Marmarabirlik yeniden yapılandı

-Mutlu Bey, Marmarabirlik deyince akla ilk zeytin geliyor. Ürünleriniz zeytin ağırlıklı. Zeytin ezmesi ve zeytinyağınız da var ama sizin asıl alanınız sofralık zeytin. Kısaca birliğinizi anlatabilir misiniz?

– Marmarabirlik, Marmara bölgesindeki zeytin üreticilerinin oluşturduğu kooperatiflerin birleşerek bir üst yapı oluşturmasıyla kurulmuş bir birliktir. Yani Marmarabirlik bir şirket değildir. Sizin de bildiğiniz gibi kooperatiflerin bir araya gelerek üst yapı oluşturmasına “birlik” diyoruz. Biz 8 tane kooperatifin bir araya gelmesiyle oluşmuş bir kooperatifler üst birliğiyiz. Üreticisinden aldığı zeytinin yetiştirilmesi ve daha iyi koşullarda pazarlanması amacıyla 1954 yılında kurulmuş

-Türkiye’de sizin gibi kaç birlik var?

-16 tane birlik var.

-Hepsi mi zarar ediyor?

-Böyle bir şey söyleyemeyiz. Zarar etmeyenler birlikler de vardır.

-Birlik olarak sizin tam olarak amacınız nedir? Kar etmek mi, üreticilerinin zarar etmesini önlemek mi?

-Birlikler kar amacından çok piyasaları düzenleyen üreticinin yaşamının devamlılığını sağlamak üzere hareket eden yapılardır. Birliklerin taşıdıkları misyon sayıları on binleri bulan üreticinin devamlılığını sağlamak ve ülkenin üreticisi ile tüketicisini bir araya getirebilmektir. Bu anlamda ülkemiz için ciddi derecede önemli bir faaliyet olarak görmek lazım birlikleri. İlgilendirdiği kişi ve nüfus ya da bölge anlamında ciddi geniş bir alanı, geniş bir kitleyi ilgilendiriyor

-Sizin kaç tane üreticiniz var?

-Yaklaşık 30 bin tane üreticimiz var diyebiliriz.

-Siz çok kısa bir süre önce yeni bir yapılanmaya gittiniz. Merkeziniz halen daha Bursa’da ama satış ve pazarlama biriminizi İstanbul’a taşıdınız. Marmarabirlik’te neler oluyor?

-Mart ayından beri İstanbul’da faaliyetlere başladık. Ticaretin kalbi istanbul’da atıyor. Ulusal mağaza zincirlerinin genel müdürlükleri burada. Bizim her ilde bir bayiimiz var. Bayilerimizle daha yakın temas içinde olmak istiyoruz. Yeni kanallar açmak ve etkin olmak istiyoruz. Marmarabirlik bu yeni yapılanma aşamasından önce satış teşkilatı 5 – 6 kişiden oluşuyordu. Hayatın böyle gitmeyeceğini gören yönetim kurulumuz bu yeni yapılanmayla aslında bir dönemi kapadı. Yeni yapılanma ile Marmarabirlik, piyasalara daha yakın daha içinde olma hedefine odaklandı diyebiliriz. Bu yapılanma sayesinde ulusal zincir Mağazalarla direkt temas etme şansına sahip oldu. Migros, Real, Carrefour gibi noktalarla bizim ekiplerimiz gidip görüşüyor. Eskiden bu ilişkileri bayilerimiz eli ile yürütüyorduk, şimdi ise biz direkt temas içindeyiz. Bu yapılanma ile Marmarabirlik piyasalara dokunan, piyasaların içinde olan bir teşkilat haline gelmiştir. Daha verimli çalışabilmemiz için bunu yapmamız elzemdi.

-Birliklerin bir işlevi de fiyat belirlemeleridir. Marmarabirlik bu konuda ne durumda?

-Alım piyasasını birlikler belirler, bu doğrudur ama, satış piyasasını daha çok satış kanalları belirliyor. Bu nedenle Zeytinin kilosunda 5 TL’den 18 TL’ye kadar değişen bir fiyat scalasını raflarda görebiliyoruz.

-Peki bu durum Marmarabirlik olarak sizi rahatsız etmiyor mu? Sizin aynı ürününüz bir satış noktasında 10 TL’ye satılırken bir diğerinde 15 TL’ye satılırsa bu sizin inandırıcılığınızı engellemez mi? Paketlerinize fiyat yazamaz mısınız?

-Elbette ki aynı ürünün farklı birimlerde aşırı farklı fiyattan satılmasını Marmarabirlik olarak arzu etmeyiz. Ürünlerimizin üzerine tavsiye fiyatı yazmayı bizde düşünüyoruz.

-Yeni yapılanmayla birlikte verimliliğiniz de artış gözlendi mi?

