İngiltere’den bu haftada pek içacıcı haberlerimiz yok… İşin kötü yanı hava da oldukca kapalı…
Bu hafta ırkçılık haberleri baskın… İsrail saldırısı ve ekonomik kriz ne yazık ki ırkçılığı hortlatmaya başladı… İsrail’in kanlı saldırısına hepimiz öfke duyuyoruz. Tepkilerde hassas ırkçılık çizgisine geçilmemeli. Unutmamalı ki Londra’nın yahudi mahallesi Stamford Hill’deki Ortodox’ların da aralarında olmak üzere pek çok yahudi, protesto gösterisinde ellerinde Filistin bayrağı ile İsrail saldırısını kınadı. Üstelik kendi toplumlarınca “hain” ilan edilmekten korkmadan bizimle birlikte yürüyen bu insanlara saygı göstermeliyiz…
***
Açık Gazete’de yer alan İngiltere gündemine ilişkin önemli haberlere tur atmaya başlıyoruz… Sıkı durun…
Ekonomiye güven düştü…
The Guardian’ın manşetinden verdiği habere göre, halk ekonomiye inancını her geçen gün yitiriyor… 16 Ocak yayımlanan bir kamuoyu araştırmasının sonuçlarını aktaran gazeteye göre halkın ekonomiye güveni mali kriz nedeniyle yerle bir olmuş durumda.
Araştırma; İngilizlerin bankalara, borsaya ya da hükümetin ekonomiyi idaresine diğer milletlere kıyasla çok daha az güvendiğini gösteriyor. Örneğin İngiltere’de bankacılık sistemine güven 10 üzerinden 4,2 iken; bankacılık sistemi iflas etmiş olan İzlanda’da bu oran 4,6 dolayında
***
İşten çıkarmalar sürüyor…
The Financial Times da, birinci sayfasından Barclays bankasının 2100 kişinin işine son vereceğini duyururken, The Times da kamu sektöründe, özellikle de belediyelerde bu yıl on binlerce kişinin işsiz kalabileceğini öne sürdü.
***
İstihdam yaratana yardım…
The Guardian Gazetesinin haberine göre, hükümet, 6 aydan fazla işsiz olanları istihdam eden şirketlere 2 bin 500 İngiliz sterlinine (3 bin 767 dolar) kadar yardım yapacak. Ulusal Ekonomik ve Sosyal Araştırmalar Enstitüsünün araştırmasına göre, İngiltere Ekonomisi 2008 yılının son 3 ayında yüzde 1,5 daraldı. Böylece, son 28 yılın en kötü performansı sergilenmiş oldu.
***
Kriz derinleşince İşçi Partisi düşüşe geçti…
Başbakan Gordon Brown’ın ekonomik krizin başlangıcında ortaya koyduğu performansın etkisiyle oy oranı açısından toparlanan iktidardaki İşçi Partisi’nin, krizin derinleşmesi ve piyasadaki güven unsurunun azalmasıyla birlikte yeniden oy kaybetmeye başladı.
The Times gazetesinin Populus araştırma kurumuna yaptırdığı son anketin sonuçları, iktidardaki İşçi Partisi’nin oylarının Aralık ayının başlarından bu yana 2 puan gerileyerek yüzde 33’e düştüğünü gösterdi. Aynı anket, ana muhalefetteki Muhafazakar Parti’nin ise aynı süreçte oylarını 4 puan birden artırıp yüzde 43’e yükselttiğini ortaya koydu.
İngiltere’de siyasetin denge unsuru olarak görülen Liberal Demokratlar ise Aralık ayının başından bu yana oy kaybedenler arasında yer aldı. Partinin oyları 2 puan gerileyerek yüzde 15’e oturdu. Diğer partilerin toplam oy oranı da yüzde 9 olarak ilan edildi.
***
Kriz suç dalgası yarattı…
İngiltere’de ekonomik krizin suç olaylarını artırdığı bildirildi. Ülkenin çeşitli bölgelerindeki 31 emniyet müdürlüğü verilerine göre, ekonomik kriz bir suç dalgası yarattı.
