Medyada durum iyi, vaziyet kötü…

Türk medyasına bir haller oldu.
Yeni değil, son seçimlerden sonra bir haller oldu denebilir.
Medya görseli ve yazılısıyla tam ortadan ikiye ayrıldı dense yeri.
Birinin beyaz dediğine, diğeri evellahlah siyah demek için pusuda…
Televizyon haberleri gerçekten içler acısı.
Haberler bir rezalet.
Sabah kahvaltısında başlıyor karartılmış haberler furyası.
Sadece karartmakla kalınsa iyi, saptırılmış, deforme edilmiş, yönlendirilmiş, kasıtlı, kafa karıştırıcı, provoke edilmiş tamamen yanlı haberler.
Ne yapılmak istendiğini haberi yazan garibim muhabir dahi bilmiyordur.
Zaten yazdığı, sonradan montaja girip seslendirmesi yapılan haberini tanıdığını hiç sanmıyorum.
Garibim emekci “Yahu bunları gerçekten ben mı yazdım?” diyordur ama yapacağı fazlaca birşey yok.
Neticede haber üstten gelen emirle yönlendiriliyor, saptırılıyor…

Yazılı basın farklı mı?
İki ayrı kampın silahşörleri hemen hergün birbirlerinin açığını yakalamak için aporttalar.
Köşe yazarlarında her tür yazı örneklerini bulabilirsiniz.
Kin, intikam, ihtiras, karalama, giyotine gönderme, sorgusuz infaz, anında linç…

1997 yılını düşünmeden edemiyorum.
28 Şubat sonrası yaşanan tabloların rövanşı alınıyor gibi.
Gerçekten 28 Şubat sonrasını hatırlıyorum da..
Askerlerin ne zaman duruma müdahale edeceğini bekleyen nice gazeteciler vardı.
Tankların Sincan’daki palet seslerini duyunca şehvete kapılan nice darbe yanlısı, postal kafalı yazarlar gazeteleri ve büyük gazetelerin Ankara Temsilcileri vardı, çok iyi hatırlıyorum.
Onların çoğu, 28 Şubat ertesinde Genel Kurmay karargahında sabahki “içtima”ya yetişmek için çırpınıyorlardı.
Andıç yemiş yazarlar bir yanda, Çevik Bir Paşa’nın emirerleri gibi “Emret komutanım” diyenler bir yanda..
Askere tam  biat edilmiş günler, haftalar ve aylar…
O dönem Türk medyasının çoğunluk kısmının hesabı verilmeyecek kadar ağır bir dönem yaşandı.
O dönemin hesabı kolay verilecek gibi değil.

Ne yazık ki şimdi de benzer bir döneme girildi.
Bu kez de Ergenekon iddianamesi yüzünden.
Medya tam da ortaya yakın biçimde ikiye bölündü.
28 Şubat’ta aktif askerlere biat edenler.
2008 Ergenekon’unda bu kez emekli askerlerin iddianamesine karşı duruş sergiliyorlar.
Ne yazık ki medya her seferinde ya aktif, ya da pasif durumda olan askerler yüzünden karşı karşıya geliyorlar.
Ve 2008 turnusol kağıdı gibi yine.
Medya sahnesinde sadece iki renk var…
Siyah ve beyaz.
Bütün renkler küstü yine.
Sarısı, kırmızısı mavisi…
Turuncusu,  pembesi…
Keşke gökkuşağı görünse ufukta…
Ülke kazansa…
Demokrasiye doping yapılabilse.
Keşke…

1625080cookie-checkMedyada durum iyi, vaziyet kötü…

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.