Başbakan Erdoğan’a, Tunus Başbakanı Hamadi el-Cibali ile düzenlediği basın toplantısında gündemdeki iki konu soruldu: Çalışma odasında bulunan dinleme cihazı ve ODTÜ’deki olaylar.
Ağırlıklı olarak ODTÜ’deki protestolara ve ardından yaşananlara değinen Erdoğan, ODTÜ yönetimini yine eleştirdi.
Erdoğan, üniversite kampüsünün terör alanına çevrilmesini samimi bir protesto eylemi olarak niteleyen akademisyenlerin o işi bırakmaları gerektiğini söyledi.
Erdoğan’ın açıklamalarına kaynak olan soru, 33 üniversitenin protestocu öğrencileri eleştiren açıklaması ve YÖK’ün devreye girmesinin hatırlatılmasının ardından “üniversiteler bölündü mü?” şeklindeydi.
Basını kastederek, “Sizler aracılığıyla ekranları başında bizi izleyenlere bir konuyu tezekkür etmeye davet ediyorum” diyen Erdoğan şunları söyledi:
“Demoksrasilerde eleştirilerin olmasının en doğal hal olduğunu o programda da ifade ettim. Fakat eleştiri hiçbir zaman gücünü şiddetten almamalıdır. Eğer alırsa, onu sahiplenen kim olursa olsun bir başbakan olarak karşısına dikilirim. Bu ister rektör ister akademisyen olsun.
Şiddetten beslenilmesi benim önüme şunu getirir: Bir rektör ya da akademisyen olmak, elindeki demir bilyeleri sapan ile polise ya da bir başkasına atmayı öğretmeyi gerektirmez. Okulun kampüsü içerisinde araba lastikleri yakılamaz ve molotof kokteyleriyle terör estirilemez.
Üniversitenin kampüsü terör alanına çeviriliyorsa, bu farklı üniversitelerden gelenlerle birlikte yapıyorlarsa, kimse kalkıp da bunu samimi protesto eylemi olarak değerlendiremez. Bunu söyleyen profesör, doçent ya da şu bu olsun, onlar mesleği bıraksınlar. Onlara katılarak gücünü şiddetten alan kişiler olarak meydanlara düşsünler…”
