Korsan kim?

Türkiye’de marka olmuş 20 gazete “Korsan gazeteciliğe son!” deklarasyonu yayımlayarak haberlerinin imza ve link kullanarak dahi kullanmalarına izin vermeyeceklerini belirtip “Fikir ve emek hırsızlığına karşı duracağımızı ve bu eylemi gerçekleştiren kişiler ve kurumlar aleyhine her türlü hukukî ve meslekî takipte bulunacağımızı, kamuoyuna saygıyla duyururuz” açıklamasını yaptılar…

İmzası bulunan bazı gazetelerin mutfağında çalışan bir gazeteci olarak asıl korsanın kendileri olduğunu söylemek isterim…

İnternet dönemi öncesinden başlayalım. İşe başladığım Türk Haberler Ajansı’nda (THA) tıp dergilerinden alıntı yapılır ve THA kaynaklı olarak gazetelere servis edilirdi.

Adı geçen gazetelerden birinin Londra bürosunda çalışırken, o grubun dergi sorumlusu belli aralıkla boş bavulla Londra’ya gelir ve bütün dergileri toplar dönerdi… Bütün yıl boyunca dergiden kestiği fotoğrafları kullanır, mal bittiğinde yine Londra yolu görünürdü.

İstanbul ziyaretimde gazeteye uğradığımda haber sorumlusu bir gazeteci arkadaşım, İngiltere’de yayınlanmış dergilerinden kesilmiş fotoğraflara göre haber üretiyordu. İngilizceyi hiç bilmeyen bizimkisi Lady Diana’nın (o günlerde sağdı) fırtınalı bir günde şemsiyesini düzeltirkenki fotoğraflı haberini “İki eliyle bir şemsiyeyi düzeltemedi” diye gazetesine aktardı. Habercilikle ilgisi olmayan bu korsanlık ona göre işin doğasıydı…

İnternet döneminde İkitelli’deki dev medya binalarında da çalıştım. Bütün servislerin internetten seçtikleri (özellikle yabancı) haber ve fotoğrafları kullanmak mübahtı. Haberde takla attırmak caiz olsa da fotoğrafta atış serbestti…

Bu büyük gazetelerden birinde uyanık “usta” bir gazeteci de bütün tv kanalları izleyecek köşe oluşturup, başına oturttuğu muhabire başka kanalların haberlerinden haber ürettirme kurnazlığı yaptı.

Televizyon kanalları da az hırlı değildi hani… Bu işi o kadar kayıtsızca yaptılar ki bir başka kanalın görüntüsünü kaydedip sağ ya da sol üst köşedeki logoyu silip ya da görüntüyü büyüterek çerçevenin dışına atıp kullanmaktan çekinmediler.

Gelelim internet dönemine… Bu marka gazeteler internetten hırsızlığı o kadar cüretle geliştirdiler ki yurtdışı temsilciliklerine gerek kalmadığına karar verip bir bir kapattılar… Zaten yurt dışı temsilciliklerinin bir görevi de “bulundukları ülke medyasını tarayıp haber ve fotoğraf apartmak”tı. Sağolasın internet… Şimdi İstanbul’daki merkezden bu iş anında yapılıyordu…

İstanbul’da ilk kurulan internet haber sitelerinden star.com.tr için ekonomi sözlüğü yazmıştım. Sözlük bir başka rakip haber sitesinde olduğu gibi yayına alındı. E-posta atıp, “madem kullanıyorsunuz bari benim adımı da yazsaydınız” dedim. Yanıt bile veren olmadı… Korsanların benim e-postama da bantlı gözle baktıklarını sanıyorum.

Bu tanınmış 20 gazetenin internet sitelerine bir göz atın lütfen… Yabancı gazetelerin haber ve fotoğraflarını hala izinsiz kullanıyorlar. Birbirlerinin haberlerini de imza kullanarak ya da “Falanca gazetede yer alan habere göre” diyerek sayfalarına alıyorlar… Şimdi kafa kafaya vermişler, kendileri gibi holding gazetesi olmayan bağımsız internet gazetelerine karşı bir deklarasyon imzalamışlar…

Bir de bu deklarasyonda emekten ve haksız rekabetten söz ediyorlar ki evlere şenlik…

Eğer “emek” lafını ağızlarına almak istiyorlarsa, kendi emekçilerinin sendikal örgütlenmelerine engel olmasınlar. “Haksız rekabet”den söz ediyorlarsa, yabancı gazetelerin haberler ve fotoğraflara telif ödesinler ve çalışanlarına da hak ettikleri gerçek ücretleri versinler.

