Modern yaşam

Yakın bir zaman diliminde benzin fiyatlarındaki yükselme gibi su fiyatlarının da katlanacağını düşünüyorum. Hani serinlemek için kendimiz suyun altına bırakıyoruz ya şimdilerde -ki bizleri hala şanslı görüyorum.- yakın bir zaman sonra serinlemek için su bulamayacağımız için, başka aletlerden yararlanır olacağız. Klimalar serinlemek için bir araç iken, global ısınmanın da sebepleri arasında olmaya devam edecek gibidir. Ne yardan, ne şerden vazgeçemeyeceğiz gibi…


Isınmanın sonucu sadece yanmayacağız gibi gözüküyor, Tsunami dalgası gibi üzerimizden sıcak dalgaları geçerken, boğulacağız gibi bir his de taşımaktayım.


Sıcaklar can almaya başladı, hep soğuklar alacak değil ya! Sadece can almakla kalmıyor, var olan yeşil alanlarında yok olmasını sağlamakta, insanların yardımlarıyla. Ağaçlık alan altında rakı, bira içmeye meraklıyız, içtikten sonra şişeleri kırmaya da daha çok meraklı olduğumuzdan, bir güzel şişeleri kırıp o alandan da ayrılıyoruz.


Güneşin ve rüzgarın etkisi ile orada yaşayan canlılar can telaşı içinde ateşin içinden kaçmalarına da şahit olmaya devam edeceğiz! Kısaca yangınlar sadece ormanlık alanda değil, her yerde devam ediyor, insanlığın doğaya ve kendisine yaptığı en büyük kötülük, ateşin ve ısınmanın kontrolsüz kullanımı!


Gelişen teknoloji, yaşadığımız alanı daha refah yaşanır hale getirirken, aynı zamanda yaşadığımız dünyayı yok ediyor.


Denizlerimiz ve akarsularımız artık serinlemek için sağlıklı değil, fabrika ve şehir artıkları ile akamaz hale gelen bu yerler tüm insanlığı tehdit etmeye başladı. Yeraltı sularımız kullanılmayacak kadar kirlenmiş konumdadır. İçecek sularımız plastik şişelerde alıcısını beklemiyor, tüketilmeye devam edilmektedir. Su bedava dönemi çoktan kapanmış, havada paralı hale gelme durumuna doğru gitmekteyiz, ilk işaretlerini metropol şehirlerde kendisini göstermektedir, marketlerde oksijen ve temiz havalar plastik şişlerde satılmaya başlandı bile!


Şehirlerimiz şairlerimize ilham kaynağı değildir, kriminal / polisiye roman yazanlar için bulunmaz bir kaynak konumuna dönmüştür. Her türlü kanunsuzluğun, başıboş vermişliğin yaşandığı anarşist bir yaşam günlük yaşantımızın ayrılmaz parçası konumundadır. Devlet adına haraç kesen üniformalı kişiler olmazsa devletsiz bir toplumda yaşadığımızı düşüneceğim!


Yeraltı, yerüstü sularımızı kirletirken, aslında kirli kalan bizler olduğumuzu unutuyoruz. Kirlendik, hem de her alanda kirlendik. En saf ve temiz duygularımızı bile kullanıp para kazananlar ile doldu etrafımız. Dostluk yerini, çıkar ilişkisine bırakmış. Dostluk ve dayanışma söylemleri altında sömürü kültürü geliştirilmiş! Eski Yunan devlet kurumunu günümüzde modern devlet yapısı altında yaşatıyoruz. Kölelerin sadece rengi değişmiş gözükmektedir. Göstermelik seçimler, göstermelik adaylar. Her şey göstermeliktir. Seçtiğimize inandırılıyoruz! Seçme şansımızın olmadığını, bize verileni tüketmekle yükümlü olduğumuz Sovyet tipi devlet yapısı çağdaş kapitalizmde de geçerli, tek fark, gözlerimize verilen ışıklar sayesinde kör olduğumuzun farkında değiliz. Kapitalizm bireylerin körleşme ve beyinsizleştirme süreci olarak algılıyorum. Çünkü tüketici bilinçli değildir, kendisine verileni tüketmek zorundadır. Sevgi yürüyüşü adını verirsin, bütün insanları o caddeye toplar sevgi yürüyüşü yaparsın ve ürettiğin gereksiz ışıltılı oyuncakları ve müzikleri orada tükettirirsin!.. Enerjilerini boşaltmak için dört tarafı çevrili alanlar açarsın, yüksek rakımlı müzik verirsin, yanına da uyuşturucu, al sana gençliğin enerjisini boşaltma alanları! Birbiri ile rekabet etmeyi yaşamın gerekliliği olduğuna inandırırsın ve yaşamı hızlandırırsın, kim ne zaman yaşadı, ne yaptı dahi bilemeden birçok canlı doğa ölür ve haberin dahi olmaz! Sadece parası olan ve medya tarafından kullanılan bir avuç insanın yaşantısının ayrıntısını bilirsin, onu evlendirsin, boşatırsın, sonra eş bulursun falan filan, sonuçta onu yaşarsın, kendini yaşayacağına. İmrenerek yaşam sona erer! Günlük konuşmaların bile o imrendiğin yaşam olur, kendin ve çevren olmaz!


Her şey kirlendi!


En saf duygular insanın dini duygularıdır!. O duyguları kullanarak yeşil sermeye yaratırsın, iktidara gelirsin, sana verilen izin kadar iktidarda kalırsın, sonra gidersin. Sonuç, en saf duyguları kirlenmiş insan bırakırsın geriye!..


Çocuklar doğar, tek çocuk olmaz, ona bir de arkadaş ve kardeş yapalım dersiniz, istedin mi olur! Kardeşler olunca başlarsın kardeşler arası rekabete. Kim daha önce yürüdü, kim daha önce yedi yemeğini, kim önce uydu diye diye yarışmaya ve rekabete hazırlarsın. Sana vurana bir de sen vur mantığı işlenir beyinlere. Düşene bir de sen vur, yoksa bu dünyada ayakta kalamazsın dersin! Eğitirsin çocuğunu. daha iyi adam olsun diye okula gönderirsin, okulda çocuğun hayalleri çalınır, hayali olmayan bir birey olur. Tek hayali vardır başarılı olmak! Niçin başarılı olacağını bilmeden koşturur, çalışır, rekabet eder. Arkadaşı olmaz, sadece çete elemanları gibi duygusuz birliktelikler yaşar. Bir çete üyesi bilir ki, en yakın arkadaşı onu bir gün vuracaktır. Arkadaşına sırtını dönmeden yaşamasını öğrenir, güçlü olduğu sürece ayakta kalabileceğini bilir!


Zayıf insanlar yok edilmelidir, onlar toplumun asalaklarıdır diye düşünür.


Evet, modern insan zayıf insanları hep asalak görür, çünkü yaratmış olduğu şehirlere bakın, hep şehirler güçlü ve sağlıklı insanlara göre şekillenmiştir. Zayıf insanları sosyal devletlerde düşünen devlet, modern devlet yapısı altıda göremezsiniz. Ülkemizde bakın şehirlere, kaldırımların yüksekliğini anlarsınız! Zayıf insanlar bir odada yaşamak zorunda ve toplumdan uzakta yaşamaları zorunluymuş gibi olduğunu görürsünüz, yaşamın içinde pek görmesiniz onları. Görebilmeniz içinde olanaklar zaten yoktur!


Modern yaşamda her şey kirlendi, kirlenmeyen ne kaldı?


—————————-
www.cemoezkan.de
http://cemoezkan.sitemynet.com

691350cookie-checkModern yaşam

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.