Muamma..

İçinden dışına akan bir yolculuk… Dudak arasında durdurulan düşünce… Pili bitmiş bir oyuncak gibi debelenip durur dışarı çıkmak istedikçe. Kırılmaya yüz tutar sözsüz sevda, oyun gibi belli belirsiz eğlenince… Yağmurlarla yıkanır, temizlendim sanırsın. Alnında ip gibi gerilen bir muamma…

Omuz başına siner, deniz gözlü kızlar gibi hüzün… debelendikçe yanarsın içinde bu közün… Alsan alınmaz bir paha… Satsan satılmaz zaten… Köpüklendiği de olur… kül yığınları uçuşur gözlerinde… Anlatabilir misin içindekini, karşındaki ‘hadi’ deyince…

Bakınıp durmaktır biraz da hayat olduğun yerde… Kimbilir belki de aynı şeyleri düşünürüz ayrı gayrı memleketlerde… Anlamadan dinlemeden koştururuz silah milah tank tüfekle… Anlaşırız da üstelik kimine göre… Ortada dertsiz bir yüzün, aynı dilde buluşma hevesiyle…

Ruhsuz içerikler yetmiyor fikri uyandırmaya… Bir ikna oluş arıyor insan, dudak arasına sıkışan bir kaç kelimede… olmayınca şaşmamak lazım gelir belki de… hiç bir şey arandığı yerde bulunmuyor….

Ne konuştuğumuzdan çok daha önemliymiş gibi sanki konuşamadıklarımız… Bu köpük möpük, bu bakıp bakıp sustuğumuz… Binlerce lambayız sanki… Uzaktan bakınca ışığımız var da… Yaşadık sanıyoruz açılıp kapandıkça…

[email protected]

1604350cookie-checkMuamma..

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.