Küresel ısınmaya yüz yıllık hazırlık…

Bakmayın siz, bizdeki halk türküsünün, ”Yüksek yüksek tepelere ev kurmasınlar” diye başlamasına… Küresel ısınma nedeniyle, İsveçte, şimdilerde ”yüksek yüksek tepelere” ev kurmak moda… Artık, alçaklara, deniz kenarlarına ev yapmanın o eski çekiciliği kalmadı. Valilikler, kıyı şeridinde yer alan Malmö, Helsinborg, Landskrona, Ystad ve Trelleborg gibi şehir belediyelerini deniz kenarında yapılaşmaya gitmemeleri konusunda uyarıyor. İnşaat projeleri sıkı bir şekilde denetleniyor. Çünkü, küresel ısınmaya bağlı olarak, İsveçin burnunun dibindeki Grönland adasındaki buzullar, beklenenden daha hızlı bir şekilde eriyor. Erime sonucu önümüzdeki yüz yıl içinde İsveç’in bazı güney bölgeleri sular altında kalacak.

Danimarka’nın başkenti Kopenhag’da düzenlenen İklim Konferansına sunulan raporlara göre, önümüzdeki yüz yıl içinde, İsveç’in güneyini ve Danimarka’yı çevreleyen deniz suları 1 metre yükselecek. Deniz suyunun düzeyindeki bu yükselme dramatik sonuçlara yol açacak; İsveç ve Danimarka’nın sahil şeridindeki bir çok ev ve işyeri sulara gömülecek. Buzulların erimesi, erozyon ve su baskınları başta olmak üzere, birçok çevre felaketini de birlikte getirecek.
Çevre uzmanları, İsveç hükümetine sundukları raporda, gelecekte meydana gelebilecek doğal felaketlerin etkilerinin azaltılması için şimdiden önlem alınmasını ve sular altında kalacak bölgelerin bir plan kapsamında boşaltılmasını istediler.

Kürsel ısınma nedeniyle buzulların erimesi, dünyanın bir çok ülkesini sular altında bırakmakla kalmayacak, yeryüzündeki bitki ve canlıların biyolojik yapılarında da değişime yol açacak. Kuş gözlemevlerinin incelemelerine göre, son yıllarda İsveçte havaların mevsim normallerinden sıcak geçmesi nedeniyle, bir çok göçmen kuşu türü, son baharda güneydeki daha sıcak ülkelere göç etmedi. İlk baharda, geri dönüşlerde azalma gözlendi. Balıkların ve deniz kaplumbağalarının göç yollarında da değişmeler yaşandı.

Havaların sürekli sıcak geçmesi, daha önce hiç görülmeyen yeni böcek ve sinek türlerinin ortaya çıkmasına yol açıyor. Bu türler, yeni bakteri ve hastalık risklerini de birlikte getiriyor. İklim değişikliğinin, kuş ve domuz gribi gibi hastalıkların ortaya çıkmasında etkili olup olmadığı araştırılıyor.
Diyalektikte her şeyin iki yanı var. Uzmanlar, karamsar tablolarla ifade edilen küresel ısınmanın olumlu yanlarına da işaret ediyorlar. Uzunca bir süredir, İsveç, artık kuzeyin o eski ”soğuk karlar ülkesi” değil. Son 10 yılda iklimde belirgin bir değişim gözlendi. Özellikle güney bölgelerine doğru dürüst kar yağmadı. Bu bölgelere geçtiğimiz kış, ısı, sadece birkaç kez sıfırın altına düştü. Topu topu iki, üç kez yağan karın kalınlığı beş- altı santimetreyi geçmedi. Metro Gazetesinin haberine göre, yakın gelecekte, İsveçte de, Fransa, İtalya ve İspanya’dakiler gibi üzüm bağları yetiştirilecek ; İsveçliler, artık kendi üzümlerinden üretecekleri yerli şarapları içecekler.

Halen dünya intihar sıralamasının önlerinde yer alan İsveçte intiharlar, genellikle soğuk, güneşsiz son bahar ve kış aylarında gerçekleşiyor. Küresel ısınma, intiharların azalmasında da etkili olacak. Soğuk ve güneşsiz havalarda insanlar kendilerini daha depresif hissediyor, intihar ve alkole yöneliyorlar. Sıcaklık artışları, insanların psikolojisini olumlu yönde etkileyecek, intihar ve alkol eğlimlerini azaltacak.

Bizler, eli kulağındaki İstanbul depremi karşısında neler yapacağımızı düşünedururken , İsveçli bilim adamları, küresel ısınmanın yüz yıllık sonuçları üzerinde kafa yoruyor; gelecekte meydana gelebilecek çevre felaketlerine karşı çareler üretmeye çalışıyor…

[email protected]

647840cookie-checkKüresel ısınmaya yüz yıllık hazırlık…

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.