-Elbette. Eskiden satış konularına detay detay bakan bu kadar sayıda kadrolar olmadığı için gözden kaçan bir takım sorunlar olabiliyordu. Bir noktada aktivite yapılacaksa bunun süresi daha uzun süreçler alabiliyordu. Şimdi tüm süreçler hızlandı. Etkin bir bütçe yönetimi tesis edildi. Satış noktalarında etkinliğimiz arttı. Şimdi daha fazla noktada bulunuyoruz. Ve daha doğru Stokla bulunuyoruz. Kısacası hem verimliğimiz, hem de etkinliğimiz arttı diyebiliriz.

-Sizce birlikler butik üreticilerin önünde engel değil mi? Diyelim ki ben Marmara bölgesinde zeytin üretiyorum ama sizin birliğinizi oluşturan kooperatiflerin hiçbirine üye değilim. Zeytinimi satmam zor olmayacak mı?

-Böyle bir sonuca varmak doğru olmaz. “Marmarabirlik’e üyeyseniz varsınız, değilseniz yoksunuz” diye bir mantık doğru değil diye düşünüyorum. Marmara bölgesinin sofralık zeytin üretimi yaklaşık yıllık 120 bin ton civarında. Bizim aldığımız tonaj 30-35 bin tonlar seviyesinde. Geriye 90-100 bin ton zeytin kalıyor, bu kadar zeytinin piyasalarda zararına var olduğunu söylemek çok doğru bir çıkarım olmasa gerek. Bir kâr var ki üretilen bunca zeytin var diye düşünüyorum.

-Dünyanın en büyük zeytin üreticisi sizsiniz. Peki bunun bize ne faydası var?

-Büyük olmanın bir takım sorumlulukları var. Her zaman en iyisi olmak zorundasınız. Bizde bunun için en sağlıklı en doğal ürünleri üretiyoruz. Ar-Ge yapıyoruz. Yeni tatlar geliştiriyoruz. En büyük olmak bu maliyetlere katlanmayı gerektiriyor.

-Ben bir tüketici olarak paketlenmiş zeytin değil de, açık satılan zeytini almayı tercih ediyorsam neden ille de Marmarabirlik diyeyim? Açık zeytini tadına bakarak alıyorsam eğer markasına neden bakayım ki? Açık zeytinin merdiven altı yada marka zeytin olduğunu satıcı bilemez ki…

-Elbette tadına bakarak açık zeytin almayı tercih edebilirsiniz. Ama açık ürünün bir takım riskleri olduğunu bilmelisiniz. Her şeyden önce zeytin kuru bir gıda ürünü değil. Yani zeytinin hava ile teması zeytinde bakteri oluşumuna neden oluyor. Açıkta satılan ürünler çok korunaklı olmadığı için uçan haşerelere karşıda korumasız halde bulunuyor. Bunları önemsemeyen bir tüketici iseniz elbette açık zeytin almaya devam edebilirsiniz. Tüketici sağlığını önemsiyorsa açık satılan zeytine yönelmeyecektir. Az öncede izah ettiğim gibi açık zeytin çok sağlıklı bir satış yöntemi değil. Bu yüzden açık zeytin satışını çok desteklemiyoruz. O yüzden ambalajlı zeytin alın ve en sağlıklı ve doğal üretime sahip olan Marmarabirlik ürününü tüketin diyoruz.

-Paketlenmiş zeytinler insanı yanıltabiliyor. Özellikle vakumlu paketler. Zeytinler dışardan görüldüğü gibi çıkmıyor, paket açılınca içinde küçük zeytinlerin de olduğunu görüyoruz.

-Bizim paketlerimizden irili ufaklı farklı boylarda zeytin çıkması çok mümkün değildir. Biz üretim aşamasında zeytini boylarına göre mekanik olarak tasnifleyerek üretiyoruz. Biz 8 ayrı büyüklükte zeytinlerimizi tasnif yaparak satıyoruz. Her büyüklüğe yönelik ayrı ambalajlama ve etiketleme yapıyoruz. Ve tüketicilerimizi ürünlerimizin üzerindeki etikette zeytinin büyüklük kodu ve dane adedi ile bilgilendirme yapıyoruz.

-Paketlerinizin üzerinde yazan MGA, HSS, MNY gibi kodlar zeytinin büyüklüklerini mi gösteriyor?

