Netekim!

Başbakan, ‘netekim’ diye hitap ederse şaşırmayın, çünkü o dönemin devamcısı olduğunu üslubu ile kanıtlamaktadır. Ben bilirim, ben yaparım, ben sustururum… gibi cümleleri uzatarak, neye benzediğini veya devamcısı olduğunu kanıtlamaktadır.

12 Eylül süreci noktalanamadığı için, darbeciler yargılanamıyor, darbe yaptığına şüphe edilenler yargılanmaktadır. Başarılı olmamış, girişim sürecini aşamamış darbeler sorgulanırken, darbeler ve darbeciler resim yapmaya, fötr şapka giymeye devam ediyor. Arada bir basına ‘netekim’ diyerek demeç veriyor, ismi bir okuldan, bir caddeden alınırken!

Açılım olarak adlandırılan politikanın ne olduğu, parti kapatma ile tamamı ile su yüzüne çıkmıştır. ‘Ben bildiğim gibi ve kafama göre açılım yaparım, muhatapta benim, sonucu ortaya çıkaracakta benim’ diyerek, başka düşünceler ve görüşlere kapalı olduğu, toplumsal gerçekliği yok saydığını ortaya sermiştir.

Alevi açılımı içinde aynı süreç gelişmeye devam ediyor. Maraş katliamın sanığı, suçlusu alevi açılımına davet edilerek ne söylediğini ve ne ima ettiğini açıkça söylemiyor mu? Hükümet, ‘açılım’ adı altında yapması gerekenleri yapmıyor, işi zamana yayarak açılımın nasıl bir kapanma olduğunu kanıtlamıyor mu?

Zorunlu din dersi, mahkeme kararı olmasına rağmen, uygulamayan, görmezden gelen hükümet, diyanet işleri başkanı ve fetva verenlerin denetiminde alevi açılımın yönünü dillendirmiyorlar mı?

Roman açılımı, Sulukulenin tamamı ile yıkılması sonucu ortaya çıkmıyor mu? Yerleşim yerlerinin yok ettikten sonra, denetim altına alınacak bir Roman toplumu yaratmak! Roman vatandaşlar ile Kürt vatandaşları İstanbul sokaklarında karşı karşıya getiren eylemler ve silah sesleri neden son günlerde dillenmeye başlandı?

Romanların yaşadığı yerler şehrin ortasında kalınca, rantı da iştah açıcı oldu, o ranttan kimler yaralandığı gazete sayfalarına düştü!

Hükümetin ortaya attığı ve adına ‘devlet açılımı’ dediği açılım, kapanmayı ortaya getirmektedir. Devlet açılımında kimsenin ne sözü, ne düşüncesi vardır!

İtalyan başbakanı yüzüne aldığı tokat ile ne olduğunu şaşırmış halde, neden bana saldırdılar diye çevresine soran gözler ile bakmaya devam ediyormuş, o tokattan fazlasını tarih önünde çoktan hakkettiğini göremeyecek kadar kendisini Mussolini olarak görüyor! Cezaevinde öldürülen devrimcinin cinayetini gizlemeye çalışan başbakan, soran gözler ile çevresine bakması şaşırtıcı değildir! Çünkü o, İtalya’nın modern ‘il duce’sidir… çapkındır, kızlar peşinde koşar, karısını aldatır, soru sorulmasını hazmedemez, hep gündemde medyası aracılığı ile kalmak ister. Bir tokat yediğinde, soran gözler ile bakar, ‘ben ne yaptıysam İtalya için yaptım’ der gibidir. Mussolini’de idama giderken o gözler ile bakıyordu çevresine.

İtalyan başbakanın can dostu devlet adamları kimlerdir? Türkçe’de bir söz vardır, “arkadaşını söyle, sana kim olduğunu söyleyeyim!” Söyleyelim mi, İtalyan başbakanın arkadaşlarını?

http://cemoezkan.blogcu.com

1585530cookie-checkNetekim!

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.