***
“Ekonomik kriz ırkçılığı artırabilir”
Toplumlar arası ilişkilerden sorumlu kabine üyesi Hazel Blears, yaşanan resesyonun ırklar arası gerginliği artırabileceği uyarısında bulundu.
The Sunday Times gazetesine verdiği demeçte, giderek zorlaşan yaşam koşulları yabancılar hakkında üretilen rivayetleri de artırabilir. Bu söylentilerin tutmasını istemiyorsak, bunlara hemen yanıt verilmeli diyen Blears, resesyonun ardından iki sonuç çıkar, “ya tamamen parçalanmış bir toplum ortaya çıkar ya da daha da güçlenmiş olarak çıkılır” dedi. Blears, aşırı sağcılar, rivayetleri halk arasında ihtilaf yaratmak için kullanıyor…” diye konuştu.
***
Prens Harry ırkçı “Paki” kelimesinden özür diledi…
Prens Harry basına yansıyan videoda Pakistanlı arkadaşı için ırkçı bir kelime sayılan “Paki” kelimesini kullandığı için özür diledi. Videonun üç yıl öncesine ait olduğunu duyuran saray sözcüsü ise, Prens’in bu sözü arkadaşının “lakabı” olduğu için kullandığını, bir aşağılama niyeti içermediğini kaydetti.
***
Geçen Cumartesi yine on binler Filistin için sokağa döküldü…
İsrail’in Filistin’e yönelik saldırılarını protesto etmek amacıyla İngiltere’nin başkenti Londra’da düzenlenen gösteriye on binlerce Londralı katıldı. Ortodox yahudilerin ellerinde Filistin bayrağı taşıyarak İsrail’İ protesto etmeleri de ilginç görüntüler yarattı.
***
Tarık Ali: Erdoğan’ın sözleri İsrail’i incitmez…
Pakistan asıllı muhalif İngiliz yazar ve gazeteci Tarık Ali, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın İsrail karşısında sarfettiği sert sayılan ifadeleri göndermede bulunarak, “Sözler İsrail’i yaralamıyor, somut adımlar gerekli,” dedi. 68 kuşağından olan yazar Venezüella lideri Çavez’in İsrail büyükelçisini kovmasını örnek göstererek Erdoğan’ın yaptıklarını yalnızca gürültü olarak tanımladı.
***
Britanya Yahudileri İsrail’den ateşkes istedi
İngitere’de Yahudi toplumun önde gelen isimleri, Gazze’ye yönelik askeri operasyonlara bir an önce son vermeye çağırdı. Observer gazetesinde yayınlanan açık mektupta, askeri operasyonların bölgede güvenliği artırmaktan ziyade, aşırılıkları güçlendireceği ve bölgeyi daha da istikrarsızlaştıracağı uyarısı yapıldı.
Mektubu imzalayan ve aralarında çok sayıda Yahudi din adamının da bulunduğu söz konusu kişiler, kendilerini “İsrail’in hararetli destekçileri” olarak nitelerken, “Gazze çatışmalarında iki tarafın da verdiği kayıpları büyük bir dehşetle izliyoruz” dedi.
İsrail’in Hamas saldırılarına yanıt vermeye hakkı bulunduğu da savunulan açık mektupta, “Ancak bunun görüşmeler yoluyla yapılabileceğine inanıyoruz. Bizce sadece müzakereler İsrail ve bölge için uzun süreli güvenlik ve barış getirebilir” görüşü vurgulandı.
***
Sanatçılar da savaşa hayır dedi…
İngiltere’deki sanatçı, aktör ve müzisyenler İsrail’e “dur” dedi. Aralarında, Coldplay’dan Chris Martin, Annie Lennox, Peter Gabriel, Michael Nyman, Miriam Margolyes, Nigel Kennedy, Bill Bailey, Terry Jones ve Brian Eno’nun da bulunduğu çok sayıda sanatçı Gazze’deki katliamın durdurulması için seslerini birleştirdi.
