İngiltere’nin ciddi pazar gazetelerinden The Observer’daki değerlendirme şöyle;
“İngiltere’nin tarih boyunca kendilerine kucak açan yerleri zenginleştiren mültecilerin ulaşmak istediği bir ülke olması bir ulusal gurur kaynağı olmalı. Bunun yerine yardım görmek için bize başvuran insanlar haksız yere suçlanıyor ve yardım istedikleri için cezalandırılıyor. Gerçek sığınma başvurularıyla sahtelerini ayırt edecek insani bir yöntem bulmak mümkün olmalı. Bunun için yapılması gereken yatırım da mali değil siyasi. Bunun için mevcut sisteme bakıp, neler olduğunu açıkça söyleyecek bir lider gerekiyor. Olanlarsa baştan sona zulüm, adaletsizlik ve utanç.”
Gazetede yer alan konuyla ilgili bir başka haberde de İngiltere’ye sığınma başvurusunda bulunanlar arasında ülkelerinde işkence görenlerin yasalara aykırı bir şekilde gözetim merkezlerinde tutulduğu belirtildi.
Gazete İçişleri Bakanlığı’nın yönergelerine göre, işkence maduru sığınmacıların sadece istisnai durumlarda gözetim altında tutulabileceğini aktararak şöyle devam etti:
“Ne yazık ki her yıl yüzlerce işkence maduru sığınmacıya hizmet veren sağlık kuruluşları sundukları raporların hükümet tarafından dikkate alınmadığını belirtiyor. Bu kurumlara göre işkence kurbanı oldukları kanıtlanan sığınmacıların başvuruları değerlendirilene dek gözetim altında tutuluyor ve neredeyse bütün sığınma başvuruları da reddediliyor.”
ÇOCUKLAR İÇİN KAMPANYA
Geçen yıl İngiltere’de gözaltı merkezlerinde (detention centre) çocukların tutulmasına son verilmesi için imza kampanyası başlatılmıştı.
“The Children’s Society OutCry!” tarafından Başbakan Gordon Brown’a verilmek üzere başlatılan imza kampanyasında binin üzerinde imza toplanmıştı.
Yapılan açıklamada gözaltı merkezlerindeki çocukların yalnız biyolojik değil ruh sağlıklarının da bozulabileceği belirtilerek yapılan bu insanlık dışı uygulamaya bir an önce son verilmesi istenmişti.
