Korunan alanlara HES yapmak büyük hata!

HES yapılması planlanan alanda yürütülen ‘Antalya’nın Beşi Bir Yerde Projesi’ni destekleyen WWF-Türkiye’nin Genel Müdürü Tolga Baştak, HES’lerle ilgili en büyük hatalardan birinin korunan alanlar ve onları besleyen akarsular üzerinde yapılması olduğuna dikkat çekerek, “karar vericilerin, bu yanlıştan vazgeçmesini talep ediyoruz” dedi.

Kemer’in önemli günübirlik alanlarından biri olan Kesme Boğazı’nda Ağva Deresi üzerinde yapılmak istenen Kesme Regülatörü ve HES projesi için Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ÇED süreci başlattı. Önceki gün Kemer’de yapılmak istenen projeyle ilgili yöre halkını bilgilendirmeyi amaçlayan “Halkın Katılımı Toplantısı”, halkın yoğun tepkisi üzerine gerçekleştirilememişti.

‘KAYBEDEN YİNE TABİATIN SESSİZ SAKİNLERİ OLACAK’

Kemerli turizmcilerin yanısıra bölge halkının da tepkisini çeken girişimle ilgili WWF-Türkiye tarafından yapılan açıklamada, doğa koruma ile enerji politikalarını bir kez daha karşı karşıya getiren böyle bir projenin kabul edilmesinin, tabiatın korunması adına bugüne kadar kaydedilmiş olan sınırlı adımların da gerilemesine yol açacağına dikkat çekilerek, “kaybeden yine, kaderleri biz insanlara bağlı olan biyolojik değerlerimiz, yani tabiatın sessiz sakinleri olacak” görüşüne yer verildi.

‘111 BİTKİ TÜRÜNÜN YOK OLUŞU HIZLANACAK’

Açıklamada, sözkonusu HES’in yapılması durumunda, WWF-Türkiye’nin, biyolojik çeşitliliğin korunması için başlattığı Türkiye’nin Canı Hibe Programı kapsamında desteklediği “Antalya’nın Beşi Bir Yerde Projesi” çerçevesinde korunması hedeflenen Kemer orkidesi (Ophrys climacis), Olimpos safranı (Crocus wattiorum), Side canavarotu (Orobanche sideana), Kaputaş andızotu (Inula sechmenii) ve Kangay (Rhaponticoides hierroi) gibi tehlike altındaki bitki türleri dahil 32’si endemik (yalnız ülkemizde yetişen) toplam 111 bitki türünün yok olma sürecine hız kazandıracağı vurgulandı.

TİTİZLİKLE KORUNMASI GEREKEN DOĞAL MİRASA DARBE

Bugüne kadar çeşitli gerekçelerle sınırları iki kez daraltılmış olan Olimpos-Beydağları Milli Parkı’nda böyle bir projenin hayata geçirilmesinin, Türkiye’nin taraf olduğu ‘Biyolojik Çeşitlilik Sözleşmesi’ ve benzeri uluslararası düzenlemeler kapsamında türlerin ve doğal yaşam alanlarının daha iyi korunması ve korunan alanlarda daha etkili korumanın sağlanmasına ilişkin yükümlülüklere ters düştüğü vurgulanan açıklamada, girişimin titizlikle korunması gereken doğal mirasa vurulacak yeni bir darbe anlamına geleceğine dikkat çekildi.

‘YATIRIMLARIN ÖNÜNÜ AÇMAK ADINA DOĞAYI GÖZDEN ÇIKARMA’

WWF-Türkiye Genel Müdürü Tolga Baştak ise “Yaşanan bu acı durum, yatırımların önünü açmak adına doğayı gözden çıkarma düşüncesinin bir ürünüdür ve başka milli parklarda da benzeri tehlikelerin olması endişe vericidir” dedi.

KORUNAN ALANLARA HES YAPMAK BÜYÜK HATA

Söz konusu kararın başta Yenilenebilir Enerji Kanunu, Maden Kanunu ve Sulak Alanlar Yönetmeliği olmak üzere çeşitli yasal düzenlemelerde son zamanlarda yapılan değişiklikler ve gündemde olan ‘Tabiat Kanunu’ ile “yasal koruma statüsü”ne sahip milli parkların bile HES, madencilik, yapılaşma gibi tehditlere karşı ne kadar savunmasız bırakıldığının bir göstergesi olduğunu belirten Baştak, “bu olay aynı zamanda HESlerle ilgili olarak yapılan en büyük hatalardan biri olan korunan alanlar ve onları besleyen akarsularda HES yapımının en çarpıcı örneklerinden biridir; karar vericilerin, bu yanlıştan vazgeçmesini talep ediyoruz,” diye konuştu.

1552800cookie-checkKorunan alanlara HES yapmak büyük hata!

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.