Lübnan’daki çıkmazdan kurtulabilmek için gündeme getirilen önerilerden biri bölgede uluslararası bir barış gücünün konuşlandırılmasıİ ancak bu tür bir barış gücünün, nasıl bir misyon üstlenmesi gerektiği, asker sayısı ve nasıl oluşturulacağı da net değil.
İngiliz The Guardian gazetesi, ‘Zirve sonuçsuz, savaş şiddetleniyor’ başlıklı haberinde, Roma’daki konferanın suluslararası toplum arasındaki bölünmeyi açığa çıkardığını belirtiyor.
Katılan hiçbir ülkenin uluslararası güce asker gönderme sözü vermediğine dikkat çeken gazete, 2 aşamalı bir planın konuşulduğunu belirtiyor.
Plana göre birinci aşamada belki Mısır ve Türkiye dahil Müslüman ülkelerden 10 bin kişilik bir askeri güç ateşkes ilanı sonrası Lübnan’a girecek. Daha sonra yaklaşık 90 gün içinde onun yerini asker sayısı 30 bini bulabilecek daha büyük bir güç alacak.
‘TÜRKLER ETKİLİ OLUR’
Eski İsrail Başbakanı Ehud Barak’ın görüşlerinin de aktarıldığı makalede, Barak uluslararası güçte Türklerin etkili olacağını ileri sürüyor.
Barak bu iddiasını, “ABD ve İngiltere Lübnan’a asker gönderemez. Çünkü Irak’ta çatışmadalar. Uluslararası güç Fransızları, Almanları, İtalyanları içerebilir. Belki, sadece Hıristiyanlardan oluştuğu gibi bir izlenim vermemek için başka ülkelerden askerler de yer alabilir bu güçte. Eğer ikna edilebilirlerse, Türkler etkili olacaklardır” sözleriyle savunuyor.
Independent gazetesinin Ortadoğu muhabiri Robert Fisk ise gücün özellikle NATO tarafından oluşturulması halinde, başarı şansı olmadığını belirtiyor.
Fisk, Güney Lübnan için adı geçen Mısır ve Türkiye birliklerine, Şii Müslümanların saldırma ihtimali olduğunu, Şiilerin topraklarını Sünni Müslümanların yönetmesine Hizbullah’ın izin vermeyeceğini ileri sürüyor.
