Başbakan Tayyip Erdoğan, dün Washington’dan New York’a geçti. Erdoğan, ilk olarak Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri Ban Ki-mun’un yüksek düzeyli hükümetlerarası iklim değişikliği paneli katılımcılarının onuruna verdiği resepsiyona katıldı.
Başbakan Tayyip Erdoğan, Türkiye’nin karşı karşıya bulunduğu “su sorunu”nu dünya gündemine taşıdı. BM’nin küresel ısınma ve beraberinde getirdiği sorunları ele aldığı 62’nci Genel Kurul Toplantısı çerçevesinde düzenlenen “Emisyon” konulu panelde konuşan Erdoğan, “İklim değişikliğinin su kaynaklarımız üzerindeki olumsuz etkilerini en aza indirmek amacıyla bölgesel ve uluslararası işbirliğine büyük önem veriyoruz” dedi.
SERA GAZLARI TEHDİDİ
İklim değişikliğinin, bugün insanlığın karşı karşıya kaldığı en büyük çevre tehdidi olduğunu vurgulayan Erdoğan, bunun sera gazları emisyonundan kaynaklandığını hatırlattı.
Başbakan Erdoğan, Türkiye’nin henüz Kyoto Protokolü’ne taraf olmadığını da belirterek şunları söyledi:
“Halen, Türkiye’nin Kyoto Protokolü’ne taraf olmasının yüksek düzeyde değerlendirildiği bir süreç içindeyiz. Türkiye’nin, özel koşullarından ötürü diğer ülkelerden daha farklı durumda bulunan bir ülke olduğu dikkate alınmak kaydıyla, Kyoto Protokolü’ne taraf olmaya olumlu bakmaktayız.”
BİZ NELER YAPIYORUZ
Başbakan Tayyip Erdoğan, sera gazı salınımını azaltmak için Türkiye’nin yaptıklarını da şöyle özetledi:
“Türkiye sera gazı salımını azaltmak üzere hidroelektrik potansiyelinden azami faydalanma, enerji verimliliği ve enerji tasarrufu teşviki, araçlarda yakıt kalitesinin iyileştirilmesi, eski araçların trafikten çekilmesi, çimento ve demir çelik üretim tesislerinde enerji verimliliğinin artırılması konularında çalışma yapmaktadır.”
KYOTO PROTOKOLU?
Sera etkisi yaratan gazların salımlarını (emisyon) kısmak üzere sanayileşmiş ülkelere çeşitli hedefler belirleyen uluslararası bir anlaşma. Sera etkisi yaratan gazlar, kısmi de olsa, küresel ısınmanın, yani küresel ısının yeryüzündeki hayatı tehdit edecek derecede artmasının nedenleri arasında gösteriliyor.
1997 yılında oluşturulan protokol, 1992’de imzalanan bir çerçeve anlaşmada belirlenen ilkelere dayanıyor. Sanayileşmiş ülkeler, 1990’daki salım oranlarını 2008-2012 yılları arasında yüzde 5 oranında azaltmayı taahhüt etmiş durumdalar. Türkiye ile ABD bu protokole henüz imza atmadı. (AKŞAM)
