Krizin ayak sesleri…

Türkiye’nin son 30-40 senesinde, ülke yöneticisi olarak imzası bulunan Süleyman Demirel geçmişte ne demişti “Bana sağcılar da cinayet işliyor” dedirtemezsiniz. Başka ne demişti? “Yollar yürümekle aşınmaz.” Geçtiğimiz hafta içersinde Emniyet Genel müdür yardımcısı basına nasıl bir açıklama yapmıştı? “Hırsız evin içindeyse, kilit bir işe yaramaz.”


Bu açıklamalar,  insana neyi çağrıştırıyor ve bireylerde nasıl bir kanaat oluşturuyor? “Benim hırsızım iyidir, sizin ki kötü…” ya da “Benim adamlarım iyi sizinkiler kötü” yaklaşımını! Anlayış ve yaklaşım böyle olduğu sürece, hangi dönemde olursa olsun, ülkede ki yolsuzluk kabusundan kurtulabilmek hayalcilikten öteye gidemiyor


AKP, 3 Kasım 2002’de; siyasi partilerden ve siyasetçilerden yaka silker duruma gelmiş ve ekonomik krizlerle perişan olmuş halkın tepkisel oylarıyla iktidara geldi. İktidar olduklarında yoksulluk ve yolsuzluğa dur diyecekleri yönünde ki vaatleriyle halkın umudu olmayı başardı.


Vatandaş, 3 yıl süreyle AKP’nin iktidarda ne yapacağını sabırla bekledi. Sonunda yaşamında, yoksulluk ve yolsuzluklarda değişen bir şey olmadığını hayal kırıklığı içerisinde gördü. 3 Kasım 2002’de “ölümü görüp sıtmaya razı” olmuştu. Bugün gelinen noktada halk, AKP’nin de umut olmadığını pişmanlıklar içerisinde anlamış ve görmüş durumda.


Ancak hazin olan şu ki, hala ülkede halkın umudu olabilecek, ne siyasi bir parti ve ne de lider ufukta görünmüyor. Sorun burada!   Halk, sandığa gittiğinde ne yapacağı konusunda bugünden kararsızlık içerisinde..      


AKP iktidarı; Tabanda ve orta kesimde yaşanmakta olan sosyal ve ekonomik çöküşe karşın, sürekli olarak yaptıkları her işi, büyük bir başarıymış gibi göstermenin yanlışlığını el’an sürdürüyor. Öbür yandan, yolsuzluklar başta olmak üzere her konuda yapılan tüm uyarılara ve halktan gelen tepkilere kulaklarını tıkamanın talihsizliği içerisindeler.


Haklarında yolsuzluk suçlamaları olan kendi adamlarını, her ne şekilde olursa olsun, kenetlenip, “bizimkiler kötü şeyler yapmazlar” gerekçesiyle koruma yoluna gitmenin tavır ve kararlılığı içindeler!


MEDYAYI DÜŞMAN OLARAK görmenin büyük ve tarihi yanlışlığı içerisindeler… Artık yolun sonu görünüyor. Kimsenin kuşkusu olmasın AKP iktidarı sonun başlangıcındadır.


Başbakan Tayyip Erdoğan, yapmış olduğu açıklamada Unakıtan hakkında medyada yazılanların uydurma haber olduğunu ve doğru olmadığını ileri sürdü. Olabilir. Öyleyse Sayın Başbakan’ın kendi partisinin Milletvekili Turhan Çömez’in Unakıtan’a yazmış bulunduğu ve basına açıkladığı mektubunda Maliye Bakanı ve ailesi konusunda ki iddiaların doğru olmadığını somut verilerle bir bir ortaya koyarak kamuoyuna açıklaması gerekir.


Böyle bir davranışta bulunmadan, “Medya uydurma haberler yazıyor, yazdıkları doğru değil” diye karşı suçlamalarla yetinerek hükümetin başı olarak görevini yapmış sayarsa, halkta ki bugünkü kuşkunun; toplumda tansiyon daha da artarak devam edeceğini söylemek kehanet olmaz!


