Önce talip olduğunuz makama saygı duymalısınız…
Fenerbahçe’nin Olağan Genel Kurul’u bugün yapılacak başkan seçimi ile sona erecek.
Mevcut başkan Aziz Yıldırım’a karşı 2 aday çıktı. Bu adaylardan biri ve en iddialısı Şadan Kalkavan, diğer ise Funda Sibel Pala.
Şadan Kalkavan bir deklerasyon yayınladı. Deklerasyonda doğal olarak 11 yıldır başkanlık yapan bu 11 yıl içinde 2 yıl birlikte çalıştığı Aziz Yıldırım’ı acımasız ve şuursuzca eleştirmiş ve çeşitli suçlamalarda bulunmuş.
Eleştiri ve suçlamaları 3 ana başlık altında toplayabiliriz. Sportif başarısızlık, borçlar ve yönetim tarzı.
Şadan Kalkavan deklerasyonunda aynen şunları söylüyor. ‘ Aziz Yıldırım, son 11 yılda Fenerbahçelileri sokağa çıkamaz hale getirdiği gibi, boynu bükük de bırakmıştır. Aziz Yıldırım’ın överek bahsettiği sportif başarılarını rakamlarla hatırlatmak istiyorum. Aziz Yıldırım döneminde en fazla Galatasaray şampiyonluğu gören Fenerbahçe başkandır. Bu 11 yıllık dönem içerisinde ezeli rakiplerimizden Galatasaray 6 kez şampiyon olurken, 3 kez de Türkiye Kupası kazandı. Beşiktaş 1 kez şampiyon olurken, 4 kez Türkiye Kupası kazandı. Trabzonspor 2 kez Türkiye Kupası kazandı. Fenerbahçe ise 4 kez şampiyon oldu ve bir kere bile kupa kazanamadı.’
Evet futbolda bunlar olmuş. Peki diğer branşlarda neler olmuş hiç bakmamış mı Şadan Kalkavan? Öncelikle Şadan Kalkavan Fenerbahçe Spor Kulübü’nün sadece futbol şubesinden ibaret olmadığının farkında olmalıdır. Eğer seçilirse sadece futbol şubesine başkan olmayacak. Fenerbahçe Spor Kulübü’nün başkanı olacak. Fenerbahçe futbol takımı 11 yılda sadece 4 kez şampiyon olmuş. Peki basketbol ve voleybol branşları başta olmak üzere diğer branşlardaki büyük başarıları neden görmezden gelmektedir. Bu başarılar kendiliğinden gelmiyor. Bütçesi, tesisi, yönetimi, oyuncusu ve taraftarı bir araya gelerek elde edilebiliyor.
Bayan voleybol takımı son 2 yıldır ligi 2. bitirmiş, daha birkaç hafta evvel Türk Bayan Voleybolunun en büyüğü Eczacıbaşı Zentiva’yı yenerek tarihinde ilk defa Deplasmanlı Bayan Voleybol Ligi’nde şampiyon ve CEV CUP’ta 3. oldu. Erkek Voleybol takımı geçen yıl şampiyon , bu yıl final serisinde takımın ‘beyni ‘ pasör Aslan Ekşi’nin talihsiz bir şekilde sakatlanması sonucu 2. olmuştur.
Bayan Basketbol Takımı son yıllarda adeta yenilmez armada olmuştur. Son 11 sezonda 7 kez lig 9 kez kupa şampiyonu olmuş ve ezeli rakip Galatasaray’ın yıllarca süren üstünlüğüne son vermiştir. Bu yıl katıldığı Avrupa Kupasında Çeyrek Final oynamıştır. Erkek Basketbol Takımı son 2 yılın şampiyonudur.
Diğer amatör branşlarda da Fenerbahçe Spor Kulübü’nün çok başarılı bir kulüp olduğunu unutmamalı.
Şadan Kalkavan kulübün borç batağında olduğunu iddia etmektedir. Aziz Yıldırım’ın Başkan seçildiği yıl devraldığı borcun birkaç futbolcu satılarak ödenebilecek düzeydeyken bugün çok büyük boyutlarda olduğunu söylemektedir. Kulübün borcu ile gelirleri ve varlıkları arasındaki bağı sadece matematiksel olarak toplama çıkartma işlemi yaparak kurabilirsiniz. Borcun vadelere göre dağılımını ve aynı dönemlerde elde edilecek gelirleri de dikkate almak gerekir.
