Kurtla kuzuyu parçalayıp, çobanla yas tutmak!

Isparta’ya bir de bu açıdan bakın…

Akıl tutulması, tek tek insanlarda ayırdına varabileceğiniz bir durumdur ancak toplumsal yaşamda fark etmeniz uzun sürebilir. Hatta bazan hiç ayırt edemezsiniz. Çünkü domino etkisiyle ve ardışık biçimde yayılır. Aklı tutulan insan diğerine tutunarak kurtulabilir ancak toplu halde tutulan aklın faturası korkunç yıkımları da beraberinde getirir. En değerli yanınızı ‘en zayıf’ yanınız haline getirdiğinizde; kazandıkça aslında kaybedersiniz.

PROJE ÇOK, SONUÇ YOK!

Isparta ve ilçelerindeki gündemi hem yerel basından hem de sık sık gidip gelmelerimden bölge insanıyla konuşarak izliyorum. Son altı aydır kentte en çok duyduğum cümle “proje”. Son altı aydır gördüğüm proje sonucu ise hiç!

“Gölde balık yetiştirilecek!” Bu, yerel basından bir haber başlığı. Halkın zekasıyla alay etmenin usturuplu biçimi. Bilinçli Kerevit Avcılığı Kursu, kırsal kalkınma çalıştayı, ekoturizm rüyası…

Isparta yıllardır projeyle yatıp projeyle kalkıyor. Hintliler, Araplar hatta Çinliler’den medet bekliyoruz ama dönüp kendimize bakmıyoruz.
Dağlarımızı Nepalliler oyuyor! Mermer niyetine değil, üç otuz paraya evlerin dış kaplaması için taş satıyorlar.

‘KELİF’LERE NE OLDU?

Hafızamızı yoklayalım; Isparta’nın sokaklarındaki fırınlardan yayılan ıstakoz ekmeği kokularının, mahalle aralarında kapı önünde örülen kırmızı renkli ağların ayağımıza dolandığı günlere gidelim…

Nostalji yapmak, eski güzel günlere ah çekmek için değil; bugünkü ahvalimizi görmek için gidelim.

Isparta balık pazarında oynaşan iri sazanları, tezgahları dolduran kiraz gibi kerevitleri anımsayalım. Eğirdir, Bedre ve Yenice’de ‘Kelif’ denilen balıkçı kulübelerini, sabahın ilk ışıklarıyla toplanan ağları, sepetleri getirelim gözümüzün önüne. Her Perşembe Eğirdir’de, her Cuma Gelendost pazarında kıza basma, oğlana gömlek ‘alabilen’ balıkçı babaları hatırlayalım.

Çarşamba pazarını anımsayalım Isparta’nın. İlavus’un kirazını, Senirkent’in üzümünü, Geyran’ın kese yoğurdunu; Hacılar’ın kaymağını. Çünür’ün domatesleri mi dediniz? Şimdi o domateslerin yetiştiği bahçelerde TOKİ evleri yetiştiriyorlar. Çünür, ‘Çöğür’ demekti; domates fidesi!
Bozanönü İstasyonu’nu düşünün mesela. Önünde katar katar kara tren; pancar yüklü. İran’a, Irak’a kamyon kamyon Eğirdir Elması. Yetmiş bin evde, yetmiş bin halı tezgahı. Fırıl fırıl halı pazarı.

Geçmişe özlem değil, bugüne isyan!

GELİŞMEDEN BÜYÜMEK, YAVAŞ YAVAŞ ÖLMEKTİR

“Isparta çok büyüdü” diyorlar. Peki gelişmeye ne oldu? Başbakan’dan tutun yerel dernek başkanlarına kadar herkesin ortak sloganı “büyüme”. Rakamlar, bilançolar ve istatistikler… Büyüyen aslında beton yığınları! Toprakla betonu, kapıyla duvarı; yaşamla ölümü takas etmek.

Gelişmenin olmadığı büyüme bir çeşit yavaş ölümdür. Yavaş yavaş intihar. Sonsuz olmayan kaynakların sonunu hızla getirmek.

Ne zaman Isparta’ya gitsem evle yatıp, arsa ile kalkıyorlar. Kendi içine kapalı, eleştiriden hoşlanmayan ve takım oyunundan uzak duran bir kent. “Küçük olsun, benim olsun” demenin başkenti sanki.

SOYUT ÇIKAR OLMADAN SOMUT ÇIKAR OLMAZ

Beş yıldızlı otel tartışması, Eğirdir Gölü Özel Hüküm tartışmaları ve daha bir çok konuda benzer bir “somut çıkar” beklentisi var. Doğrudan herkesin dokunabileceği çıkar. Ancak daha uzun ve kalıcı olanın “soyut çıkar” olduğunu görmek imkansız. Soyut çıkar, Gelendost Yeniceli balıkçının kendisine ve ürettiğine gösterdiği özenin, Bedreli çiftçiye kazanç olarak dönmesidir. Ya da Aliköy’lü gülcünün özverisinin, Gülbirlik’teki tezgahtar kızın kariyerini yükseltmesidir. Hepsinin soyut toplamı Isparta’nın somut değerler hanesine yazılan çıkarın toplamıdır.

1970’lerde, 80’lerde Ankara’nın kamu lojmanlarında ağırlanıp yedirilip içirilen, siyaseten sırtları sıvazlanan Ispartalılar’ın somut çıkar beklentileriyle gelinen yer yüzlerce yıl sürebilecek benzersiz kaynakların kırk yılda tüketilmesi oldu.

Her dönemin ‘muktedir’ siyasileriyle çektirilen ve bugün misafir odalarındaki vitrinleri süsleyen yamulmuş fotoğrafların bedelini Isparta çok ağır ödedi.