Hani deli gönül diyor ki, işi gücü bırak İngiliz gazetelerinin gönüllü korsan yakalayıcısı olarak bu gazeteleri mercek altına al…

Bu deklarasyondaki niyetin üzüm yemek değil bağcıyı dövmek… Yani kendileri dışındaki bağımsız internet gazetelerinin önünü kesmek… Bağımsız internet gazeteleri her geçen gün güçleniyor ve sayısı artıyor. Üstelik okur gözünde de daha güvenilir konumda olduklarını sanıyorum.

Bağımsız gazeteler devletten teşvik almıyor, arkalarında holding yok, devlet ihalelerinden de palazlanmıyorlar, devletin kurum ve kuruluşlarından reklam da almıyorlar. Bağımsız gazeteleri rahat bırakın! Onlar internette bilginin bağımsız dolaşma felsefesine uygun olarak ve kaynak göstererek haberleri kullanıyorlar. Üstelik sizin haberlerinizdeki manipule zehirini de ayıklıyorlar. Bağımsız gazeteleri desteklemek sizin için korkulu rüya değil prestijiniz olmalı… Çünkü sizin yapamadığınız art niyetsiz haberciliği onlar yapıyor…

1083750cookie-checkKorsan kim?
Önceki haberRobinson Crusoe yeldeğirmeninde ısrar ediyor
Sonraki haberEğitim sistemi ve dersaneler
FARUK ESKİOĞLU
Faruk Eskioğlu, (1958, Akşehir) gazeteci ve yazar. 1985'ten bu yana yaşadığı Londra'dan Türkiye'deki ulusal medyaya yönelik muhabirlik, temsilcilik yaptı. Londra'da yayınlanan Türkçe toplum gazetelerinde çalıştı ve bazı gazetelerin kuruluşunda yer aldı. Halen sosyolojik değeri olan haber ve araştırmalara ağırlık veren yazar, halen 2004'te kurduğu Açık Gazete'yi (acikgazete.com) yönetiyor ve köşe yazarlığını sürdürüyor.Eskioğlu, 13'üncü yüzyılın sonunda Horasan'dan Akşehir Maruf köyüne yerleşerek tekke kuran Hasan Paşa soyundan geliyor. Hasan Paşa'nın oğlu Şeyh Hacı İbrahim Veli Sultan'ın "Mülk Allahındır" felsefesiyle Anadolu'da bir ilk sayılan kendine adına kurduğu yoksullara yardım vakfı ise halen faaliyettetir.Eskioğlu, ilk ve orta öğrenimini Akşehir'de tamamladıktan sonra 1979’da AİTİA Gazetecilik ve Halkla İlişkiler Yüksek Okulu’nu bitirdi. 1984’te Gazi Üniversitesi Ekonomi Fakültesi’nde "master" yaptı. THA’da gazeteciliğe başladı. Aralık 1985’te kendi deyimiyle "siyasi sürgün" olarak geldiği Londra’da ilk 2 yıl baba mesleği kasaplık yaptı. İngilizce öğrendikten sonra medya okudu. Uzun yıllar Nokta dergisi İngiltere Temsilciliği, Hürriyet Londra bürosunda habercilik yaptı. Gazeteciliğin yanısıra 1986-98 arasında grafiker tasarımcı olarak çalıştı. Ayrıca pek çok siyasi afiş ve logo tasarladı.1998’de Türkiye’ye döndü. Hürriyet Gazetesi Ekonomi Servisi’nde haberci ve star.com.tr’de ekonomi editörü olarak görev yaptı. “Basında etik ve toplam kalite yönetimi” üzerine araştırmalar yaptı, bu konudaki konferans ve panellere katıldı.Türkiye’deki 2001 ekonomi krizinde Londra’ya dönerek grafiker tasarımcılık ve gazeteciliği sürdürdü. Toplum gazetelerinden Olay’da genel yayın yönetmenliği yaptı. Londra’da ilk Türkçe internet gazetesini çıkardı ve toplum gazetelerine ilk ajans hizmeti sundu. 2004’te dünya haberleri veren acikgazete.com’u kurdu. İki ayrı toplum gazetesini yayına hazırladı. Türkiye’deki bazı tv kanallarına haber geçti, uzun süre Akşam Londra Temsilciliği’ni üstlendi.Londra'da 2004’te "İçimizden Birisi: Vanunu" başlıklı bir kısa film çekti. Londra'daki toplumu anlatması açısından bir ilk sayılan "Aşkolsun! Adı Aşkolsun" başlıklı belgesel romanı 2007’de Türkiye’de yayımlandı. Türkiye'den 150 ve Kıbrıs'tan 100 yıllık İngiltere'ye göçün anlatıldığı 3 ciltlik "Londra'da Bizim'Kiler" başlıklı araştırması 2019 sonunda çıktı. Eskioğlu’nun Su ve Defne (2004) adlı ikiz kızları bulunuyor.

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.