Kur farkı zararı ve banka kredilerinin faizlerinin Halka Arz gelirini geçtiği konusunda da eleştiri var. Şadan Kalkavan’ın kulüpteki sporcu ve teknik kadrolardaki yabancılarla, yabancı statüsünde olmamakla beraber sözleşmeleri yabancı para üzerinden olan sporculara ödemelerin döviz ile yapılmakta olduğunu bildiğini sanıyorum. Ayrıca yurt dışından gelen oyuncuların bonservis bedelleri ile menajerlerine yapılan ödemeler de döviz ile yapılmaktadır. Dolayısıyla döviz kredisi borcunun ve kur farkı giderinin fazla olması da doğal değil midir?
Bütün bunları Fenerbahçe Spor Kulübü’nde cevaplayacak yetkililer elbette vardır. Ancak; kulübün başkanlığına aday olan bir kişinin kendi yapacaklarını 2 satırda geçiştirdiği bir deklerasyonun içinde bulunan eleştiri ve suçlamalar Türk Siyasetini anımsattı bana. Sadece görmek istediğini gör, eleştir, salla gitsin belki birileri inanır. Öncelikle aday olduğunuz başkanlık makamında bulunan kişiye karşı saygınız yoksa da bulunduğu makama saygı göstermeliydiniz ‘sen‘ diye hitap etmemeliydiniz. Eleştiri ve suçlamalar kin ve hınç kokuyor. Şadan Kalkavan şunu bilmelidir ki Fenerbahçe Spor Kulübü kongre üyeleri Türk seçmen kitlesi içindeki en bilinçli ve aklı başında olan bireylerden oluşmaktadır.
Evet bazı eleştirilerinde haklı olabilir Şadan Kalkavan. Aziz Yıldırım spor camiası ve basınla kulübün menfaatlerini korumak için ettiği kavgaların dozunu kaçırdığı için antipatik başkan durumuna geldi. Transfer dönemlerinde menajer ve sporcularla yaşananlar ve bazı sporcuların (son örnekleri Aurello ve Zico) kulüpten ayrılmaları ile sonuçlanan diyaloglar Aziz Yıldırım için egosu yüksek bir insan imajı yaratıyor. Yönetim Kurulu’nda kardeşi ve akrabası olan bazı insanların olması (Alaeddin Yıldırım, F.Neşet Yalçın ve Ömer Temelli ) ve öne çıkmaya çalışanın veya eleştirenlerin yönetimden dışlanması (Hakan Bilal Kutlualp, İlhan Ekşioğlu ve Atilla Kıyat birkaç örnektir. ) Aziz Yıldırım hakkında acaba anti demokratik düşüncede bir insan mıdır sorusunu getiriyor akla.
Yıllar evvel bir Galatasaray kongresi hatırlıyorum. Mevcut başkana karşı aday olan Semih Hazinedaroğlu ‘mevcut yönetim iyi işler yapmıştır, teşekkürlerimizi sunuyoruz ama biz daha iyisini yapmak için adayız ‘ diyerek sözlerini bitirmişti. Nasıl nezaketli bir üslup değil mi?
Bizim en önemli rakibimiz Galatasaray ise onlardan sadece sportif olarak değil üslup olarak da geri kalmamalıyız.
Aziz Yıldırım’ın 11 yıldır temellerini attığı ve halen devam etmekte olan kurumsallık, tesisleşme ve dünya kulübü olma yolundaki çabalarının kesintiye uğramadan devam edebilmesi için ve karşısına ondan daha başarılı olabileceğine inandığımız bir aday çıkana kadar istesek de, istemesek de Aziz Yıldırım’la devam etmek bence bir zorunluluktur. Ayrıca Başkan bu yılın ne kadar kötü bir sezon olduğunun ve yapılan hataların farkında. Ve diliyorum ki kişisel egolarından da sıyrılarak daha akılcı ve politik bir kişilik sergiler bundan sonra.
