İNGİLTERE’DEN… Fransız mallarını boykot gerçekci değil

Fransız Ulusal Meclisi’nin Ermeni Soykırımının İnkarının Cezalandırılmasını öngören yasa teklifinin 12 Ekim’de kabul edilmesine hep birlikte üzüldük. Fransa’da başarılı Ermeni lobisinin çabaları, politikacıların iç siyasetteki manevralarıyla birleşince çoğunluk tasarıyı onayladı. Cumhurbaşkanı Jacques Chirac, Ermenistan ziyaretinde ve Paris’teki Ermeni Soykırımı anıtlarında Türkiye’yi suçlayıcı laflar etse de Başbakan Tayyip Erdoğan’ı telefonla aradığında tasarıya kendisinin ve hükümetin karşı olduğunu ve yasalaşmasını engellemeye çalışacağını söylemişti. Bu iki yüzlü bir politika… Üstelik gizlisi saklısı olmadan açık açığa yapılan bir iki yüzlülük…

Türkiye’den ve yurtdışında yaşayan yurtdaşlardan çeşitli tepkiler geldi. Tepkilerden biri de Fransa’nın, Cezayir’de soykırım yaptığının inkarını suç sayan yasa tekliflerinin, TBMM’de gündemine gelmesiydi… Oysa 1962’de BM’de Cezayir’in bağımsızlığı oylanırken Türkiye, NATO ve ABD’nin baskısıyla mazlum ülke Cezayir’in bağımsızlığında çekimser kalmıştı. Şimdi kıssasa kıssas acele bir yasa tasarısı TBMM’ye getiriliyor… Ya Cumhurbaşkanı Chirac, Başbakan Erdoğan’a verdiği sözü tutar meclislerinde onaylanan tasarıyı yasalaşmasını engellerse ne olacak? Bu kez TBMM’deki tasarıya karşı mı oy kullanılacak yine…

Bir başka tepki de Fransız mallarının boykot edilme düşüncesi?  Sivas’taki tarihi Kangal Ağası Konağı işletmecilerinin, “Damsızlar ve Fransızlar giremez!” pankartı açması ya da yine Anadolu’da bir yerde mavi,. beyaz ve kırmızı renklerin diklemesine yer aldığı Fransız bayrağı yerine, enlemesine sıralanan kırmızı beyaz ve mavi renkli Hollanda bayrağının yakılmasına ne demeli? Lütfen kendimizi komik durumlara düşürmeyelim…

BOYKOT GERÇEKCİ DEĞİL

Türkiye’de Fransız ürünlerine tüketici boykotu da gerçekci değil… Neden mi?

Türkiye’de otomotiv, gıda, sigortacılık, bankacılık, perakende, akaryakıt başta olmak üzere, pek çok sektörde toplam 524 Fransız sermayeli şirket faaliyet gösteriyor. Renault, Carrefour ve Total ünlü Türkiye’de faaliyet gösteren Fransız kökenli şirketlerden… Bu tür çokuluslu şirketleri kökeninden dolayı boykot etmek Türk ortaklarını cezalandırmak, bu şirketlerin Türkiye’den üçüncü dünhyaya ihracatına da darbe vurmak anlamına gelir…

DIŞ TİCARETTE BİZ ZARARLI ÇIKARIZ

Gelelim karşılıklı dış ticarete… Fransa’nın dış ticaretinde Türkiye’nin payı, yüzde 1.3 ile oldukça düşük düzeyde. Türkiye’nin ithalat ve ihracatında ise Fransa’nın payı, ortalama yüzde 5-6 düzeyinde değişiyor. Türkiye’nin doğrudan ithal ettiği Fransız ürünlerinin toplam değeri geçen yıl sonu itibariyle 5.8 milyar dolar düzeyinde gerçekleşirken,

Türkiye, Fransa’ya, kara ulaşım araçları, giyim eşyası ve aksesuarları, tekstil elyafı ve mamulleri, sebze-meyve ve ürünleri, elektrikli makine ve cihazlar, haberleşme ve ses kayıt cihazları ihraç ediyor. Fransa’dan ithal edilen ürünler arasında ise kara ulaşım araçları, elektrikli makina ve cihazlar, demir-çelik, vitaminler hormonlar, antibiyotikler, ilaçlar, tıbbi eşya, plastik ve ürünleri, organik kimyasal ürünler, metallerden nihai ürünler, çeşitli mamul eşya bulunuyor. Bir başka deyişle Fransa’ya elma armut satıyor, karşılığında kalp pili alıyoruz…

