Geçtiğimiz hafta Rusya’da bir meteorit-gök taşı gümbürtüsü duyulduğu sıra, teleskoplar Dünyamızın 27 bin km.açığından geçecek olan bir futbol sahası büyüklüğündeki kaya parçasını izlemekteydi.
Rusya’nın Ural dağlık bölgesindeki Çelyabinsk kentini sıyırıp geçen, kamyon iriliğindeki gök taşının haberi herkesin ağzını yüreğine getirecekti.
Kentin kırılan camları altında kalıp yaralanmışların sayısı bini aşıyordu, iki kişinin ise âkıbeti henüz öğrenilemedi; ağır yaralıydılar…
Allahtan ki birisi yer küremize isabet etmiş, ötekisi uzaktan el sallayıp bir acelesi var gibi nerelere gidiyorsa, işte o zıkkım yere gitmiş gök taşlarının bu âni ziyareti Maya Takvimi‘nin 21 Aralık’ta kıyamet kopacak diye iddia ettiği zamanlara denk düşmedi.
Yoksa, Mayacıların dilinden, elinden kurtulamazdık; göle maya çalmaya devam ederlerdi.
Aslına bakılırsa, Dünyamızın çevresinden buna benzer nice gök taşları gelip geçiyor, bir kısmı yerküreye inmek kararı almış gibi atmosferimize giriyor, birçoğu sürtünmekten kaynaklanan aşırı ısı nedeniyle sıcaklığa dayanamayıp havada eriyor, gaz durumuna dönüşüyor; bizim bundan haberimiz dahi olmuyor.
Erimeyenlerin ateş topu hâlinde bir yerlere düştüğünü de biliyoruz.
Dikkat ediniz, başınıza saksı düşer gibi çarpasın bilye kadarcık bir meteor taşı…
Saksının düşme ihtimalini daha yüksek bulan Amerikan Uzay Teşkilatı NASA, şimdilik bu meteorlar için ortalığı ayağa kaldıracak şeyler söylemiyor, fakat kaygıyla teleskoplarını, dinleme ve izleme aygıtlarını Uzay’a çevirmiş habire bekliyor. Neyi bekliyorlarsa!
Bir bildikleri var, ama söylemiyorlar…
NASA, Uzay’da serseri mayın gibi dolaşan bu gök taşlarını Potentially Hazardous Asteroid-PHA, Olasılıkla Tehlikeli Göktaşları diye niteleyip önemserken, kamuoyuna da bir tehlikenin olmadığını açıklayıp durmaktadır.
Ne var ki, Cüneyt Arkın‘ın rol kestiği Dünyayı Kurtaran Adam misali bu işte taşın altına parmağını sokmuş bulunan NASA’dan başka güveneceğimiz bir kuruluş da yoktur; onlar ne diyorsa inanmak zorundayız.
Hani şu, Kahrolsun Emperyalist Amerikanız var ya, işte o her türlü ekonomik krize karşın NASA’nın bütçesini daraltmak şöyle dursun, tersine yıldan yıla ilave para vermektedir.
NASA bu paraları harcayarak Uzay’ı habire gözetim altında tutar.
Gök taşlarını da…
Ama, bu işin bir de ama’sı var:
NASA geçen yıl, kısaca PHA olarak adlandırılan, civarımızda saatte 100 bin km.hızla geçmekle aklın almayacağı bir sürate erişmiş bu gök taşlarından sadece yüzde 30’unu gözleyebilmiştir.
Bu rakamın da salt yüzde 20’si gerçekten PHA niteliğine giriyormuş; bugün açıklıyorlar…
Bana kalırsa, Dünyamızın birbirini yiyen insanlığı bu kadar didinmese daha iyi: Oturup bekleseler, nasılsa bir gök taşı zınk diye çarpıverecektir, istenen yok oluş, imha etmek amacı böylece gerçekleşir…
Öte yandan son iki gök taşı haberi ABD ve dahi Kanada basınında meseleyi bir Komplo Teorisi-Conspiracy çerçevesine soktu.
Yorumların ortak noktası, NASA’nın yakın geleceğe dair karanlık bir tablo beklentisi içinde olduğu, fakat bunu insanlığa açıklamadığı yönündeki karamsar cümlelerdi.
Bu karamsarlara bakılırsa, yakın bir gelecek içinde Dünyamız meteor saldırısına uğrayacak, bu vahşi ve barbar saldırıya karşı insanlığın elde ettiği bugünkü teknoloji çaresiz kalacaktı.
Armageddon dedikleri Kıyamet Günü, işte bu olmalıydı.
Bununla beraber, NASA bu türden sataşma kabili yorumlara, yazılara cevap vermeye tenezzül göstermiyor ve sükûnetini koruyordu.
Öyle ya, sükûnet içinde olmak bir bakıma susmaktır ki sükut ikrardan gelir!
Yani sessiz kalmak, kabulleniş demektir…
Eğer öyleyse, yandı gülüm keten helva misali, Dinazorlar Çağını ortadan kaldıran ve o canavarlar ortadan kalkınca bir Buzul Çağı yaşayıp ardından da insanlığın yolunu açmış bir zamanların meteor yağmurunu tekrar beklememiz gerekecek midir?
Bilim-kurgu yapmanın ve fantazi üretmenin tam zamanıdır; ne de keyiflidir, konuş konuş sabaha kadar bitiremezsin…
Fakat NASA’yı da, rica ederim, hafife almayınız!
Adamlar n’apsın, hangi silahla saatte 57 bin km.hız yapan bir taşı havada nişanlayacak, gez göz arpacık deyip tüfeğin tetiğini çekeceksiniz?
NASA, 57 bin km.hızla Dünya’ya kafa tutan ve sür’at tahdidini aşan meteorlara ceza kesecek değil ya; trafik polisi mi bu!
Durun bakalım, galiba Uzay’da bir şeyler oluyor, bunları sanırım NASA’nın astronomları-gök bilimcileri de biliyor lakin bilmezden geliyor…
İyisi mi biz bunları boş verelim, günlük gâilenize geri dönelim!
¨Ölümden öte yol yok ya!¨ , dersiniz, olur biter…
