“Nezih semtte, merkezi köşe, fırsattır” *

Ben de, Gülse Birsel gibi, hiç nazlanmadım hemen kabul ettim. Zira Gülse Birsel nazlansa, nazı pozu çekilir ama benim gibi tecrübesiz bir köşe yazarı adayının nazını kim çekerdi?

Hazır fırsatını bulmuşken, en iyisi hemen yazmaya başlamaktı. Bundan böyle bu köşede buluşup Endonezya’dan değerlendirmeler yapacağım. Acık Gazete okurları, zaten bir süredir beni tanıyor.

*** *** ***

Jakarta’da hayat expatlara rahat *

Madem Endonezya’dan yazıyorum, herşeyden önce burada yabancıların, “Expat” ların yaşamı neye benziyor, diye onunla başlamak istedim. Her ülkede hayat akışı birbirinden farklı, ama burada biraz daha farklı akıyor hayat.
Hayal etmesi güç. Jakarta’ya ne sebeple olursa olsun bir süreliğine çalışmaya ve yaşamaya gelmişseniz, burada sizden beklenenler var.
Herşeyden önce küçük bir aileyle çalışmak üzere gelmişken, kendinizi hop diye birden çekirdek aile olarak işveren konumuna sokuyorsunuz. Sebebi, gereğinden büyük ve ne işe yaradığı belli olmayan birçok odadan oluşan ama doğru dürüst bir mutfağı bile bulunmayan, büyük bahçeli, yüzme havuzlu evlerden kiralamanızdır. Böyle bir eve ücreti çok düşük olan iki yardımcı, bir bahçıvan, haftada bir de olsa bir havuz görevlisi, ayrıca 24 saat hizmet veren ve vardiyalı çalışan 3 tane de güvenlik görevlisi, en olmazsa olmazı da bir adet şoför istihdam etmeniz gerekiyor.
Başlı başına bir işveren olup çıkıverdiniz işte!
Şoför şarttır, çünkü toplu taşımanın neredeyse bulunmadığı, mesela 15 dakikalık bir mesafenin dahi bazen 2 saat sürecek kadar trafiğininin berbat olduğu, şoför maaşlarının da bu kadar ucuz seyrettiği bir ülkede kimse kimse araba kullanmak istemiyor.
İşte nerden baksanız 7-8 kişiye iş olanağı sunuyor, yalnızca iş olanağı sunmakla kalmayıp hiç tecrübeniz yoksa bile birden onları yönetmeye, yöneticiliği de öğrenmeye başlıyorsunuz. Evet, bu bahsettiğim Başbakanlık ya da Valilik konutu gibi yerleşim yeri değil, sıradan bir yabancının günlük yaşamını sürdürdüğü konutlardır. Fakat öyle hemen heveslenmemek gerekir, zira davulunun sesi uzaktan hoş gelir. Farklı kültürden ve dilden bu kadar kişiyi istihdam etmek, onların dertleri uğraşmak bir de aynı dili konuşmuyorsanız hiç de kolay olmayacaktır.

Diyelim evinizde bu kadar tantana ve şamata istemediniz, o halde bir şansınız var.
Çok yüksek katlı apartmanlarda 8-10 odalı bir küçük daire bulup, oraya sığışmak, en azından çalışan sayısını böylece azaltmak mümkündür. Ama eve yine de yardımcılar, hele çocuğunuz küçükse bakıcı ve şoför herhalükarda şarttır.
O küçük dairelerde bile yatılı kalacak ev işi gören hizmetçilere yataklık ayrı oda ayrılmıştır.
O yüzden evlerde mutfaklara özen gösterilmemiş olsa gerekir, zira nasıl olsa evin aşçısı yapıyor yemekleri diye düşünülmüş olmalıdır.
Kısacası bu ülkeye çalışmaya gelen yabancılar, bir yandan Endonezya’nın ekonomisine epeyce katkıda bulunuyor, istihdam olanağı sağlıyor. Bir gün ülkelerine geri döndükleri zaman Endonezya’da iyi kötü gördükleri bu konforu da özlemeleri kaçınılmaz oluyor.
________________

*Gülse Birsel, 31.03.2013 tarihli Hürriyet Pazar yazısı.
*Expat:Kendi ülkesinin dışında çalışan, yaşayan, ayrıca özellikle çok uluslu şirketler personelinin rotasyona tâbi olanları belirten İngilizce sözcük.

763850cookie-check“Nezih semtte, merkezi köşe, fırsattır” *

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.