Ardı arkası kesilmeyen bir rant hırsı habis bir ur gibi giderek daha çok insanı girdabına çekiyor.

TARLAYA APARTMAN EKENLER!

Hiç bir çaba harzamadan, sadece tutma zahmetine katlanarak doğanın düzenli olarak verdiği binlerce ton sazanı yokeden zihniyet, şimdi göl kıyısında sazan yavrusu yetiştirmenin telaşında. Kentin kendi kendine yeten tarımını yok eden, verimli arazilere apartman ekenler, kırsalı yoedenler; şimdi AB projelerinden medet umarak kırsalı kalkındırmayı hayal ediyor.

Hiç bir kalkınma, ‘gelişme’ olmadan olmaz. Kendi dinamikleri içinde, varolduğu ‘ekosistemi’ ya da toplumsal yapıyı koruyarak, geliştirerek yol almıyorsanız kazandığınız her şeyi yeniden harcamak zorunda kalırsınız. Bazen daha da ağır olur bu bedel.

KURTLA KURUYU PARÇALAYIP, OTURUP ÇOBANLA YAS TUTMAK!

Isparta Antalya gibi olmak için karalanmamış tertemiz bir sayfa olan zengin coğrafyasını otuz yıldır histerik biçimde yağmalıyor. Yağmalanan sadece coğraya değil, aynı zamanda kimlik.

Deyim yerindeyse, kurtla bir olup kuzuyu parçalıyor, sonra da oturup çobanla ağıt yakıyor. İşin tuhafı ikisini de ustaca yapıyor. Bazı uygulamaları eleştirdiğimiz zaman oturup ‘servet düşmanlığı’ ile suçluyorlar. Otuz yıl önce kereviti, sazanı, halıcılığı bitiren uygulamalara imza atanlar, göl kıyısına özentili villa yapanlar da keşke daha çok eleştirilebilseydi.

İnsan sahip olduğu nefesin değerini, ancak nefessiz kalınca anlarmış!

Akıl tutulması; bağınızın elinizden alınıp sizi düzenli olarak bir salkım üzüme fit eden, gecekte bir bağ sahibi olma hayali görmenizi sağlayan sistemin adıdır.

1196350cookie-checkKurtla kuzuyu parçalayıp, çobanla yas tutmak!
Önceki haberGönlümdeki Osman Hamdi Bey
Sonraki haberCmylmz Mayıs’ta Londra’ya geliyor
YUSUF YAVUZ
YUSUF YAVUZ (GAZETECİ-YAZAR) Isparta, Sütçüler'de doğdu. 1990’da edebiyatla ilgilenmeye başladı. Deneme ve inceleme tarzındaki ilk yazıları 1996 yılında 'Atatürkçü Ses' Dergisi’nde yayımlandı. Aynı yıl yerel ölçekte yayın yapan kanallarda 'Dönence' başlıklı radyo ve televizyon programları hazırlayıp sundu. 1999 yılında Antalya'da kurulan Müdafaa-i Hukuk Dergisi’nde yazmaya başladı. 2001’de Gazete Müdafaa-i Hukuk’ta Muhabir-Temsilci olarak görev aldı. Daha sonra adı 'Yeniden Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk' olan dergiyle bağını temsilci-yazar olarak sürdürdü. 2001-2007 yılları arasında Kaş Kitap Şenliğini organize ederek başta çocuklar ve gençler olmak üzere yöre insanının kültür, sanat ve edebiyat çevreleriyle buluşmasını sağladı. 2005 yılında Muğla ve Antalya arasındaki sahil bandında yaşanan yabancılara toprak satışına ilişkin yaptığı araştırmalar önemli etkiler yarattı. Deneme, inceleme, röportaj, düz yazı, haber ve yorumları; Cumhuriyet Akdeniz, Odatv, Yeni Harman, Edebiyat ve Eleştiri, Yolculuk, Evrensel, Atlas, Magma, Aydınlık, Birgün, Açık Gazete gibi dergi ve gazetelerde yayımlandı. Antalya merkezli VTV Televizyonunda, Pelin Gel Ağan'la birlikte 'İki Ağaç İçin' adıyla 16 bölümden oluşan bir program hazırlayıp ve sundu. Kanal V Televizyonunda, Biyomühendis Çağlar İnce ile birlikte, Yörük kültürünü ve tarihsel köklerini ele alan 'Islak Çarıklar' adlı belgesel haber programı hazırlayıp sundu. Araştırma yazılarından bazıları, 'Yer Bize Çimen Verdi' ve 'Darağacına Takılan Düşler' adıyla belgesel filmlere de konu olan Yavuz, şu sıralar 'Islak Çarıklar' adlı bir belgesel haber programı için çalışmalarını sürdürüyor. Ağırlıklı olarak arkeoloji, çevre, kentsel dönüşüm ve tarım konularını ele alan çalışmalar yapmayı yazılı ve görsel medyada sürdüren Yavuz, yıkım politikalarıyla tarımdan hayvancılığa, kültürden mimariye kırsal yaşamın dönüşümünü ele alan araştırma yazılarıyla tanınıyor. Ziraat Mühendisleri Odası Basın Ödülü, Çağdaş Gazeteciler Derneği Belgesel ödülü, Türkiye Ziraatçılar Derneği Tarım ödülü, Kubaba Derneği kültür hizmeti ödülü'nün yanı sıra Türkiye Ormancılar Derneği gibi çeşitli meslek odası, kurum ve kuruluşlar tarafından ödüle layık görülen Gazeteci Yusuf Yavuz, Likya'dan Teke yöresine uzanan coğrafyadaki su kültürüne ilişkin uluslararası bir sanat projesinin de danışmanlığını ve metin yazarlığını üstleniyor.

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.