KIBRIS'TAN… Fasulyeden YK üyesi

“Fasulyeden Yönetim Kurulu Üyesi” diye bir tanım duydunuz mu hiç?
Çok güzel ve yerinde kullanıldığı vakit bir mana ifade eden ve gerçek tabloyu da çizen bir tanımdır bu.
Söylendiğinde de “Çuk” diye yerine oturur.


Gerçekte bu tanımın iki ayrı anlamı vardır.
Birisi fasulyenin “nimet” sayılması nedeni ile “Çalışkan ve işe yarar Yönetim Kurulu Üyesi” manasındadır.
Diğeri de “Midede gaz yapmasından dolayı” sadece gaz çıkarmak gibi işlerde başarı gösteren Yönetim Kurulu üyeleri için kullanılır.


Bu ikinci tanıma giren, politik eli kolu uzun ama kendi iş hayatlarında başarıyı yakalayamamış fasulyeler, uzun kulaktan duydukları veya sempatizanı oldukları siyasi partinin üst kademelerinden aldıkları bilgilerle hemen kolları sıvarlar ve kendilerine teklif yapılmadığı halde söz konusu Kurumun Yönetim Kurulu Üyeliğine atanmak için, Makyavelli prensiplerine uygun olarak her yolu mubah sayıp, hemen her tür bilinen ve bilinmeyen düzenbazlığı tezgâha koyarlar.
Çevirmedikleri fırıldak, döndürmedikleri dolap da kalmaz. 


Diyelim ki bu işe karar verecek olan Başbakan olsun.
Önce Başbakana etkili olabileceğini düşündüğü bir siyasiye yanaşır veya bu siyasinin kıramayacağını düşündüğü bir aracı ile bu siyasinin yanına gider ve isteğini kendi yerine aracıya söyletir. Aracı konuşurken, boynu bükük, kendi hakkında söylenenleri masum ve mahzun bir şekilde, hakkı yenmiş zeki, üretken ve çalışkan bir kişi havalarında dinler. Aracının bu fasulye hakkında söylediği kelimelerini bir duysanız, bu gaz çıkarmaktan başka hiçbir işe yaramayan fasulyenin, bulunmaz bir Hint kumaşı olduğunu sanırsınız.
Birinci olta atılmış ve ucuna Başbakana etkili olabileceği düşünülen bir siyasi yakalanmıştır. Bu siyasi kişinin zaten başka bir seçeneği de yoktur. Tekrar seçilebilmesi için oy’a gereksinimi vardır ve bu gaz çıkarmaktan öteye başka bir işe yaramayan kişinin işini yapmakla söz konusu Kurumun zarar görebileceğini aklına bile getirmeden, bu gazcı fasulyeden, ailesinden ve çevresinden alacağı oyların hayali ile konuyu Başbakan’a iletir.
Başbakan da, günü geldiğinde aracılık yapan siyasinin desteğine gerek duyacağı için  “Tamam bakarız” der ve bir kenara not eder. Birkaç gün içinde de bu fasulyenin gaz yapmaktan öteye bir işe yaramayacağını öğrenince de aracı olan siyasiye kibar bir gerekçe ile ve de topu MYK gibi birçok ismin bulunduğu bir kurumun üstüne atarak bu işin olamayacağını söyler. Siyasi de, kendine gelen aracıya, aracı da gazcı fasulyeye olumsuz mesajı iletir.
Dedik ya, adam Makyavel prensiplerini uygulamaya and içmiştir bu konuda. Ne morali bozulur, ne de arzusu eksilir. Kararı tam gaz yola devamdır, ta ki Yönetim Kurulu Üyesi olarak atanana kadar.
Bu sefer Başbakana gönderilecek üst düzey aracıların sayısı ve kalitesi işi garantiye almak için artmaya başlar. Kimler yoktur ki listede. Genel Merkezin çaycısından, Başbakanın sekreterine, bölgenin siyasi parti delegesinden örgüt başkanına, Başbakanın eşinin arkadaşlarının kocalarından, makam şoförüne kadar herkes devreye sokulur.   Cumhurbaşkanı ve çevresi de yedek kulübesinde bekletilir. İş olmazsa son çare olarak şöyle veya böyle, onlar da devreye sokulacaktır.
Başbakanın kıramayacağı bir kişi gider ve gazcı fasulyenin yeteneklerini biraz daha cilalayarak Yönetim Kurulu Üyesi olarak atanmasının parti için çok iyi olacağını söyler. Ardından ikinci aracı gelir, aynı konuyu değişik sözlerle Başbakana aktarır. Ardından üçüncü, dördüncü ve nihayet onuncu aracı Başbakana gelerek, hem bu gazcı fasulyeyi, hem ailesini hem de bu gazcı fasulyenin kontrolü altında olan 250 oyu kaybetmeyi göze alamayacaklarını söyler.      
Kendi kendine, kime oy vereceğine karar veremeyecek bırakın 250 kişiyi, ben 33 yıllık politik hayatımda 5 kişiye bile rastlamadım. Nedense oy kullanma günü yaklaştıkça orantılı olarak seçmenin de bilinci aniden açılmaya ve yükselmeye başlar. Son gün de kime oy vereceğine kendi karar verir.


