Cumhurbaşkanı adaylarından birisinin tanıtım şöleninde sunuculuk yapan gazeteci ağabeylerimizden birisi, Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Başbakan Eroğlu’nu destekleyen (unvanı bol) akademisyen köşe yazarlarına yönelik olarak bir değerlendirme yaptı ve sunuculuğunu yaptığı Cumhurbaşkanı adayını eleştirerek Eroğlu’na destek olmaya çalıştığımızı, Başbakan Eroğlu’nu savunamadığımızı belirten bir yazı kaleme aldı. İyi de oldu. Çünkü, bu yazıyı yazmamıza da vesile olmuş oldu.
“24 Nisan iradesi” diye bir milat ilan ederek Annan Planı’nı tarih sonrası, öncesini de tarih öncesi ilan eden anakronist yazarımız, halk iradesinin yalnızca bir kez tecelli bulduğunu sanarak tarihi tepetaklak yapmaya devam etse de bazı gelişmeleri kendisine hatırlatmak gerekiyor.
Cumhurbaşkanı seçimlerinde desteğimizi ilan ettiğimiz Başbakan Dr. Derviş Eroğlu, bu ülkede halk iradesini sayısız kez arkasına alan tek isim değil midir ?
19 Temmuz 1985’de I. Eroğlu Hükümetini, 2 Eylül 1986’da II. Eroğlu Hükümetini, 23 Mayıs 1988’de III. Eroğlu Hükümetini, 20 Haziran 1990’da IV. Eroğlu Hükümetini, 16Ağustos 1996’da V. Eroğlu Hükümetini, 30 Aralık 1998’de VI. Eroğlu Hükümetini, 8 Haziran 2001’de VII. Eroğlu Hükümetini, 4 Mayıs 2009’da XIII. Eroğlu Hükümetini iktidara getirenin Halk İradesi olduğunu unuttuk mu?
Bu güzel ülkede 18 Temmuz 1985 – 01 Ocak 1994 yılları arasında kesintisiz on yıla yakın Başbakanlık yapan, 16 Ağustos 1996’dan 13 Ocak 2004’e kadar sekiz buçuk yıl kesintisiz Başbakanlık görevinde bulunan ve 4 Mayıs 2009 tarihinden itibaren de % 44 oy alarak tek başına iktidar olan UBP’nin Genel Başkanı kimdir acaba?
Bu güzel ülkede 20 yıla yakın Başbakanlık yapmak için Halkın Güvenine defalarca layık olmak gerekmiyor mu? Bu güvene kim sahip olabildi?
Ülkede defalarca Başbakanlık yapan, defalarca seçim kazanan, son seçimlerde iki kişiden birisinin oyunu alarak partisini tek başına iktidar yapan UBP’nin Genel Başkanı hakkında ne söylememiz beklenebilir ki?
Bu ülkenin kuruluşunu ayakta alkışlayan Dr. Derviş Eroğlu hakkında ne yazmamız beklenebilir ki?
Ülkemizde 8. kez Başbakanlık koltuğuna oturan, Genel Başkanlını yaptığı UBP’yi partisini tek başına iktidar yapan Dr. Derviş Eroğlu hakkında bizim övücü şeyler yazmamıza gerek var mı?
Parti değiştirmemiş, partisini sürekli iktidara taşımış, 1976’da başladığı siyasette bugün 34 yılını doldurmuş olan, milletvekilliği, Bakanlık, Genel Başkanlık, defalarca Başbakanlık yapmış olan Başbakan Eroğlu, bugün Cumhurbaşkanlığı koltuğunu hak etmiyor mu? Bu ülkeyi ve bu devleti Başbakan Eroğlu’ndan daha iyi tanıyan olabilir mi? Bu ülkeye verdiği hizmetleri unutabilir miyiz?
Defalarca halkın güvenini, oyunu, iradesini kazanmış olan, dün söylediğini bugün inkâr etmeyen, talibi olduğu Cumhurbaşkanlığı makamının ait olduğu devleti tanıtacağını ve güçlendireceğini açıklayan, Türkiye Başbakanlarının ve Cumhurbaşkanlarının resmi ziyaretlerinde kapılarda karşıladığı Başbakan Eroğlu’nu bizim anlatmamıza gerek var mı?
Ben ve benim gibiler, KKTC Cumhurbaşkanlığı makamını, bu makamın egemen ve bağımsız devleti olan KKTC’yi tanıtıp güçlendireceğine, ilelebet koruyacağına, yücelteceğine inandığımız, yaptığı yeminlerin hakkını verdiğine ve vereceğine inandığımız Başbakan Dr. Derviş Eroğlu’na güvenmeyeceğiz de KKTC kurulduğunda ağlayanlara mı güvenip inanacağız?
Hadi canım sen de !
