KHK ile ihraç edildikleri işlerine dönmek için cuma 72’nci gününe giren açlık grevinde olan Nuriye Gülmen ve Semih Özakça’ya Londra’dan destek de her geçen gün büyüyor.
Londra’da Britanya Alevi Federasyonu’nun da aralarında bulunduğu 17 STK’nın oluşturduğu Demokratik Güçbirliği Britanya üyeleri, çarşamba saat 18’de Wood Green Kütüphanesi önünde yağmura rağmen yaptığı protesto gösterisinde Gülmen ve Özakça’ya destek verdi.
Eylemde Güç Birliği adına İsrafil Erbil şunları söyledi:
“Gülmen ve Özakça’nın yalnızca hak eyleminden değil, hepimiz adına ölüm orucundalar. Gülmen ve Özakça yalnız iş-aş değil, onur mücadelesindeler. Yok edilen kasabalar, panzerler altında ezilen çocuklar ve göç yolunda boğulan mülteciler için, sırtından vurulan Kemaller, işine son verilen bilim emekçileri için, cezaevlerine doldurulan tüm tutsaklar için, kimlikleri yok sayılan halklar ve bireyler için açlık grevindeler…”
“Bizim adımıza geleceğimiz adına çocuklarımız adına bu direnişi gösteren canların yanında olduğumuzu Londra’da bütün demokratik kurumlar adına haykırıyoruz” diyen Erbil şöyle devam etti:
“Bir kez daha onların yalnız olmadıklarını belirtiyor, ezilenlerin biraraya gelmesinin ne kadar önemli olduğunu söylüyoruz. Ülkemizde başlatılan karanlığın bir aydınlık işaretidir. Bu geleceğe dair bir umuttur. Bu hepimizin adına başlatılmış bir ışıktır. Bu ışığın etarfında bütün demokratik güçleri birleşmeye çağırıyoruz…”
Erbil, Gülmen ve Özakça’nın yalnız olmadıklarını vurgulayarak Londra’daki demokratik kurumların desteğinin süreceğini sözlerine ekledi.
ORTAK AÇIKLAMA
Demokratik Güçbirliği Britanya’nın “Dayanışmaya Çağrı” başlıklı açıklaması da şöyle:
“İşini geri isteyen Akademisyen arkadaşların Açlık Grevi sürüyor ve krıtik aşamada. Kemal Amcanın, çocuğunun kemiklerini alabilmek için başlattığı Açlık Grevi sürüyor ve ölüm sınırında. İşi, onuru,emeği için bedenini Açlık Grevine yatıran Semih Özakca ve Nuriye Gülmen bir yanda, çocuğunun kemiklerini isteyen Kemal Amca diğer yanda her gün eriyor.
Bu sadece onların hak eylemi, direnişi, mücadelesi değil. Hepimiz adına oradalar. Yok edilen kasabalar için, panzerler altında ezilen çocuklar, göç yolunda bogulan mülteciler için, sırtından vurulan Kemaller, işine son verilen eğitim ve bilim emekcileri için, cezaevlerine doldurulan gazeteciler, yazarlar, “hayır” dediği için tutuklanan gençler için, her türlü baskı, şiddet ve vahşete karşı durmak için eylemdeler ve bedenlerini açlığa yatırarak, sesi ses, sözü söz, vicdanı vicdan yapabilmek adına her gün tüm dünyanın gözü önünde açlığa yatırdıkları bedenleriyle direniyorlar.
Çatlayan dudaklarına ve yanan yüreklerine bir parça su serpmek, seslerine, sözlerine ortaklaşmak, direnişlerini paylaşmak, dayanışmak sorumluluğuyla, hepinizi destek olmaya, Açlığı paylaşmaya çağırıyoruz.”
