Küresel yeni dünya düzeni

Dünyada tek kutuplu Küresel Sistem 1990’lı yıllarda ortaya çıkarken, bu konuda hazırlıklar 1980’lerde başlamış. 1982 yılında ABD Başkanı Ronald Reagan döneminde ABD’de Demokrasi Projesi (NED ) adı altında bir proje yaşama geçirildi. Bu projeye milyonlarca dolarlık kaynak ayrılırken NDI, IRI, Freedom House gibi organizasyonlar ile dünyada yeni bir dünya düzeni yaratma çabalarına girişildi. Son yıllarda bu projenin kaynakları milyar dolarları aşmıştır. Bu projede aktif görev alan George Soros’un yalnızca Rusya’da 2 milyar dolar para harcadıktan sonra Rusya’dan çekilmek zorunda kalması, harcanan paraların miktarını tahmin etmeye yetecektir.

NED, Freedom House, IRI, NDI gibi kısaltmalarla veriğimiz kuruluşlar, Yeni Dünya Düzeni’nin aktörleridir. Freedom House’n 2000’li yıllardaki Yönetim Kurulu Başkanı kim miydi : Eski CIA yöneticisi James Woolsey. IRI’nın yönetim kurulu başkanı Cumhuriyetçi Başkan adayı John Mc Cain, NDI’nin ise Cumhuriyetçi Dışişleri Bakanı Albright. Hatırlayalım, Albright, Colin Powell ile bir konuşmasında, eğer kullanmayacaksak devasa bir orduya neden sahip olalım diyen ABD’nin Demokrat eski Dışişleri Bakanı’dır. NED’in oluşumunda baş aktör olan Senatör Allen Weinstein ise bakın ne diyor : “Bizim bugün NED olarak yaptığımız, 25 yıl önce CIA tarafından yapılmaktaydı”

Bugün Yeni Emparyalizm terimini yalnızca bizler kullanmıyoruz. Bakın CIA ajanı ve Yeni Türkiye Cumhuriyeti ve İslamsiz Dünya kitabının yazarı Graham Fuller ne diyor :

“Emperyalizm” terimi pek de yanlış sayılmaz aslında. Resmi Batı emperyalizmi tarihinin sona ermesinden sonra bile modern çağda yeni emperyalizm biçimleri doğmuştur. Özellikle Ortadoğu’da İngilizler, “bağımszılığını” yeni elde etmiş devletlerin çoğunun yönetimini elinde tutmak için buralarda göreve itaatkar kişileri getiriyorlar… Bu süreçler Mısır ve Suriye ile birlikte Cezayir, Libya, Tunus, Ürdün ve Yemen’de yaşanmıştır (Graham E. Fuller, İslamsız Dünya, Profil yayıncılık, İstanbul, 2010, sy. 271). Daha sonra Afganistan’da ve Irak’ta yaşananları bu çerçevede değerlendirmek gerekiyor.

Graham Fuller’e göre, yeni emperyalizmin özellikle Ortadoğu coğrafyasında kullandığı yöntemler değişebilmektedir. Bunlar , ABD tarafından yapılan büyük yardımlar, ABD’nin kontrolündeki Dünya bankası’ndan kredi kullandırılması, askeri satışlar, diplomatik destek, askeri üslerin kurulmas, düzenli siyasi müdahale, bölgesel politikaların manipüle edilmesi ve askeri tehditlerdir (Graham E. Fuller, İslamsız Dünya, Profil yayıncılık, İstanbul, 2010, sy. 272). Bütün bunların yaşanmadığı bir gelişmekte olan ülke gösterebilir misiniz?

ABD, dünyanın her yerinde olduğu gibi, Orta Doğu bölgesindee de kendi gerçekliğini yaratıyor. Bu konuda Fuller’ın kitabından bir örnek pasaj aktarmak istiyorum : “Bush yönetiminin önde gelen isimlerinden birine Ortadoğu’da yaşanan savaşların yaratacağı gerçeklikler hakkında ne düşündüğü sorulduğunda, “kendi gerçekliklerimizi kendimiz yaratırız” (Graham E. Fuller, İslamsız Dünya, Profil yayıncılık, İstanbul, 2010, sy. 12) yanıtı alınmıştır.

Son olarak şunun altını çizelim : Emperyalizm eskiden klasik sömürgeci yaklaşımlar ile ülkeleri egemenlik altında alırken, bugün yeni emperyalist politikalar uyguluyor. Bunlar nelerdir?

• Yöneteceği ya da yönettiği ülkelerde kendine bağlı yönetimleri işbaşına getiriyor ve işbaşında tutuyor
• Ülkenin stratejik kurumlarını özelleştirmeler yoluyla ele geçiriyor
• Yönettiği ülkelerin dinamik unsurlarını işbirlikçi haline getirmek için çeşitli yöntemler uyguluyor.
• Ülkeyi ileride yönetecek parlak isimleri kendi ülkesinde eğitiyor, burslar vs yoluyla kendine bağlıyor, parasal ilişkilerle teslim alıyor, bunların yanında tehdit yöntemleri kullanıyor. Bunlar işe yaramazsa ne mi yapıyor : Gizli ya da açık tehditler, suikastler ve darbeler.
• Yeni emperyalizme hizmet etmek için kurulmuş ulusal ve uluslararası örgütler bulunuyor. Bu örgütler, dünyayı bir örümcek ağı gibi sarmış durumdalar. Bu doğrultuda yüzlerce ve hatta binlerce örgütü yöneten küresel bir çete bulunuyor. Bu küresel çete, doları basan, dünya ekonomisini, borsaları denetleyen, çok uluslu şirketleri bünyesinde bulunduran silah tekellerinin ve ilaç şirketleri ile genetiği değiştirilmiş tohum fabrikalarının sahipleridir ve dünyayı yöneten ulusları kuruluşları denetlemektedirler.

Bir kitapta okuduğum bir anekdot vardı, kitabı hatırlayamadım. Bilgisayara sormuşlar : Tanrı var mıdır? Bilgisayar biraz bekleyin araştırayım ve tarayayım demiş. Uluslararası bankaların, şirketlerin, savunma kuruluşlarının ve uluslararası örgütlerin bilgisayarlarına girmiş, ülkelerin ulusal güvenlik kurumlarının bilgisayarlarını taramış, Bütün bilgisayarlara ve telefon operatörlerini yöneten merkezleri incelemiş, herkesin telefonunu ve bilgisayarını kontrol etmiş, internetteki bütün konuşmaları izlemiş ve sonunda yanıt vermiş : Artık Var, Benim. Dünyayı artık küresel bir güç denetliyor, yönetiyor, izliyor ve bundan kaçıp kurtulmak olanağımız çok sınırlı.

Son olarak şunun da altını çizerek bitirelim. Yeni emperyalist politikalardan ve küresel güçlerden en az zararla kurtulmamızın tek yolu bulunuyor:
• Güçlü Devlet
• Bağımsız iç ve dış politika
• Ulusal Politikalar
• Demokrasi ve insan haklarına dayalı sistemin yaşatılması

672530cookie-checkKüresel yeni dünya düzeni

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.