KIBRIS’TAN… Siyasi kriz kapıda

Kim ne derse desin Kıbrıs-AB-Türkiye üçgeninde kriz kapıda.  Sadece bir tane olsa neyse. Görünüşe göre birkaç tane kriz kapıda. 


Mali yardım Tüzüğü ile Direk Ticaret Tüzüğünün birbirinden ayrılması hem KKTC hem de Türkiye açısından kriz yaratacak düzeyde. Bu tüzüklerin ayrılması bir dert, içerikleri başka bir dert. Zaten söz konusu Tüzükler ayrılmasaydı bu defa Kıbrıs (Rum) Cumhuriyeti ile AB’nin arası bozulacaktı ve AB içinde kamplaşmalar meydana gelecekti.


Mali Yardım Tüzüğü KKTC’de siyasi sorun çıkarmak üzere. Hükümetin bozulmasına bile yol açabilecek düzeydeki gerginliklere gebe. Üstüne üstlük bir de Türkiye ile KKTC arasına nifak bile sokabilir. O denli tehlikeli bu Tüzük.   
  
Limanların açılması konusu bir başka sorun.


Türkiye limanlarını Kıbrıs (Rum) Bayraklı uçak ve gemilere açmak konusunu, Rumların KKTC’ye uyguladığı ambargo ile aynı kefeye koyarken, Rumlar Limanların açılması konusunu 3 Ekim 2005 Ortaklık Müzakere Belgesinin içinde görüyorlar ve arkalarına diğer 24 AB üyesini de alarak bastırıyorlar. Kriz kapıda dememe gerek yok zaten bu konuda kriz çıkmış durumda.


AB-Türkiye-Kıbrıs üçgeninde Kriz’in kökeni KIBRIS.


Müzakerelerin kapısı Bilim ve Araştırma ile Eğitim salıları (Başlıkları) ile açılacak. Nisan ayında fiilen müzakereler başlıyor. Hediyesi olarak “kriz”de yanında.


Ulaştırma, Gümrük Birliği ve Malların Serbest Dolaşımı fasılları (Başlıkları) ilk on içinde görüşülecek fasıllar arasında. Tam da çıngarın çıkacağı, yerin yerinden oynayacağı başlıklar bunlar. Siyasi tanınma içinde, Limanların açılması içinde, FIR hattı kısıtlaması içinde. Kriz çıkaracak ne istersen bu fasılların (başlıkların) içinde.


Zaten sonrası selamet.


Ya limanlar açılacak, FIR hattı serbest bırakılacak, KKTC ölüme mahkum edilecek ve müzakereler güle oynaya devam edecek, ya da Türkiye, Kıbrıs sorunu çözülene veya Ekim 2007 seçimleri yapılana kadar resmen müzakerelerin dondurulmasını talep edecek veya oyalama taktiklerine başlayacak. Aslında her ikisi de kriz demek. 


Krizin ilk durağı Kasım 2006. Müzakerelerin gidişatı ile ilgili Raporun yayınlanacağı tarih, krizin ilk basamağı olacak. Belki de “ya hat ya bat” kararı verilecek o gün.


Bir diğer kriz kaynağı ise Kıbrıs (Rum) Cumhuriyetinin,Yunanistan’ı ve Güvenlik Konseyi üyesi Rusya’yı da arkasına alarak Kıbrıs sorununu BM çerçevesinden çıkarıp AB içine çekmek isteği. 


Rusya bu güne kadar işi çok iyi götürdü ve Genel Sekreter Annan’ın 24 Nisan 2004 referandumundan sonra hazırladığı ve içinde Kıbrıs’lı Türklerin lehine sözlerin de yer aldığı Kıbrıs raporunu Veto ederek, BM genel Kuruluna gitmesine engel oldu.


Bu tür engellemelerle ve BM Genel Sekreterinin Kıbrıs konusunda başarısız olacağı imajı ile Rumlar konuyu BM’den alıp AB içine çekmeyi deniyorlar.


Rumların, bu uzun vadeli stratejileri içinde göz ardı etmemeleri gereken çok önemli bir kırılma noktası var. Türkiye’nin Rumların neden olduğu istek ve kısıtlamalardan bıkarak müzakereleri dondurma veya çekilme kararı alması, tüm bu hesapları alt üst edecek bir karar olacak.  AB-Türkiye müzakerelerinin durması halinde Rumların Kıbrıs konusunda, Yunanlıların da Ege konusunda Türkiye’ye baskı uygulama olanakları da elden uçup gidecek.


İşte asıl kriz o vakit çıkacak. Bölgede ekonomik bir dev olacak olan Türkiye, Yunanistan’ı da, Kıbrıs (Rum) Cumhuriyeti’ni de göbeklerinden kendine bağlayacak ve ….


 


*Prof. Dr


 

654270cookie-checkKIBRIS’TAN… Siyasi kriz kapıda

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.