KIBRIS’TAN… Lissaridis yine sahnede

1955’lerden beridir Kıbrıs’ın politika sahnesinde yer alan Vasos Lissaridis, emekli olmasına rağmen dün gene kükredi ve refiği Papadopulos’u güya tehdit etti. Kendisine  “Annan Planı kabul edilirse, hükümetten ayrılırız” yollu bir uyarı gönderdi. Bu uyarı Papadopulos için tam bir, “istemem ama yan cebime koy” tehdidi. Utanmasa ellerine sağlık gumbaro diyecek ama şimdi olmaz bu. Sırası değil.


Kıbrıs’ta bir tabir var bilirsiniz, çok samimi, ortak yanları çok fazla ve yedikleri içtikleri ayrı gitmeyen iki arkadaşı tanımlamak için Kıbrıs Türk halk arasında “aynı deliğe işerler” lafı kullanılır. Rumlar bu tür dostlarını gumbaro diye de tanımlarlar, her ne kadar gerçek manası biraz daha farklı olsada. İşte bu laf şimdilerde tam Papadopulos ve Lissaridis’e uygun bir tanım.


Kıbrıs Rum kesiminde şu anda hükümette olan koalisyonun en küçük ortağı KISOS (EDEK) partisi,  (Onursal) başkanı Vasos Lissaridis, orta boylu ortağı DİKO, başkanı Papadopulos ve büyük ortak da AKEL, başkanı (Genel sekreteri) Dimtiris Hristofyas. 
Baryayı (ekibi) gördünüz değilmi. Bir tanesi sosyalist, birazda aşırı solda, bir tanesi komünist, nerede olduğunu söylemeye gerek yok, bir tanesi de sağcı hemde tipik faşo. Böyle bir koalisyon bizde olsa, 1 dakika bile sürmez ama Rumlarda yıllardır büyük bir uyum içinde gidiyor.


EDEK, Annan planına karşı ilk hareketi başlatan siyasi parti. Annan Planı’na karşı mücadeleye ilk başlattığında, iki büyük parti halihazırda evet demiş, diğer partiler ise henüz görüşlerini resmen açıklamamışlardı. EDEK temel de Kıbrıs Cumhuriyeti’nin lağvedilecek olması nedeni ile hemen karşı çıkmıştı plana.


Şimdi Lissarides açıkça  2006 yılı içinde Türkiye, Kıbrıs’ı tanımazsa, müzakerelerin ilerleyemeyeceğini ve “VETO’muzu kullanacağımızı” söylememiz gereklidir diyor. 2006 yılı içinde Türkiye, Gümrük Birliği Protokolü’nü hayata geçirmezse, Türk ürünleri dolaylı yollardan olsa da içeri girerken gemilerimizin Türk limanlarına demirleyememesini kabul etmemeliyiz ve mücadelemizi başlatmalıyız çağrısı yapıyor.


Diğer ülkeler, balıkçılık hakları gibi  bazı  konularda veto kullandıysa, biz de gerektiği anda devlet olarak ve Kıbrıs Elenizmi olarak varoluşumuzla ilgili haklarımız için “VETO” kullanmalıyız. Şanlı tarihimiz bize, baskılara boyun eğerek tehlikelerden kaçamadığımızı öğretti diyen Lissarides, Papadopulos’u koalisyonu bozmakla tehdit ediyor ve mücadele etmeliyiz, çetin bir savaşa  başlamalıyız aksi takdirde biz yokuz şeklinde de sesini yükseltmeye başladı.


Lissarides’i iyi tanıdığım için bu gelişmenin arkasının pek hayrın olmayacağını düşünmeye başladım. Kıbrıs konusu bu gelişme ile daha da çıkmaza girecek. Bu bence iki kere ikinin dört ettiği kadar kesin. 


Peki kim bu Lissarides.


Rum tarafında, geçmiş yıllarda terörün tezgahını kurduğu,  Türkiye’ye yönelik teröre yıllarca imzasını attığı, 17 Kasım terör örgütünün kurulmasına öncülük ettiği, AKRİTAS planı hazırlanırken Makarios’a danışmanlık yaptığı söylenen ve Marksist-Leninist fikirlerin aşığı ve uygulayıcısı olması nedeni ile 1955’lerde EOKA’nın komünist kanadını kuran, Larnaka’nın Lefkara köyünde 1920 yılında doğmuş Kıbrıs’lı bir Rum’dur.


Lissaridis, 1976’da Atina ve Paris’te düzenlenen toplantılarda yaptığı konuşmalarda, Türkleri adadan atmak için yeni bir Vietnam savaşı hazırladıklarını söyleyerek Güney Kıbrıs’ta kamplar kurularak terörist eğitimi başlatılması fikrini ortaya atan kişi. 


Terörün  tırmandığı yıllarda, Kıbrıs’ın Rum kesiminde Lissaridis’in fikir babalığı yaptığı bu 30’dan fazla terörist eğitim kampında Yunanlı, Rum, Ermeni ve Kürt terörist adayları Kübalı, Libyalı ve Yunanlı subaylar tarafından eğitildiler. Vasos Lissaridis’in iyi bir performansla bölgede terörizmin koordinasyonunu sağladığı ve Güney Kıbrıs’ı bir terör üssü haline getirdiği bir çok kereler iddia edilmiş, zaman zaman basında da yer almıştır.


Vasos Lissaridis’in Ermenistan ile de çok yakın ilişkileri bulunmaktadır. Kendisi, Türk diplomatlarını öldüren terör örgütü  ASALA’nın yaratıcılarından biri olarak tanınıyor ve hatta bir dönem gerektiğinden fazla Ermenistan’a gidip gelmesinin nedeni de ASALA ile müşterek çalışmalar yaptığına bağlanıyor. Ulusal Ermeni Komitesi “Yılın Adamı” ünvanını 2001 yılında ERMENİ DAVASINA verdiği hizmet’lerden dolayı Lissarides’e verdi.


Sadece Türkiye’nin değil, Amerika ve İsrail’in de bir düşmanı olarak tanınan Lissarides’in, “Bayram değil, seyran değil eniştem beni niye öptü” misali şu günlerde gene sahneye çıkması bence çok dikkat edilmesi gereken bir konudur. 


_____________


* Prof. Dr.

653760cookie-checkKIBRIS’TAN… Lissaridis yine sahnede

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.