Neyin hesabı yapılıyor dersiniz?

Evlerini, yaşama başladıkları yerleri terkediyorlar, kaçıyorlar. Müslümanlar, ama müslüman ülkelere gitmiyorlar. Gözleri batı da, oraya ulaşmak istiyorlar. Nasıl olursa olsun. Sonun da ölümde varsa, onu da göze alarak yola çıkıyorlar.

Geriye bakmadan ve bir daha dönmemek üzere, belirsiz bir yolculuğa çıkıyorlar. Nereye, nasıl olacak, ne zaman olacak, sadece yola çıkıyorlar.

Türkiye’yi bir geçiş yolu, ilk sığınak olarak görüyorlar. Devam etmek istiyorlar, kalmak değil amaçları. Gidemedikleri için kalıyorlar.

İki buçuk milyonu aştı sayı diyorduk. Üç milyona yaklaşmış bile. Şimdi Türkiye’deler. Sınırda bekleyenler ayrı.

Kamplar da, yollar da, hemen hemen her kent te. Ege de, İstanbul’da.

Gazetelerde gün eksilmiyor ki, botla Ege Denizi’ni aşmaya çalışırken, botları batıyor, ölümü göze alıyorlar. Sonları da oluyor. Çoğu zaman, Ege Denizi içinde kayboluyorlar Sadece karaya vuranları değil, denizin görün diye bize gönderdiklerini görüyoruz.

Adalar da bekliyorlar. Yunanistan da bekliyorlar, Makedonya da bekliyorlar.

Avrupa Birliği, Birleşmiş Milletler, demeçleri eksik olmuyor bu insanlarla ilgili. En üst yönetici, politikacı, ziyaretçilerin biri gelip biri gidiyor ülkemize, onlar için, ama ne için.

Üç milyona yakın Suriyeli var ülkemizde, Avrupa’nın kapılarını zorluyorlar. Üç bin, beş bin kabul edince de, bu kadar yeter diyorlar. Seçerek alıyorlar adeta. Bilgileri dışında gelenleri kabul etmek istemiyorlar. Daha da gelmelerinden rahatsızlar.

Ve Türkiye’ye verilen görev. Tutun onları orada, bırakmayın. Bu gelenleri de geri alın.

Pazarlıklar, görüşmeler, pazarlıklar, anlaşmalar, ne derseniz deyin sonuç bu. Tutun onları ve alın buradakileri.

Ve anlaşma oluyor. Nasıl, ne için. Ödeme yapma sözü veriyorlar. Taksit taksit. Bekleyenleri birer birer geri alın, onlar da azar azar ödeyecekler. Ama şart kesin. Tutacaksınız, tekrar gelmeyecekler. Yenileri de gelmeyecek. Beş on bin bize yeter. Üç milyon insanla siz beraber olun, sizinle olsunlar.

Ama onlar gelmek istiyorlar mı? Hayır.

Ölümü göze alarak buralara kadar, azalarak, kayıplar vererek geldik, dönmek istemiyoruz diyorlar. “TÜRKİYE’YE DÖNMEK İSTEMİYORUZ” diyorlar. Bunu duyuyormuyuz, anlayabiliyormuyuz.

Yinelemeyi sürdürüyorum. Diyanet İşler Başkanlığı, bu konuda ne düşünüyor? Nasıl yorumluyor? Araştırma yapıp veya yaptırıp, bir değerlendirme yapma gerekliliğini duyuyor mu? YANIT YOK

Şimdi geri dönüşler başlayacak, istemeden zorla. Yeni bir küskünler grubu oluşuyor. Onlarla ilgili nasıl bir program geliştiriliyor. Belirsiz. Gelirken ve buradalarken yahut giderken, nasıl bir program geliştirildi ki. Yemek verdik, barınak sağladık denilebilir hemen. Sokaklarda her kentte dilenen Suriyelilere o kadar alıştık ki. Bakıyoruz sadece.

Ne olacak bu insanlar.

Gelinen bir gerçeklik var. İsteyelim istemiyelim, beğenelim beğenmiyelim.

Bu yıl sonuna kadar, 4 MİLYONA YAKIN SURİYELİ, VATANDAŞLARIMIZ OLACAK.

Bunlar oy verecekler tamam. Tamam da, iş oy vermekle bitmiyor ki?

Nerede oturacak bu insanlar.

Nasıl bir gelirleri olacak.

Sürekli ödeme mi yapılacak onlara, çözüm değil ki bu.

Bu insanların yarısından çoğu çocuk. Büyük bir çoğunluğu da Türkiye’de doğdular. Türkçe bilmiyorlar. Okula gidecekler.

Nasıl bir uyum süreci olacak. Dil öğrenme başta nasıl olacak.

İşyerlerine, kontenjanla bu kadar alın demekle, istihdam sorunu çözümlenemez. İşsizlik zaten artıyor. İşsizliğin boyutları daha da büyüyecek. Çalışma alanında olanlarla, çalışanlar arasında bir çok sorun kapıda. Ayrıca, Suriyeli’lerin işe alınması sonucu, işten çıkarmalar olursa, o başka sorunlar paketinin açılmasına yol açacak.

Ve biz anlaştık deniliyor. Avrupa Birliği konusunda da bazı gelişmeler olacak. Vize sorunu çözümlenecek. Ya çözümlenmezse, çözümlenecek gibi de görünmüyor zaten.

O zaman anlaşma olmamış olacak, yani geri almak olmayacak mı.

Türkiye’de kalmak istemiyorlar. Batıya gitmek istiyorlar. Suriye’ye dönmek ise hiç ama hiç istemiyorlar. Ve bir KÜSKÜNLER TOPLULUĞU oluşuyor.

Suriye’yi kim karıştırdı. Kim bu ülkeye yeniden şekil vermek istedi. Bu silahları kim üretiyor, kim satıyor, kim kazanıyor.

Yıl sonuna doğru, 4 Milyona yakın Suriyeli vatandaşlarımız olacak.

Ve hala neyin hesabı yapılıyor dersiniz?

İstanbul. 5 Mart 2016. Salı.
[email protected]

1581460cookie-checkNeyin hesabı yapılıyor dersiniz?

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.