hüzünlerini de
severek yaşa…
böyle başa çıkılır ancak İstanbul’la…

Bırak kendini
derin bir kabullenişle neşeli bir kavuşmaya
Moda’ya Sarıyer’e Hisar’a Göksu’ya
gelin alayı gibi eşlik etsin sana martılar
Galata’dan Salacak’a…
Bak bakalım İstanbul ne der, hayat ne der, zaman nasıl görünür bir eyvallah’a…
Bütün heybetiyle yağsın üstüne İstanbul
sen sus,
‘O’ konuşsun biraz da…

[email protected]

1605010cookie-checkİki yaka bir şehir – İstanbul

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.