Zira, Sayın Başbakan’ın yakını durumunda olan ve en önemli mevkide bulunan bir bakanı, önemli iddia ve suçlamalarla karşı karşıyadır.. KAĞIT ÜZERİNDEKİ SİYASETEN AKLANMANIN VİCDANİ AKLANMA OLMADIĞI AÇIKTIR!


Dürüst iktidar, dürüst yönetim iddiaları ile başa gelmiş olan bir partinin, bu iddiasını, tavır ve icraatlarıyla, kuşku duyulmayacak biçimde kanıtlaması gerekir. Kendi milletvekili, basın ve halkın büyük bölümü, Kemal Unakıtan istifa etsin çağrısı yapıyorsa ve Maliye Bakanı’nı ülke için yük olarak görmeye başlamışsa, durum son derece ciddi demektir.


Hükümet edenlerin, sayısız gazeteci ve köşe yazarını karşıtları ve önyargılı kimseler olarak gördükleri bir gerçek. O halde Başbakan’ın 35 yıllık arkadaşı İslami kesimden tanınmış ve önemli bir köşe yazarının son yazısına bakalım ne demiş:


“Yolsuzlukların kokusu her yeri sarmış, duyarsızlıklar dindar insanları incitiyor, DÜNÜN ZÜĞÜRTLERİ, BUGÜN MİLYON DOLARLA OYNUYORLAR; zahmetsiz ele geçen, yani kamu kaynaklarından yağmalanan paralarla dindarlar SONRADAN GÖRME MAGANDALARA DÖNDÜ; ÜÇ GÜN AYNİ ELBİSEYİ GİYEN SİYASİLERİN EŞLERİ, AYNI GÜN İÇİNDE ÜÇ KIYAFET DEĞİŞTİRİYOR, yoksul kadınları adeta çatlatıyorlar. Paraşütle ve hangi ilişkilerle tepe noktalara oturduğu herkesçe bilinenler Müslümanları küçümsüyorlar…” (Ali Bulaç – bilgi hikmet.com 25 Şubat 2006) 


Buyurun bunlar da tanınmış ve uzun süre AKP kadroları içerisinde birçok siyasetçi ile ayni düşünceyi ve ideolojiyi paylaşmış islami kesimden bir köşe yazarının görüşü. Daha doğrusu isyanı!


Hala ortada bir şey yok, medya “tu kaka”, olayları abartıyor, doğru haber yapmıyor diyerek işi başka yöne çekmenin mantıkla açıklanabilecek bir tarafı var mı?


“Son üç yılda iç borç yüzde 589, dış borç yüzde 129 arttı… Borç stoku 350 milyar dolara yükseldi… Büyüme rakamlarındaki iyimser göstergeler, enflasyonda ve faizde yaşanan düşmeler halkta olumlu bir etki yapmadı… Araziye çıkın, esnafı, köylüyü dinleyin. Ezberinizin bozulduğunu göreceksiniz. Esnaf ve köylü dert küpü… Pahalı akaryakıt, süt, elektrik, istihdam vergisi, işsizlik… Gerçek gündem bunlar!”
Kim söylüyor bunları? 
AKP Balıkesir Milletvekili Turhan Çömez.


Sayın Başbakan!


Hiçbir zaman temenni etmiyoruz ama bunlar yaklaşmakta olan krizin ayak sesleri. Çünkü siz artık çevrenizde ki belli kişilerden başka kimsenin uyarılarını ve feryatlarını ciddiye almıyorsunuz.


Ülke yönetiminde her şeyi iyi yaptığınıza ve yaşamın AKP olarak sizleri tekrar iktidara getirecek ölçüde ülkede güllük gülüstanlık olduğuna kendinizi inandırmış durumdasınız. Ancak biz öyle düşünmüyoruz. Kriz uzakta değil. Yolun sonu göründü…


E-mail: [email protected]


 

687880cookie-checkKrizin ayak sesleri…

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.