YUSUF YAVUZ / AÇIK GAZETE – Hidrojeolojik yapısı nedeniyle Mars’taki yaÅŸamın anahtarı olabilecek sırları barındıran Burdur’daki Salda Gölü’nde ‘Millet Bahçesi’ yapılmak istenmesi gözleri Türkiye’nin Maldivlerine çevirdi. Çevre ve Åžehircilik Bakanı Murat Kurum Salda ve çevresinin ÖÇK alanı ilan edilerek daha iyi korunacağını açıkladı ancak Özal döneminde 1989 yılında kurulan ve ÖÇK’ların baÄŸlı olduÄŸu Özel Çevre Koruma Kurumu BaÅŸkanlığı 2011 yılında AKP hükümetinin çıkardığı KHK ile kapatılarak tüm yetkileri Çevre ve Åžehircilik Bakanlığı’na devredildi. DoÄŸal sit alanlarından daha gevÅŸek bir koruma statüsü olan ÖÇK ile Salda Gölü’nün korunması mümkün deÄŸil. Buna bir 500 araçlık otoparkı içeren Millet Bahçesi eklenince Türkiye’nin Maldivleri daha çok insanın akınına uÄŸrayarak büyüleyici rengini hızla kaybedecek…
YENİ TÜRKİYE’NİN İDEOLOJİK YUVARLANMA MEKÂNI: MİLLET BAHÇESİ
CumhurbaÅŸkanlığı hükümet sistemine geçilmesinin ardından Türkiye’nin gündemine yeni bir kavram daha girdi: Millet Bahçesi. CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan’ın meydanlarda ” Bütün anne- baba, çocuklar hep birlikte orada şöyle yatıp yuvarlansınlar” sözleriyle özetlediÄŸi Millet Bahçeleri Çevre ve Åžehircilik Bakanlığı’nın da icraat programına girdi. Bakanlık, 2023 yılına kadar her kentte en az birer millet bahçesi yapmayı planlıyor. Birçok kentin AKP’li belediye baÅŸkanları ise bu yarışta öne geçmek için ellerindeki projelerin adını deÄŸiÅŸtirerek ‘Millet Bahçesi’ne dönüştürüyor…
TOKİ’NİN İNŞA ETTİĞİ MİLLET BAHÇELERİNİN BİR KRİTERİ YOK
Yeni yönetim sisteminin ideolojik bir aygıtı olarak pazarlanan Millet Bahçeleri’nin henüz net bir yönetim planı yok. Projelerin nasıl uygulanacağına dair belirlenmiÅŸ kriterler belli deÄŸil. TOKİ eliyle uygulanan projeler daha çok boÅŸ alanların yeÅŸillendirilmesi ve piknik üniteleri, mescitler, günü birlik ihtiyaçları giderecek mekânlar ve aÄŸaçlandırmalardan ibaret.
PROJE KENTLERDEN DOÄžAL ALANLARA UZANDI
Ancak Milllet Bahçelerinin çok konuÅŸulmayan bir baÅŸka yanı da imar rantı. İnÅŸaat sektörü ekonomik krizle birlikte hızını yitirse de Millet Bahçeleri, çevrelerindeki konut projelerinin merkezinde yer alıyor. Giderek nefes alınamaz hale gelen büyük kentlerde yeÅŸil alanların oluÅŸturulması artık bir zorunluluk halinde. Ancak iktidar bu zorunluluÄŸu da hem ranta hem de oya tahvil etmeye çalışırken bir yandan da Millet Bahçesi projeleri kentlerdeki yapay park alanlarından çıkarak Türkiye’nin doÄŸal alanlarına kadar uzandı. Bunun en çarpıcı örneÄŸi ise Burdur’un YeÅŸilova ilçesinde bulunan Salda Gölü oldu.
SALDA GÖLÜNÜN SIRRI MARS’TAKİ YAŞAMIN ANAHTARI OLABİLİR
Çevre ve Åžehircilik Bakanı Murat Kurum’un Salda Gölü’nde 300 bin metrekarelik bir alanda Millet Bahçesi yapılacağını açıklaması büyük ölçüde tepkiyle karşılandı. 185 metrelik derinliÄŸiyle Türkiye’nin en güzel göllerinden biri olan Salda, bembeyaz kumlarını göl tabanında bulunan hidromanyezit çökeltilerden saÄŸlıyor. Salda Gölü’nün güzelliÄŸini saÄŸlayan hidrobiyolojik özellikleri, çevresindeki doÄŸal yapıyla sıkı sıkıya baÄŸlı. Gölde yapılan bilimsel çalışmalar sırasında yeryüzündeki biyolojik yaÅŸamın baÅŸlangıcına ait ipuçlarını ortay çıkardı. Aynı ÅŸekilde Mars’ta tespit edilen bir bölge ile Salda Gölü’nün jeolojik yapısı arasında benzerlikler tespit edildi.