10 Ocak Cumartesi günü İsrail elçiliğine yapılan yürüyüşe de katılan sanatçıların imzaladığı “Savaşı Durdurun” başlıklı bidiride, “Gazze halkı için haykırıyoruz. Yapılanlar bir insanlık suçudur.” dendi.
***
“Terörle savaş bir hataydı”
İngiltere Dışişleri Bakanı David Miliband’in Guardian’daki yazısında ‘Terörle savaş’ doktrininin bir hata olduğunu yazdı. Miliband, Batı’nın, karşı karşıya olduğu tehditlerden kurtulmak için önüne geleni öldüremeyeceğini savundu. “Bu doktrinin yarardan çok zarar getirip getirmediğine tarihin karar vereceğini” de sözlerine ekledi.
***
The Guardian’dan Ergenekon yorumu
The Guardian’da yazan Türkiye uzmanı Gareth Jenkins, ordunun hükümeti uyardığını sandığını ve demokratik olmayan iki gücün yargıya baskı yaparak iktidar mücadelesi verdiğini öne sürdü…
Gazetenin İstanbul Muhabiri Robert Tait’in imzasını taşıyan haberde; AKP iktidarının savcıların yaptıklarını, siyasi cinayetlerle suçlanan “derin devleti” temizleme çabası olarak sunduğu belirtildi.
‘Ergenekon’da cadı avı şüphesi’ başlıklı haber şöyle devam etti:
“Ancak son tutuklamalar, soruşturmanın AKP’nin laik rakiplerine karşı bir cadı avı olduğu şüphelerini artırdı. Tutuklanan generaller arasında, AKP’nin öncülü İslamcı Refah Partisi’ni 1990’larda iktidardan düşüren darbeye önderlik eden Tuncer Kılınç da var. Tutuklamalar, üst düzey askeri yetkililerin, dün gece geç vakitte bir toplantı yapmasına neden oldu. Son 50 yılda 4 hükümet deviren ordu kendisini Türkiye’nin laik sisteminin bekçisi olarak görüyor. Ancak Ergenekon’daki daha önceki tutuklamalara istemeden de olsa onay verdikleri düşünülüyor.”
***
Facebook’ta İsrail’e küfür edince ‘ırkçılık’tan gözaltına alındı
Londra’da kolej öğrencisi olan 16 yaşındaki Türk genci MG, İsrail’in Gazze’deki katliamını Facebook’ta bol küfürlü kınayınca anti terör timlerince gözaltına alındı.
***
İngiliz kızıyla Türk gencin aşkı…
15 yaşındaki bir İngilizin, bir Türk genciyle imam nikahı kıymasına, bulvar gazetelerinden, News of the World yaklaşık iki sayfa ayırdı.
Çiftin fotoğfraflarıyla süslü haberin spotu ise şöyleydi:
“Haylaz ergenin Türk garsonla bir ömür geçirmek için okulu bırakmasına göz yuman annenin skandalı”…
Gazete, Jolean Cox adlı genç kızın okulunu bırakarak Türkiye’ye kaçtıktan kısa süre sonra Aytaç adlı bir gençle evlendiğini ve Müslüman olduğunu yazdı.
Jolean’ın evliliğini annesine bir kısa mesajla duyurduğunu kaydeden gazete, annenin, ”Hiç değilse burada olduğu gibi sokaklarda, alkol ve uyuşturucunun kucağında değil” dediğini aktardı.
Gazeteye konuşan Jolean Cox ise, evlenerek Türkiye’ye yerleşmesiyle hayatında iyi yönde büyük değişim olduğunu, İslam dinine geçmenin ise İngiltere’de asla yaşamadığı disiplin ve istikrarın hayatına hakim olmasına yardım ettiğini söyledi.
Gazeteye göre, İngiliz kızının imam nikahıyla evlendiği Aytaç da, bu evliliği İngiltere’ye göç edebilmek için yaptığı yolundaki iddiaları reddediyor.