-Evet. Sanırım bunu tüketicilerimize anlatmakta biraz eksikliğimiz var. MGA ya da HPR deyince tüketiciler bu kodlarla ne demek istediğimizi çok fazla anlayamadılar. Bundan bir süre önce MGA yerine MEGA, HPR Yerine HİPER diye ifade ediyorduk ve tüketici bunu anlayabiliyordu. Yeni çıkan etiket tebliğine göre bu ifadeleri yazmak artık mümkün olmuyor. O nedenle bizde kodlama yapısını değiştirdik. Bu kodlar yine eskiden olduğu gibi zeytinde büyüklüğü ifade ediyor ama sanırım anlaşılması konusunda sıkıntı yaşanıyor. Buradan tüketicilerimizi bilgilendirme yapmak istersek en büyük boyumuz MGA kodlu zeytinimizdir. Daha sonra büyüklük sırası ile HPR, SPR, HSS, EXT, ELT, LKS ve MNY şeklinde ürünlerimiz gelir. Bu kodlar yerine kimi tüketicilerimiz 1 kg üründeki dane adedine bakabilirler. Zeytinde dane adedi az ise zeytinin boyunun büyük olduğunu, dane adedi fazla ise zeytinin boyunun küçük olduğunu ifade eder.

-Siz kutunun üzerine zeytin adedini yazdığınız zaman tüketici bunda daha çok zeytin varmış deyip en küçük boyu alacaktır.

-Burada dikkat edilmesi gereken şey kilogramında kaç adet var sorusunun cevabıdır. Tüketici aynı ağırlığa sahip ambalajda zeytinin dane adedinin değiştiğini unutmamalıdır. Sonuçta ağırlık değişmiyor.

-O halde tüketiciyle bir iletişim kurmanız gerekecek.

-Haklısınız.2010’un ikinci yarısından sonra daha çok iletişim kurmayı amaçlıyoruz.

-Siz zeytin odaklı bir birliksiniz. Örneğin Tariş zeytinyağı odaklı bir birlik. Siz zeytinyağı konusunda atılım yapmayı düşünüyor musunuz?

-Doğru biz zeytine fokus bir hayat yaşıyoruz ama bizim zeytinyağımız da var ve satıyoruz. Ve gerçekten zeytinyağında kalite olarak en üst seviyede bir olarak üretiyoruz. Sanırım biraz daha zeytinyağına yakından bakmamız gerekiyor.

-Siz yeşil zeytinde de yoksunuz, neden?

-Yeşil zeytine olmak istiyoruz. Bugüne kadar yeşil zeytinde olmadık ama bundan sonra bu ürün grubunda da inşallah olacağız. Geç kalınmış bir durum olarak değerlendiriyorum. Yeni hedeflerimiz olarak zeytinde çeşitliliğe gideceğiz ama optimum dengeyi sarsmamak koşuluyla. Yüzlerce çeşit zeytin çıkarsanız, piyasada hepsini bulundurmanız imkansız. Raflar sınırlı. Zeytin ihtiyacının dengesini tutturmak lazım.

-Ben yeni ürününüz olan sirkeli zeytininizi çok beğendim. Satışlarınız nasıl? Beğenildi mi sirkeli zeytininiz?

-Çok beğenildi. Bu zeytini yaparken zeytinde bildiğimiz klasik tatların dışında ne yapabiliriz diye düşündük ve bu ürün ortaya çıktı. Hem sirkeyi kullanarak antioksidan etkisini öne çıkardık, hem de tuzunu azaltmış olduk. Bu ürünü Türkiye’yle birlikte Avrupa’ya da sunduk. Satışlar her geçen gün artıyor.

-Zeytin ezmeniz var ve bildiğim kadarıyla onda da iddialısınız? Nedense halkımız zeytin ezmesini pek sevmiyor. Zeytin ezmesinin kötü zeytinlerden yapıldığına inanıyor. Ayrıca dayanıklı olsun diye içine katkı maddesi konduğuna inanıyor. Zeytin ezmesindeki metalik tadın içine katılan bu kimyasallardan geldiğine inanıyor.

-Bizim zeytin ezmemizde o metalik tat yoktur. Çünkü biz zeytinlerimizi doğal yoldan olgunlaştırıyoruz. Doğal olgunlaştırma yöntemini benimsememiz sebebi ile olgunlaştırma sürecimiz yaklaşık 6 ay kadar sürebiliyor. Birçok firma bu süreyi beklememek için ilaçlama ile olgunlaştırmayı yapıyorlar. Ama biz bundan taviz vermiyoruz. Daha sağlıklı ürün elde edebilmek adına bu sürece katlanıyoruz. Biz zeytin ezmesini çok önemsiyoruz. Eskiden krem peynir pazarı çok çok düşük bir düzeydeydi ve kimse tüketmiyordu şimdi krem peynirden vazgeçemiyoruz. Zeytin ezmesinde de durumun krem peynir pazarındaki süreçle aynı olacağına inanıyorum. Ayrıca Ezmeyi biz en kaliteli en güzel zeytinden üretiyoruz. O yüzden en lezzetli ezme bizim ezmemizdir diyebilirim.

-İyi zeytini nasıl anlarız?

– Zeytin dolgun, yanaklı, eti mukavim olmalı. Zeytinin sap noktalarında yumuşama olmamasına dikkat etmek gerekir.

732680cookie-checkMarmarabirlik yeniden yapılandı

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.