Korkular

Korku duymak canlilara has bir duygu. Insanlar, bilinmez’e korku duyarlarmis, bildiklerinden veya bildiklerini zannettiklerinden korkmazlarmis.
Dünya yolculugumuz basladiginda, ilk tanidigimiz kimse annemizdir, dünyaya geldigimiz zaman, ilk karsilastigimiz kimseler doktor, ebe, hemsirelerdir. Annemizi tanidikça korkmayiz yahut bazi hallerde korkariz annemizden, çünkü bazen O’nu taniyamadigimizi anlariz. Ve kendimizi sasirtan korkulari, hayatimizin her aninda yasamamiz normal bir haldir diye düsünmeye baslariz. Ve kimi zaman, kimileri düsünür ve derler ki, ”Korkudan korkmak niye?”

Sevdigi bir insana, veya sefkat duydugu bir canliya, elleriyle dokunurken insan, hiç eldiven giyer mi? Bence giymez, fakat TV de gördüm ki, eldiven takmis bir hanim eli, Somali’li bir çocugu sefkatle oksamaya çalisiyordu. Sanki hanim eli, çocuga dokunmaktan korkuyordu, sanki hastalik gibi birseyin bulasmasindan korkuyordu, demek ki, bilinmeyen seylerden insan ürkebiliyordu…
Sadece bilinmeyen seylerden degil, bilinip de gizli olan seylerden de korkuluyordu. Mesela gizli ask gibi. Ask’tan hiç kimse korkmuyordu da, gizli ask oldugu zaman, ask’tan korkuluyordu.
Yalan söylemenin kötü bir sey oldugu biliniyordu da, birçok kimse yalan söylemekten korkmuyordu.
Dürüstlük güzeldir diye diye, çirkin birsey yapiliyor ve çok kimse dürüst olmamaya çaba gösteriyordu.
Samimiyyet iyidir deniliyor, fakat samimiyyetsizlik hosgörülerek, samimiyyet bertaraf ediliyordu.
Herseyin ilaci sevgidir denilip, bencilce, sevgisizlik tohumlari ekiliyordu.
Saygi çok mühimdir diye diye, saygiyla egilircesine, saygisizliga saygi gösteriliyordu.
Konusarak anlasilir, bu bilindigi halde, israrla konusmayarak, niçin anlasilamadiklarini düsünmüyorlardi bile.
Zaman geçip gidiyor, her dert zamanla geçiyor, insanlar birbirlerine zaman ayirmiyordu.
Güven içinde uyumak, ruhun hürriyeti oldugu halde, güvensiz hayaller görülüyordu.
Güzelligin barisla yasadigi bilindigi halde, hiç bikmadan savasiliyordu.

Zamanla hersey tükeniyor ve yeniden umut büyüyordu. Bilinmeyenden korkuluyor, ve sonra bilinenden de korkuluyordu. Iki ileri- bir geri adimlarla vals eder gibi, iki ileri-bir geri Mehter adimlariyla ilerler gibi, zaman içinde üç nefeslik ömürler sürülüyordu. Kimileri kendilerine su soruyu soruyordu, ”Korkudan korkmak niye?” ve düsünüyordu, ve düsündügü için vardi…

1635430cookie-checkKorkular

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.