İNGİLTERE’DEN… AK Parti’nin çevreciliği

Endonezya Bali kentinde, 180 ülke temsilcisi BM öncülüğünde ‘küresel ısınmayı’ tartışmak ve Kyoto’nun yerine yeni bir anlaşma hazırlamak için 3 – 14 Aralık arasında toplantı düzenliyor. Uzmanlar toplantının başarısını doğayı en çok kirleten ve Kyoto’yu imzalamayarak hayata geçirilmesini engelleyen ABD’nin tavrına bağlıyor.

Dünyada 78 ülkeyle birlikte, Türkiye’deki çevreciler de küresel ısınmaya yönelik önlem alınması ve Kyoto Protokolü’nü imzalaması taleplerini, 8 Aralık cumartesi günü Kadıköy İskele Meydanında saat 14’de düzenlenecek mitingde dile getirecek.

Türkiye bu küresel soruna karşı mücadelede nerede derseniz, ne yazık ki sivil toplum örgütleri ve kişisel çabaların ötesinde dişe dokunur bir şey yok…

Hükümet Kyoto’yu imzaladık, imzalayacağız derken Kyoto’nun süresi 2012’de dolup geçecek… Bölgesel Çevre Merkezi (REC) Türkiye Direktörü Sibel Sezer Eralp, ‘Türkiye’nin Kyoto Protokolü’ne katılıp katılmaması’ yerine, ‘Ne zaman ve nasıl katılabileceği’ tartışmasının yapılması gerektiğini söyledi.

AK Parti hükümetinin çevreciliği ise “su götürür” diyeceğim ama suları boşa harcamamak için başka bir tümce kullanıp “bir aldatmaca” diyeyim…

Başbakan Tayyip Erdoğan, gözümüze baka baka “Biz çevrecilerden daha çok çevreciyiz” diyor… Nasıl inanalım ki onun çevreciliğine? Hani çevremizi kayırıyoruz anlamında söylüyorsa o başka…

Munzur ve Kaz Dağları bitki örütüsü ile Türkiye’nin gözde yer üstü zenginliklerinden… Dağlardaki yerkürenin nadide ağaçları yalnız Türkiye’nin akciğeri değil aynı zamanda soyunu korumaya çalıştığımız hayvanların da yuvası…

“Çevreci” Başbakan, maden yasası ile bu dağların da altını üstüne getirecek maden şirketlerine yasal bir zemin hazırladı. Uzmanlar getiri götürü hesabı yapıldığında yer üstü kaynaklarının daha zengin ve vazgeçilemeyecek ölçüde olduğunu söylüyor. “Çevreci” Başbakan madenci lobisi yerine, uzmanlara, gerçek çevreci sivil toplum örgütlerine kulak verseydi sonuç farklı olurdu.

Ankara ve İstanbul’daki su sorunu, İstanbul’daki Acarkent-Acarİstanbul skandalı hükümetin karnesinde kırık bir not olarak duruyor. Çevre ve Orman Bakanı Osman Pepe, acar yağmacılara karşı sesini yükseltmişti. Başbakan Erdoğan’ın, hakkında pek çok iddialar olan Maliye Bakanı Kemal Unakıtan’ı yeni hükümette tutarken Pepe’yi hükümetin dışında tutma nedeni de hâlâ açıklanma bekliyor…

Peki “Ne yapmalı?” diye sorarsanız? Hükümet acil olarak evdeki çevre sorunlarını çözmekle kalmamalı dışarıda da hepimizin olan yerküreyi en çok kirleten ABD ve batılı ülkelere baskı yapmalı.

Tabii bu uğraşısı sırasında vatandaşın çevre bilincini yükseltici kampanyalara da önem vermeli. İngiltere’de atıkları belediyenin özel kutularında biriktirmeyenlere para cezası geldi. Ayrıca naylon poşetler de tarihe karışıyor… Türkiye bu tür olumlu gelişmeleri  izlemeli ve derhal hayata geçirmeli.

Sanayi Bakanlığı verilerine göre; günde 4 saat 100 watlık akkor telli lambalar (normal lamba) yerine, 20 watlık kompakt (enerji tasarruflu) fluoresanların kullanılmasıyla, yılda 1 milyon 896 bin mwh tasarruf sağlanabiliyormuş…

Bence en büyük tasarrufu AK Parti ampulünü değiştirerek yapacağız…

_______________

* London Capital Markets Yönetim Kurulu Başkanı ve Türk İngiliz Sanayi ve Ticaret Odası’nın Avrupa – Türkiye İlişkilerinden Sorumlu Yönetim Kurulu Üyesi olan Akşahin, aynı zamanda Türk İşadamları Dernekleri Avrupa Federasyonu 3’ncü Başkanı ve İngiltere, Türkiye ve Türki Cumhuriyetler Sorumlusu. Aynı zamanda da Açık Gazete Danışma Kurulu üyesi…

1600420cookie-checkİNGİLTERE’DEN… AK Parti’nin çevreciliği

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.