Özetle, Salda Gölü’nün içindeki yaÅŸam sırları, Mars’taki yaÅŸamın kapısını aralayacak anahtar olabilir. Bu öngörü tüm dünyada bilim insanlarını heyecanlandırıyor…
ZİYARETÇİ İLGİSİYLE DAHA ÇOK PARA KAZANMANIN YOLLARI DENENİYOR
Dünyanın herhangi bir ülkesinde Salda Gölü benzeri bir doÄŸal alana elinizi kolunuzu sallayarak giremez, orayı dilediÄŸiniz gibi kirletemez ve bırakın kıyısını etkileme alanında dahi herhangi bir yapılaÅŸma yapamazsınız. Ancak görsel güzelliÄŸi ile son yıllarda ilgi odağı olan Salda Gölü’nün yılda 500 bin ziyaretçi çekmesi baÅŸta YeÅŸilova Belediye BaÅŸkanı Nuri Özbek olmak üzere yereldeki siyasileri harekete geçirdi.
MARS’TA MİLLET BAHÇESİ OLUR MU?
Elinizde adeta uranyum gibi, bor gibi, altın gibi, Mars’ın anahtarı niteliÄŸinde bir doÄŸal yapı var ve siz bunun üzerine titremeniz, tüm baskılardan kıskançlıkla korumanız gerekirken “Ben buraya ‘Millet Bahçesi’ yapacağım” diyorsunuz.
ÖÇK STATÜSÜ SALDA GÖLÜNÜ KORUMAYA YETECEK Mİ?
Çevre ve Åžehircilik Bakanı Murat Kurum Millet Bahçesi yapılması planlanan Salda Gölü’nün Özel Çevre Koruma Bölgesi (ÖÇK) ilan edileceÄŸini söyledi. Yapılan açıklamalarda ÖÇK ile Salda Gölü’nün doÄŸal sit alanı statüsünden daha iyi korunacağı iddia ediliyor. Ancak gerçekler böyle deÄŸil. Çünkü Türkiye’nin en önemli doÄŸa koruma projelerinden biri olan Özel Çevre Koruma Kurumu BaÅŸkanlığı (ÖÇKKB), AKP hükümeti eliyle çıkartılan Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile 2011 yılında kapatıldı.
MEVCUT ÖÇK’LAR BİLE YETERİNCE KORUNAMIYOR
Akdeniz’in korunması amacıyla imzalanan Barselona SözleÅŸmesi kapsamında 1989 yılında kurulan ÖÇKKB bünyesinde baÅŸta Dalyan, Patara, Göcek, Kekova, Akyaka, Ihlara, Gölbaşı, Belek, Foça, Göksü Deltası, Finike Denizaltı MaÄŸaraları, Uzungöl, Soros, Tuz Gölü ve Pamukkale’nin de aralarında bulunduÄŸu doÄŸal alanlar ÖÇK ilan edilmiÅŸti. ÖÇKKB’nin kapatılmasıyla birlikte bu kurumun tüm yetkileri Çevre ve Åžehircilik Bakanlığı’na devredildi. GeçmiÅŸte doÄŸal alanların korunması yönünde refleks gösteren ve bu amaçla imzalanan uluslararası sözleÅŸmelere uygun projeler yürütmeye çalışan kurumun yetiÅŸmiÅŸ personeli ise Bakanlık içinde farklı görevlere dağıtıldı, bir kısmı da emekli oldu.
CUMHURBAŞKANLIĞI YAZLIK SARAYI DA BİR ÖÇK BÖLGESİNDE İNŞA EDİLDİ
Böylece bugün ülke genelinde sayıları 16 olan (Salda Gölü ile 17 olacak) Özel Çevre Koruma Bölgeleri’nin yalnızca adı kaldı. Bu alanda uzmanlaÅŸmış bir yönetim anlayışı yerine, adında ‘ÅŸehircilik’ yani bina, inÅŸaat ve beton bulunan bir bakanlığın bünyesinde adeta esir alınmış bir ‘koruması gereken alanlar’ toplamı. Bu koÅŸullarda ÖÇK’lar ne kadar korunuyor derseniz, sadece bir örnek vermek yeterli olacaktır. CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan’ın yazlık sarayının inÅŸa edildiÄŸi Marmaris Okluk Koyu, Gökova Özel Çevre Koruma Bölgesi’nin sınırları içerisinde bulunuyor.
