YSK’nın ‘vefat veya istifa halinde bir kaydırmanın yapılabileceği’ yorumunu hatırlatan Bahçeli, ‘Peki sonuç itibarıyla aynı anlama gelen istifa ile ihraç arasındaki o ince çizgiyi ne ile izah edecekler?’ diye sordu ve şöyle devam etti:
‘Maalesef YSK, kendisine yakışan bir şekilde hareket etmemektedir. YSK içinde AKP ile paralel hareket eden ve MHP’yi bu anlamda kamuoyunda tartışma zeminine çekmek isteyen bir yaklaşım var. Anlaşılıyor ki AKP Türkiye’deki bütün kurumları AKP’leştirme noktasında mesafe katediyor. YSK da maalesef onu gösteriyor.’
YSK üyelerinin bağımsız adayların aday olup olmama özelliklerini tartışırken ortaya koydukları yaklaşımı MHP’nin müracaatında göstermediğini savunan Bahçeli, eleştirilerini şöyle sürdürdü: ‘YSK’nın hakimleri bu karardan sonra evlerinde huzur içerisinde nasıl yatacaklar? Dar bir yasa kavramına bağlı kalarak o yorumu yapıyorlarsa zaten hakim olma vasfını kaybetmişlerdir. İlkokul öğrencisi de okuduğunu anladığı takdirde aynı işlemi yapar. Ayrıca hukuk fakültesi bitirmesine gerek yok.’
BÖYLE REZALET OLABİLİR Mİ?
İhsan Barutçu’nun seçilmesi halinde MHP milletvekili olmayacağının altını çizen Bahçeli, ‘Artık ne olacağı da belli değil. Bir parti ‘ihraç ettim’ diyor. Parti ile her türlü hukuki, siyasi ilişkisini koparmış bir kişinin MHP’ye verilecek oylar üzerinde milletvekili seçilmesini hangi adaletle ilişkilendiriyor. Böyle bir rezalet olabilir mi?’ diye konuştu.
ROL PAYLAŞIMINI BÖYLE GİZLİYOR
MHP lideri, Başbakan Erdoğan’ın dile getirdiği, ‘Bahçeli Diyarbakır’da PKK’yı eleştiriyor. Ama onun siyasi uzantısı BDP’ye niye bir söz söylemiyor? Çünkü Elazığ’da BDP onları destekleyecek’ sözlerini de sert ifadelerle şöyle yanıtladı: ‘Tamamen kendi gerçek niyetini bugüne kadarki gizli anlaşmalarının üstünü örten ve saptıran bir söz. Başbakan PKK’nın hedef alınmasını istemiyor. Bana göre tamamen PKK ile olan müzakerelerini, gizli anlaşmalarını kamufle etmek isteyen bir yaklaşım. PKK ile sürdürmüş olduğu rol paylaşımı gereği, böyle konuşmak mecburiyetindedir.’
Volkan YANARDAĞ / Akşam
