KIBRIS’TAN… Papadopulos’un kara hayalleri

Papadopulos bu günlerde birkaç tane birden kâbus görüyor. Zaten sağlığı pek de iyi değil. Bu kâbuslarla daha da kötü olacağı kesin. Seçimlere bile girememesi ve sağlığını bahane edip çekilmesi olasılığı da her zaman mevcut.


Seçimi kaybedeceği ile ilgili kâbusu her gece yeniden ve yeni bir şekli ile görüyor,  adeta yaşıyor. Hristofyas’ın ve Kasulides’in başarıları kendisini bayağı ürkütmeye başladı.
 
Seçimi kaybetmek korkularına ilaveten kendisini derinden derine endişelendiren bir diğer kâbus da kendisinin bir gün La Hey Adalet Divanına yani Savaş Suçluları Mahkemesine götürülmesi. Defkalion kod adı ile Kıbrıs’ta Türkleri yok etmeye yönelik Akritas Planının mimarı olduğu gerçeği bundan yaklaşık 40 sene evvel resmen ortaya çıkmıştı. 1974 Barış harekâtından sonra bu La Hey korkusu hiç aklında çıkmadı.   
 
Papadopulos’un Birlemiş Milletler Genel Kuruluna katılmak için New York’a yaptığı ziyarette Ban Ki Moon ile görüşmesi olağan ama görüşme sırasında kayıplar konusunu da gündeme getirmesi ve sadece kayıpların kimlik tespitinin değil, akıbetlerinin de araştırılması gerektiğini vurgulaması hiç de olağan değil.


Çok da masum gözüken bu isteğin altında tam bir hinlik yatıyor.


Papadopulos’un bu konuyu gündeme getirmekteki gerçek amacı aslında bambaşka.


Bu amaç, çok değil daha birkaç yıl evvel bilinçli olarak söylediği “1963-1974 dönemi içinde bir tek Türk ölmedi” yalanını meşrulaştırmak ve Güney Kıbrıs Rum Yönetimini 1963-1974 yılları arasındaki kanlı geçmişinden dolayı bir gün soykırım suçlaması ile karşı karşıya bırakmamak. Papadopulos, bir plan çerçevesinde, aynen Louzidiu davasında yaptığı gibi bu yoldaki resmi çalışmaları sessiz sedasız 2006 sonunda başlattı. 


Papadopulos’un talimatı ile Aralık 2006’da Kıbrıs (Rum) Meclisinde oluşturulan bir alt komite, 1963-1974 döneminde Kıbrıs’ta yaşanan olayları içeren “Kıbrıs Dosyası” adlı çalışma başlattı ve büyük bir olasılıkla 2009 yılında da bu araştırma bitecek.


Rum Meclisi sözde Araştırma Komitesi tarafından hazırlanacak olan bu 1963-1974 Dosyası tamamlandıktan sonra, biz Kıbrıs’lı Türklerin “Soykırıma uğradık” iddialarına artık hiç kimse inanmayacak. Rumların ellerinde, AB üyesi bir devletin Meclisi olan Rum Meclisi tarafından hazırlanmış, sahte ve düzmece de olsa resmiyet kazanmış bir 1963-1974 Dosyası olacak.


Kıbrıs Dosyası” için oluşturulan Rum Meclisi alt komitesi, 24 Aralıkta eski ve yeni tüm Rum Adalet ve Savunma Bakanlarının da katılımıyla bir toplantı gerçekleştirdi ve tüm ilgili kurumların ellerinde bulunan arşiv bilgilerini bu toplantıda masaya koydu ve katılımcılara sundu.


Bu sunulan dosyaların her zaman olduğu gibi gerçeklerden tamamen yoksun olduğundan, isyan edenlerin Türkler olduğunu yazdığından ve her olayın suçlusunun Türkler olduğunu vurguladığından hiç şüphem yok.


Yıllardır halkını ve gençlerini “Kıbrıs olaylarının 1974’de çıktığına” inandıran bir yönetimin, hayda hayda böylesi bir dosyadaki gerçekleri çarpıtacağına ve tamamen Rum yanlısı ve Rumları hem mazlum hem de mağdur gösterecek bir sonucu çıkarttıracağına eminim.
Alt Komite kararına göre, “Kıbrıs Dosyası’nın” oluşturulması için 1955-1974 yıllarını yaşamış tüm siyasi kişiler, ifade vermek, deneyimlerini anlatmak ve ellerindeki belgeleri komisyona göstermek için Meclise davet edilecek.


Fakat işin en garip tarafı, çağrılacak kişiler arasında hiçbir Türk’ün olmaması. Daha doğrusu sizin, benim bildiğim her hangi bir Türk siyasi yok çağrılacaklar listesi içinde. Belki Çakmak Hasan’la Kibrit Hüseyin’i çağırırlar, bulguları inandırıcı olsun diye.


Birinci siftahı Rum Arşiv Dairesi Müfettişi Efi Parparinu yaptı ve Araştırma Komisyonuna hitaben yaptığı konuşmasında, Rum Devlet Arşiv Dairesi’nde “15 Temmuz 1974’de Yunan Cuntasının organize ettiği darbeye” ve arkasından gerçekleşen “20 Temmuz Türk Barış harekâtına” ilişkin döneme ait hiçbir belgenin bulunmadığını söyledi.


Alt komisyonu şaşkınlığa düşüren bu açıklama, Rum hükümetinin bu döneme ait belgeleri saklama, koruma ve arşivleme konusunda ne kadar becerikli olduğunun gayet net ve açık bir göstergesi.


Papadopulos’un Genel Sekreter Ban Ki Moon’dan “1963-1974 yılları arasında öldürülen Rumların akıbetlerinin” saptanması isteğinin nihai hedefi, Rum Meclisinde açılan “Kıbrıs Dosyası” soruşturması ile resmi yollardan 1963–1974 dönemi ile ilgili olarak GKRY’ni aklamak ve dönemin suçunu Kıbrıslı Türklere yüklemektir.


Aslında bu masum, kulağa hoş gelen ve sevecen istek,  1963-74 döneminde geçen olayları, utanç barikatlarını, boşaltılan 103 Türk köyünü, yollardan toplatılıp öldürülen Kıbrıslı Türkleri ve katliamların gerekçelerini ters yüz etmek ve bu dönemi “isyan eden Kıbrıs’lı Türklere karşı Rum hükümetinin verdiği mücadele” şeklinde tanıtmak ve dünyaya kabul ettirmek girişiminin başlangıcını oluşturuyor.


Aynen Kıbrıs olayları 1974’de başlamıştır yalanını dünyaya yutturdukları gibi.  Şimdi Rum Propaganda makinesinin gündeminde bu konunun küresel pazarlanması var.


_____________


* Prof. Dr.

655820cookie-checkKIBRIS’TAN… Papadopulos’un kara hayalleri

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.