Müdürün sağduyulu sözleri tartışılıyor

Başbakan Tayyip Erdoğan: Elinde silah olan, kan döken, can alan, tehdidi ve tedhişi yöntem olarak benimseyen kimseye en küçük müsamahamız yoktur, olamaz. Eline silah alıp masum insanları katleden teröristlere karşı ‘İyi çocuklardı’ açıklaması yapanlara, katilleri masum, terörü mazur göstermeye çalışan hiçbir anlayışa prim vermedik, veremeyiz. Onlarla da el ele olamayız. Biz evlatlarımızı katleden ve bu mücadeleler esnasında ölen terörist için de ağlamadık, ağlamayız. Bunu açık ve net söylüyorum. Bu bizim insani ve vicdani görevimizdir. Bunu böyle bileceğiz. Biz kalkıp birilerini memnun etmek için bazı ifadeleri kullanamayız. Yerimizi iyi bileceğiz. Siyaseti bırakın siyasetçiler yapsın. Herkes kendi görevin yapacak. Terör örgütüyle mücadelemiz aynı kararlılıkla devam edecektir. Bu mücadelede tüm ölenlerimiz ağlama sebebimizdir. Onun için anaların gözyaşı dinsin diyoruz.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu: Emniyet müdürlerinin görevi nedir? Toplumun güvenliğini sağlamak. Bu söylem başlangıçta insani gibi görünse de toplumu bölen bir söylemdir…

Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bülent Arınç: Konuşmanın içeriğine baktığımız zaman bunu takdirle karşılıyorum. Şahsi düşüncemi ifade edeyim… 1991-1995 yılları arasında Diyarbakır’da görev yapmış bir insanın yaşadığı acı olayların analizini yaparak bu günlere ışık tutmasını takdirle karşılıyorum…

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli: Diyarbakır Emniyet Müdürü süratle görevden alınmalıdır.

AK Parti eski milletvekili Abdurrahman Kurt: Diyarbakır Emniyet Müdürü yürekli bir çıkış yaptı. Göreve başlarken bu çıkışı yapabilmek, barış adamı olmakla, adam gibi adam olmakla ilgili bir şey. Türkiye’de, ben içeriden şahitlik edebilirim ki, artık böyle adamlar var. Şimdiki Emniyet Genel Müdürü de öyle biridir. BDP’lilerle arası bozuk olsa da Van Valisi öyledir. Artık bölgede anlayan, dinleyen, hissetmeye çalışan bir bürokrasi var.

Kürt yazar ve gazeteci Muhsin Kızılkaya: Diyarbakır Emniyet Müdürü’nün söyledikleri önemli. Nedeni ise, bu sorunu bu hale getirenler seçilmişler değil bürokratlarlardır… Seçilmişler ilk iktidara geldiklerinde onlara brifingler verilir ve ilk anlatılan şey ‘Kürt meselesine el atma, biz bunu hallederiz. Sen ekonomiyle ve diğer şeylerle uğraş. Bu sorun bizim sorunumuz’ denirdi. ‘Elini atarsan seni yakar’ diye başbakanlar tehdit edilirdi. Bu nedenle bu ülkede başbakan olmuş herkes, miting meydanları başka, işe bu soruna bulaşmamaya yeminli başladı.

1359940cookie-checkMüdürün sağduyulu sözleri tartışılıyor

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.