30 Mart günü Kızıldere katliamının 36. yıldönümü. Bugün devrimcilerin ve devrimci hareketin Kızıldere’de kaleminin kırıldığı gün…
Kızıldere’yi her yıldönümünde anıyoruz. Ne var ki Türkiye, 60’lı yıllardan Kızıldere’ye uzanan yaşanmışlıklarla ve Kızıldere katliamına yol açan egemen unsurlarla yüzleşmeyi henüz başaramadı.
Türkiye’nin, hala sonuçlarını yaşadığımız devrimci hareketin son 35 yıllık siyasi kaderine damgasını vuran Kızıldere katliamının karanlıkta kalan gizli tarihinin açığa çıkmasını istiyoruz.
Kızıldere’de yakınlarını kaybeden ailelerin yıllardır cevabını bekledikleri soruların yanıtlanmasını istiyoruz. Sağ yakalanmaları mümkünken neden katliam kararının verildiğini, bu kararı verenlerle birlikte açığa çıkmasını, katliam sorumlularının kamuoyu ve aileler tarafından bilinmesini istiyoruz. Sağ ele geçirilen Saffet Alp’in öldürülmesini bu bütünlük içinde açıklanmasını istiyoruz.
Bunu kör bir intikam duygusuyla değil, katillerimizi öğrenmek, bir daha aynı şeyler yaşanmaması, bugünü anlamak, aydınlık bir gelecek kurmak için istiyoruz bunu…
Türkiye’li devrimcilerin kalemi Nurhak’ta 6 Mayısta,18 Mayısta, Sinan’ların, Deniz’lerin, İbrahim’lerin şahsında kırıldı. Kızıldere bunun en kanlısıydı. Burjuvazinin 71 devrimcilerine yanıtı olan “kıyıcılık” bütün 70’li yıllar boyunca, hatta günümüze kadar devrimci halk güçlerinin kaderini belirledi. Kuşağımıza miras olarak kalan ve yeni kuşaklara devrettiği böylesi önemli bir tarihin tüm gerçekliği ile aydınlanmasını geleceğimiz açısından gerekli görüyoruz.
Türkiye’yi bugünün karanlığına mahkum etmenin bedeli başta 68 kuşağı olmak üzere, 78 liler ve devamı gençlik kesimlerinin tasfiyesi oldu.
Hiçbir kuşağın yok edilmemesi, sorunlara kan ve kıyıcılıkla değil, barış ve diyalog ile çözüm arama yolunun egemen olması gerekiyor. Bunun için başta Kızıldere olmak üzere, tüm katliamların, yargısız infazların, kayıpların, işkencelerin sorumlularının açığa çıkması gerekiyor.
Toplumsal barış ve adalet için istiyoruz bunu…
_____________
* 78 liler Türkiye Girişimi sözcüsü
İLGİLİ SÖYLEŞİ: ‘Biz devrimciler büyük bir ailenin üyeleriyiz’