AB KONUSUNDA DESTEĞİNE MUHTACIZ

Fransa AB içinde, İngiltere ve Almanya ile ağır 3 toptan biri. Üstelik İngiltere’yi ABD’nin AB içinde “Turuva Atı” olarak gördüğü için Türkiye’nin üyeliğine de kuşkulu bakıyor. Öyle ya ABD ve İngiltere’ye yakınlığı bilinen Türkiye’nin üye olmasıyla “Turuva Atı”nı güçlendirecek diye düşünmesi doğal…

Türkiye geleceğini AB’ye tam üyelikte gördüğü için üyelik iplerini elinde uttan Fransa’ya politik meydan okuması yalnızca kısa dönemde gururunu okşatır. Uzun dönemde ise AB’ye tam üyelik sürecinin gereksiz uzamasına neden olur ve kendisi zarar görür… Uluslararası politikada çıkarlar önde gelir. “Bir pire için yorgan yakmak” uluslararası ilişkilerde geçerli olmayan bir yöntemdir…

NE YAPMALI?

Türkiye’nin dış politikasını ve çıkarlarını sıkıntıya sokmadan yapacak çok şey var…

Türk Dışişleri, Türk milletinin tarihi ile yüzleşmesi konusunda bir sıkıntısı bulunmadığını açıkladı. Arşivleri açtı… TBMM geçen yıl Ermenistan’a çağrıda bulunarak tartışmalı dönemin ortak kurulacak “Tarih Komisyonu’nca araştırılmasını önerdi… Ermenistan’a yapılan bu “Hodri meydan”ı bir kere çevremize iyi anlatmalıyız…

Bütün bunlara karşın Fransa başta olmak üzere bazı ülkelerin izlediği yanlı politika ne yazık ki Türkiye’ye karşı hasmane bir tutuma dönüştü. Bu tutum iyileştirmeye çalışılan Türkiye – Ermenistan iliştilerine de zarar verdiği bir gerçek… Fransa ve diğer bazı ülkeleri sağduyuya çağırmaktan başka yapılacak çok şeyler olduğuna inanıyorum. Peki bunlar nedir?

Türkiye’de boykotun gerçekci olmadığını anlattım. Her zaman demokrasinin vazgeçilmez unsuru olarak gördüğüm sivil toplum örgütlerine yine iş düştüğüne inanıyorum. Üstelik bu kez yurtdışındaki Türk sivil toplum örgütlerine…

Ermeni lobisinin oy potansiyelinden kat kat üstün seçmenleri çatısında barındıran sivil toplum örgütlerimiz, bulundukları ülkelerdeki yayınları iyi takip toparlama bilgilerle yalan yanlış yazan yazarları mektup ve e-posta bombardımanına tutmalıyız. Gerekirse yüzyüze görüşüp, tarihi gerçekleri anlatmalıyız. Eşimize dostumuza tarihi gerçekleri anlatan yayınları göndermeliyiz… Politikacılara karşı baskı uygulayıp konuyu iç politika malzemesi yapmaktan kurtarmalıyız. Bunun için dişimizi yani oy potansiyelimizi göstermeliyiz. Gösteriler düzenleyip kapılarına dayanmalıyız… Hani Fransa’da yaşayıp Fransız malını boykot etmek biraz zor ama Fransa ve Türkiye dışındaki yurtdaşlarımız bunu yapabilir… Hani “Keçi dağa küsmüş dağın haberi yok” deyimi gibi olmaması için de yaptıklarımızın dalga dalga duyulması ve Ermeni iddialarını savunanlara geri adım attırabilmesi için de dördüncü kuvvet medyayı (özellikle televizyon kanallarını) da devreye sokmalıyız…

Bütün bunlar yapılırken eşgüdümlü çalışmalı ve bilimadamlarımızı arkamıza almalıyız. Geçen gün Türkiye’nin Londra Büyükelçiliği’ndeki işadamlarına yönelik birifingte büyükelçilik yetkililerinin bu konuda gereken desteği verme sözü sevindirici… Yurtdışında yaşayanlar olarak yapacak çok şeyimiz var…

Öncelikle sıra birlik ve beraberliğimizi pekiştirmede… Bu bayram iyi bir fırsat…

İyi bayramlar efendim…

__________________

* Akşahin: BABİK Yönetim Kurulu Başkanı ve Türk İngiliz Sanayi ve Ticaret Odası’nın Avrupa – Türkiye İlişkilerinden Sorumlu Yönetim Kurulu Üyesi, Türk İşadamları Dernekleri Avrupa Federasyonu Başkan Yardımcısı Türkiye ve Türk Cumhuriyetleri Sorumlu ve İngiltere Temsilcisi, Açık Gazete Danışma Kurulu üyesi

 


 

1600340cookie-checkİNGİLTERE’DEN… Fransız mallarını boykot gerçekci değil

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.