Veee en sonunda bizim gazcı fasulye muradına erer ve Yönetim Kurulu Üyeliğine atanır. Ertesi sabah traş olurken aynaya baktığında yüzünü göremez. Artık devleşmiştir ve aynalar bile kendisini sığmaz olmuştur.
Yola çıkar ve uğradığı yerlerde, Başbakanın kendisine onlarca aracı gönderdiğini ve nihayet Başbakanı kıramayacak duruma geldiğinden dolayı da Yönetim Kurulu Üyeliğini “Lütfen” kabul ettiğinden bahsetmeye başlar. Artık roller değişmiştir.


Büyük bir afra ve tafra ile kuruma gider ve elleri arkada koridorda dolaşmaya başlar. Kendisini gören memurların ayaklarına kapanmasını bekler. Hemen yönetime ve Genel Müdüre müdahale etmeye ve kendini, herkesin üzerinde görmeye başlar. Artık onun her söylediği en doğrudur ve Kurumun yüksek çıkarları doğrultusundadır. Kazara düşündüklerinin yanlış olduğunu kibarca söylemek cesaretini gösteren görevlilerin üzerine de bir şahin gibi çullanır. Amacı hemen ve derhal bu yüzsüzleri cezalandırmaktır.
Bu görevli ne kadar işinin ehli olsa da, birkaç yabancı dil bilse de ve uluslar arası belgelere sahip olsa da hiç gözünün yaşına bakmaz. İllaki cezalandırması gerekmektedir.
Bu işin en kolayı da, söz konusu görevliyi taciz etmek ve işinden bıktırana kadar baskı yapmaktır veya amiri olarak bir milletvekilinin eşini üzerine atamaktır. Atanacak kişinin eğitimi olmasa da, yabancı bir dil konuşamasa da ve uluslararası herhangi bir belgeye sahip olmasa da, en büyük ve geçerli belgesi Milletvekili eşi olmasıdır. Bizim gazcı fasulye de bu atamadan sonra söz konusu Kuruma verdiği zararı aklına getirmekten aciz olarak, partiye ve eşini amir yaptığı Milletvekiline yaranmış olmanın gururu ile daha da büyük bir afra ve tafra ile koridorlarda dolaşmaya başlar. Kurumun, yıllar süren bir eğitim ve deneyimden sonra yetişmiş bir personelini kaybetmesi de bu gazcı fasulye için hiçbir mana ifade etmez. 
Sonra zamanı dolunca bu gazcı fasulye gider ve yerine de büyük bir olasılıkla aynı yöntemi uygulamış bir başka gazcı fasulye atanır.
Sonra da Kurum batar veya can çekişmeye başlar. Aynen şu anda bizim bazı kurumlarımızın can çekiştiği gibi.
 
Birinci tanıma uyan Yönetim Kurulu Üyesi ise çalışkandır. Kendi alanında başarılı olmuştur ve böylesi bir görev için de pek istekli değildir. İçinden geçirse bile pek belli etmez. Siyasilere aracı göndermez, gidip ağzı ile de Yönetim Kurulu Üyeliği istemez.
Gazcı fasulyenin yönteminin tam tersine, iş başındaki siyasiler bu kişinin varlığının ve yeteneklerinin farkına vardıklarında, gazcı fasulye tarafından gönderilen onlarca aracıya ve politik baskılara rağmen, kendi gönderdikleri aracılar ile nimet olan fasulyenin ağzını yoklatırlar. Eğer olumlu bir yanıt veya vücut dili ile onay gelirse, işi ileriye götürürler ve bu nimet sınıfına giren fasulyeyi Yönetim Kuruluna atarlar.
Ne yazık ki, bunların sayısı bir elin parmağından azdır. 
Bu nedenle de birçok kurumumuz Gazcı Fasulyeler nedeni ile can çekişmektedir.
Kurtuluş nerede mi?
Bu gazcı fasulyeleri, gerçekte hepsinin sahiplerinin halkımızın olduğu Kurumlarımızdan temizlemektir. Hem halkımız rahat edecektir hem de kurumlarımız, içlerindeki aşırı gazdan dolayı.


_______________


* Prof. Dr. Ata ATUN
http://www.ataatun.com  

656980cookie-checkKIBRIS'TAN… Fasulyeden YK üyesi

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.