İNŞAAT, TURİZM VE TARIMSAL FAALİYETLER ÖKÇ’LARI BİTİRDİ
Patara’dan Göksu Deltası’na ÖÇK alanlarının yönetim karnesi bir hayli kötü. Kaçak inÅŸaatlar, ikinci konut, kontrolsüz turizm, tarımsal faaliyetler ve her türlü insan baskısıyla bu alanlarda korunması gereken asli unsurlar olan deniz kaplumbaÄŸaları, endemik bitkiler, sığla ormanları, su samurları, nadir kuÅŸ türleri ile denizel ve karasal biyolojik zenginlik giderek azaldı ya da yok oldu. Dolayısıyla inÅŸaat mühendisi kökenli olan Çevre ve Åžehircilik Bakanı Murat Kurum’un Salda Gölü’nün ÖÇK ÅŸemsiyesi ile daha iyi korunacağı yönündeki açıklamasının hiç bir gerçekliÄŸi yoktur. Bilakis mevcuttaki tüm korunan alanlar içerisinde doÄŸal sit alanlarının statüsü diÄŸerlerine göre daha saÄŸlam düzeydedir.
SALDA GÖLÜ ‘MERA ALANI’ OLSA DAHA İYİ KORUNABİLİR
ÖrneÄŸin doÄŸal sit alanında yapılaÅŸma izni yoktur ancak bu alanları ‘Tabiat Parkı’na çevirirseniz burada yapılaÅŸmanın yolu açılır. ÖÇK’larda da aynı ÅŸekilde düşük yoÄŸunluklu yapılaÅŸmaların yanında çok sayıda köy, kasaba gibi yerleÅŸimler mevcuttur. Kısacası Salda Gölünü mera alanı ilan etseniz ÖÇK’dan daha iyi korunur. DoÄŸal sit alanı statüsü ve diÄŸer koruma ÅŸemsiyeleri hali hazırda Salda Gölü’nü koruyamıyorsa ve alanda çirkin bir kullanım söz konusuysa bunun sorumlusu mevcut yetkililerdir. Bir doÄŸal alanı koruma altına almak yeterli deÄŸil, yasal koruma hükümlerini harfiyen uygulamak ve bu konuda toplumu eÄŸitmek gerekiyor. Oysa Salda Gölü kıyısına gittiÄŸinizde bir tane görevli gelip de kimseyi uyarmıyor, bu alanın niteliÄŸi hakkında bilgilendirici bir uyarı levhası yok.
ÖÇK İLE GÖLÜN YÖNETİMİ ÇEVRE VE ŞEHİRCİLİK BAKANLIĞINA GEÇEBİLİR
Bu konuda dikkat çekilmesi gereken bir baÅŸka nokta ise ÖÇK statüsü ile Salda Gölü’nün tüm çevresinin yönetiminin Çevre ve Åžehircilik Bakanlığı’na geçecek olması. Mevcut durumda Salda Gölünün bir kısmının yönetimi Tarım ve Orman Bakanlığı’na baÄŸlı DoÄŸa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü’nde. ‘Salda Gölü Tabiat Parkı’ olarak bilinen bu alanın dışındaki kısımlar ise doÄŸal sit alanı olarak Çevre ve Åžehircilik Bakanlığı bünyesindeki Tabiat Varlıklarını Koruma Genel Müdürlüğü’ne baÄŸlı. Salda Gölü, ‘sulak alan’ statüsüyle de yine DKMP’nin sorumluluÄŸunda. Mevcut durumdaki çok baÅŸlı yönetim bir koruma zaafiyeti doÄŸuruyordu elbette ancak bunun çözümü de alanın tüm yönetiminin icraatçı bir kuruluÅŸ olan Çevre ve Åžehircilik Bakanlığı’na verilmesinden geçmiyor.
ÇEVRE BAKANININ AÇIKLAMALARININ HİÇ BİR TUTARLI YANI YOK
Toparlayarak söylersek Bakan Murat Kurum’un ve diÄŸer yetkililerin Salda Gölü kıyısının kesinlikle yapılaÅŸmayacağı yönündeki söylemlerinin hiç bir tutarlı yanı yoktur. Tek başına 500 araçlık otopark projesi bile durumun korkunçluÄŸunu anlamaya yeterli. Bu tür nadir doÄŸal alanları korumanın yolu sırf para odaklı insan faaliyetlerini artırmaktan deÄŸil, bu faaliyetleri alanın kapasitesine göre filtrelemekten geçiyor. Aksi halde 3-4 yıl içinde Güney Anadolu’da nazar boncuÄŸu gibi ışıldayan bir Salda gölümüz kalmayabilir.
Â