Uzaktan uzağa izliyorum şu “bize göre” hazırlanan başkanlık sistemi tartışmalarını.
Burhan Kuzu hocanın elinden çıkma, yerli yapım, Türk usulü “Başkanlık Sistemi” hakkında söylenmedik söz kalmadı.
İki yıldan fazla süredir tartışılıyor.
Ama eski başbakan Erdoğan’ın Cumhurbaşkanı seçildikten sonra aylardır bizi alıştırmaya çalıştığı başkanlık sistemi hakkındaki söz düelloları, tartışmalar, inatlaşmalar öylesine şekil ve renk değiştiriyor ki yetişmek mümkün değil.
Üstelik tartışmalarda bazen başa geliyoruz..
Geliyoruz ama nedense hiç kimse “Neden inatla sistem değişikliği? Parlamenter sistemin suyu mu çıktı? Neden bu 65 yıllık sistemi, demokratik yönetimi terkedeceğiz?”
Yetmedi.
Bence en önemli soru, 12 yıldır bu ülkede başbakanlık yapan Erdoğan, nasıl bir sistemle çalıştı da, bazı icraatları yerine getiremedi?
Erdoğan’ın önündeki engeller neydi?
Gerçekten onun elini kolunu bağlayan nedir?
Sayın bakalım Erdoğan 12 yıl içinde neleri yapamadı?
Bu soruyu sormaktan muradım, Erdoğan’ın “sistem tıkanmıştır” veya “ Parlamenter sistem buzdolabına konmalıdır” ferasetine yanıt bulabilmek içindir.
Ne ve neler yapamadı Erdoğan?
Kuvvetlet ayrılığı Erdoğan’ın önünde nasıl bir engel teşkil etti?
Bu sorunun yanıtı, bizatihi Erdoğan’ı yalanlıyor.
Ne diyor Erdoğan?
Ülkeyi uçurduk.
Ekonomik veriler bizi “cennet”e taşıdı adeta.
Yollarımız duble.
Köprü sayıları artıyor.
Denizlerin altından Asya-Avrupa bağlanıyor.
İhracatımız füze misali.
Üniversite sayısı ona katlandı.
Havuz medyasına bakarsanız ülke “füze” gibi yol alıyor.
Kişi başına düşen milli gelir kat kat arttı.
Ülkede terör durmuş vaziyette.
Kürtler siyasette etkin hale geldi.
Çok şükür ki, Ordu kışlasında.
Genel Kurmay Başkanı Başbakanın karşısında “esas duruş” ta.
Ülkede iç kargaşa yok.
Sıkı yönetim yok.
Peki neden sistem değişikliği?
Neden birden bire, aniden, doksan derecelik bir viraja girme ihtiyacı?
Neden?
(Devam edecek)
