Denktaş yıllardır Türkiye’ye güvenmekle hata mı yaptı. Yoksa hatası yıllardır Türkiye’de hükümet olan kişilerle iyi ilişkiler içinde bulunmak ve Türk askerine yürekten inanmak mıydı?
1977 yılında KTFD Meclisinde Kıbrıs konusunda kapalı bir oturum yapılmıştı. O dönemde bende Mağusa Milletvekili olduğumdan doğal olarak toplantıya katılmıştım.
Tüm konuşmalar “Federal Kıbrıs” üzerine yapılmaktaydı. Dönemin Başbakanı Ecevit, Kıbrıs’ta Federal bir yapıyı öngörmekteydi ve Kıbrıs’lı Türklerin “Bağımsız bir Devlet” ilan etmesine bu nedenle karşı çıkmış ve başta Rauf Denktaş olmak üzere tüm devlet yöneticilerini “Federasyon” fikrine yönlendirmişti.
O dönemde lakapları arasında “Karaoğlan”, “Kıbrıs Fatihi” gibi kahramanlık tüten tanımlarda olan Ecevit’e Kıbrıs’ta büyük bir sevgi ve saygı bulunmaktaydı. Kimsenin aklından “Federasyon” fikrine bırakın karşı çıkmayı, eleştirmek bile geçmiyordu. Ne demekti Ecevit’in söylediklerine karşı çıkmak ve aksini düşünmek.
O kapalı oturumda, Başbakan ve Bakanlar ile muhalefetin liderleri ve ileri gelenleri Federasyondan bahsederken, ben yaşıma başıma bakmadan, ki o gün tamı tamına 28 yaşındaydım, kürsüye çıkıp bir konuşma yaptım. Kürsünün alt kısmında bacaklarım heyecandan titrerken, üst kısımda gayet sakin bir şekilde “Rumları tanımıyorsunuz. Hayal içindesiniz. Kıbrıs için en iyi çözüm formülü Konfederasyondur” demiştim.
Demeye demiştim de, her kes beni yemişti bu sözlerimden dolayı. Neyse zabıtların açıklanmasına az kaldı. Nasıl olsa hepsi yazıyor o zabıtlarda.
O kapalı toplantıdan sonra bir gün Devlet Başkanı Rauf R. Denktaş (O dönemde Kıbrıs Türk Federe Devleti Başkanı idi) beni çağırıp, kapalı toplantıdaki sözlerimde doğruluk payı olduğunu, bizler için en sağlıklı çözümün konfederasyon olacağını ve görüşümdeki doğruluk payının çok yüksek olduğunu söylemişti.
1968 yılının Haziran ayında Beyrut’ta başlayan görüşmelerle, tam 37 yıldır görüşme masalarında dirsek çürüten Denktaş, bu güne kadar ne hata yaptı ki, 2002 yılında iktidara gelen AKP iktidarı tarafından, 1957 yılında Kıbrıs Türk Kurumlar Federasyonun Başkanı seçilmesi ile başlayan 48 yıllık mücadelesinin önü kesildi. Önce görüşmecilikten izole edildi sonra da Cumhurbaşkanlığı seçimine girmemeye zorlandı.
Denktaş Kıbrıs’ta “Çözüme ve Barış”a engel olarak gösterildi ve herkeslerde bunu yuttu. Nedeni Türkiye’ye ve Türk askerine inancı tamdı ve bunu biz Kıbrıs’lı Türklere de aşılamaya çalışıyordu.
Madem Denktaş “Çözüme ve Barış”a engeldi bugün neden o yıllardır özlemi çekilen “Çözüm ve Barış” ortalarda Denktaş olmamasına rağmen gerçekleşmiyor?
Hadi “Çözüm ve Barış” Rumların engellemelerinden dolayı gerçekleşmedi diyelim, peki o halde Denktaş’ı suçlu sandalyesine oturtacak olaylar nerede.
Hangi olay Denktaş’ı çözüme engel yapmıştır. Birileri çıksın ve bize söylesin. Sanırım bu kişiler, tarihin bir kenara not ettiği ve bir gün de yazacağı “hakikatleri” görmek istememektedirler!
Perşembe günü Denktaş TBMM’de tarihi bir konuşma yaptı. CHP’nin yarattığı bir olanakla gerçeklesen bu konuşma gerçekten çok düşündürücü ve ders vericiydi. Sözlerinde sitem ve kırgınlık vardı. Acı dolu sözleri ile Türkiye Cumhuriyeti Milletvekillerinin dikkatini çekmek istedi.
Ondokuzuncu yüzyılın son yarısını dolu dolu yaşayan ve karşısındaki Rumu çok iyi tanıyan Denktaş, olacakları görerek seslendi Milletvekillerine. İktidardakiler onu duymuşlardır ve sözlerine kulak vermişlerdir umarım.
Hadi birisi söylesin bana, son 48 yıldır Denktaş nerede hata yaptı?
______________
* Prof. Dr.
