Londra’dan Türkiye’de bayrak ile ilgili olup biteni kaygıyla izliyoruz. Ceza-i ehliyeti olmayan iki cahil çocuğun (bilinçli ya da bilinçsiz eylem yapması önemli değil) ‘Türk bayrağını yaktı’ diye devletin en üst düzeyinden ardı arkası kesilmeyen açıklamalarla ve bazı medya kuruluşlarının da vatan kurtaran şabanlığı ile sansasyon yaratılması hiç de hoş olmadı…
Böyle gereğinden fazla reaksiyonun Türkiye’ye getirisi değil götürüsü olacaktır. Londra’da da benzer olaylar yaşanıyor. IRA sempatizanları bayrak yakıyor, polis müdahale bile etmiyor. İngilizler kendi bayraklarını kilot yapıyor, yastık yapıyor… Bir Kraliyet fanatiği çıldırmıyor…
Bayrak yakmak doğru bir eylem değil tabi ki. Bir insanın bayrak yakması için, deli, çocuk, cahil ya da aşırı fanatik olması gerekir. Yakılan bayrak yalnızca bir bezdir. Koskoca bir ulusun onuru ve binlerce yıllık tarihi nasıl yakılabilir ki? Türkiye bu garip tepkisiyle güçsüzlüğünü de ortaya koydu.
AB’nin genişleme süreci adaylarını gözlediği bu günlerde 8 Mart dayağından sonra ‘bayrak’ olayı Türkiye’nin çıkarlarına seslenmedi. Bayrağa destek demeci verenler ve gazetecilik kurallarını ihlal ederek haberleri abartan bazı medya, bir ulusun yazgısını ipoteklediklerinin farkındalar mı acaba? Öncelikle geleceği ırkçılık ve şövenizme yatırım yaptılar.
Yabancı yatırımcı kadar bir başka ürkek sektör de turizdir. Yani pes doğrusu. Turizm mevsimi başlarken abartmayı da abartarak “Biz huzursuz bir ülkeyiz, İki çocuğun çocukca eylemi bile bizim tekneyi sallıyor. Siz en iyisi komşuya gidin” demenin alemi var mıydı?
İngilizler “What is the bottom line” sözüyle sonuçta elde kalanlar nedir? diye sorarlar. Bu olayda da çıka çıka iki cahil çocuk çıktı. Gelinen noktada yetkililer tam anlamıyla ‘bayrak’ olayını yüzüne gözüne bulaştırdı. Halkı sokağa döktü, kışkırtıcı medya bayrak taktırarak vatanı kurtardı.
Başka neler oldu…
– İnsan Hakları Derneği bir hukuk devletinde suç olan eylemler ve bunların karşılığı olan cezaların yasalarla belirlendiğini, ancak gözaltına alınan çocukların yasaya aykırı olarak gözaltında tutulduğunu dile getirdi. Çocukların ifadelerinin sadece Savcılık makamınca alınması, yargılanmalarının ise çocuk mahkemelerinde yapılması gerektiğini hatırlattı.
– Bir gazetenin verdiği Türk Bayrağı’nı buruşturup çöpe atan lise öğrencisi, öğretmenlerin ihbarıyla tutuklanıp cezaevine kondu…
– Almanya Fahri Konsolosluğu beratının verildiği resepsiyonda üzerinde Türk ve Alman bayrakları olan pastanın kesilmesine savcı tepki gösterdi…
– Ciddi ekonomi gazetesi Financial Times, “Türkleri çıldırtmak istiyorsanız bayraklarını yakın” yazısıyla Türkleri (doğrusu bayrak demeçcilerini) makaraya sardı.
Asıl olanları AB ile masaya oturulduğunda gelecek faturada göreceğiz. O zaman pirincin taşını ayıklama işi de, işi karıştıranlara düşecek…
***
Bu abartma olayı Türkiye’deki siyasetçilerin ve medyanın eski bir hastalığı…
1980’lerin ortasında bir İngiliz yatırımcı ile İstanbul’da bir oteldeydik. Aksam otel odamda televizyonda haberleri izlerken Güney Doğu’da 5 erin pusuda şehit düştüğü verildi. Görüntüler ise Türk Silahlı Kuvvetleri’nin tatbikattaki arşiv görüntüleriydi.
Ertesi sabah otelin cafe’sinde kahvaltıda İngiliz iş arkadaşım, heyecanla bana Türkiye’de savaş patlamış olabileceğini söyledi. “Yok öyle bir şey, nereden çıkardın” dedim.
O da benim gibi odasına çekildiğinde tv kanallarına gözatmış. Türkiye’de savaş çıktı diye kaygılanmış. Öyle ya kendi ülkesinde genel kurmay başkanının yüzünü tv’de bile görmeyen, hatta adını hiç duymayan İngiliz’e karadan, denizden ve havadan yapılan harekatı nasıl anlatabilirdik ki?
Bu görüntülerin o dönemde olduğundan güçlü gösterilen PKK’nın hoşuna gittiğini düşünmüştüm. Tv’de o haberi izleyenler, gözlerinde PKK’yi büyüttüler. Herşeyden önce dönemin yöneticileri üç beş kişi dedikleri örgüte karşı kendileriyle çeliştiler.
Sakin ve huzurlu haftalar dileğiyle…
________________
* Akşahin: BABİK Yönetim Kurulu Başkanı ve Türk İngiliz Sanayi ve Ticaret Odası’nın Avrupa – Türkiye İlişkilerinden Sorumlu Yönetim Kurulu Üyesi, Türk İşadamları Dernekleri Avrupa Federasyonu Başkan Yardımcısı ve İngiltere Temsilcisi, Açık Gazete Danışma Kurulu üyesi
