Epeydir sürüncemede kaldığı izlenimi verilen İrlanda’nın kuzeyindeki barış görüşmeleri birden yeni bir ivme kazandı. Bu kez tarafların masabaşı görüşmelerini yerini eylem ve medya savaşı aldı. Clausewitz’in “savaş siyasetin bir başka biçimidir” şeklindeki deyişi şimdi tersinden doğrulanıyor.
Ocak ayı sonunda İngiltere tarihinin en büyük soygunu gerçektirildiği duyuruldu. Belfast Donegon meydanındaki Northern Bank akıllara durgunluk veren bir beceriyle soyulup 20.65 milyon Sterlin para çalındı.
Protestan ve Katolik Kuzey İrlandalılar arasındaki zaten iyi gitmeyen barış görüşmeleri bu soygunla yepyeni bir aşamaya girmiş oluyordu. Bir süre soygunun kimin işi olduğu tartışıldı. Polis, istihbarat ve İrlanda Cumhuriyeti yetkilileri böylesine kapsamlı bir işin ancak İRA’nın başının altından çıkabileceğinde birleştiler.
Katolik Kuzey İrlandalılar’ın cumhuriyetçi siyasi örgütü Sinn Fein’in başkanı Gerry Adams ise IRA’nın böyle bir işle ilgisinin olmadığını söylerken geçenlerde kitabının tanıtımı için gittiği İspanya’dan yaptığı açıklamada “Bana gelen bilgilere göre; IRA’nın bu işle ilgisi olmadığını sanıyorum” deyince kendisine yanlış bilgi de verilebileceğini ima etmiş oldu.
Sahnedeki tüm oyuncular bu işin içinde İRA’nın olduğunu düşündü.
Böyle bir eylemi İRA’nın niçin yaptığı tartışılırken getirilen yorumlardan biri de “Hayırlı Cuma” barış görüşmelerinde parsadan daha fazla pay almak isteyen aşırı sağcı rahip Ian Paisley açıklamalarına bir tepki ve İRA’nın gücünü göstermenin bir uygulaması olduğuydu… Bir başka yorum İRA ve Sinn Fein içinde Gerry Adams, Martin MacGuinness’in temsil ettiği milliyetçi çizgiye karşı B. Keenan’ın Marksist çizgisinin tepkisi olabileceğiydi… Tüm bunlar tartışılırken bir grup İRA ve Sinn Fein taraftarlarının Belfast Strand bölgesinden R. McCartney’i bir bar kavgası sırasında bıçaklayıp öldürmeleri banka soygununun İRA ve Sinn Fein üzerindeki olumsuz etkisini sollayıp geçti.
Banka soygunu cumhuriyetçi tabanda belki büyük bir sempatiyle karşılanabilirdi ama Cumhuriyetçi McCartney’in öldürülmesi İRA-Sinn Fein kutubunun bindigi dalı kesmesinden başka bir şekilde açıklanamazdı.
Olayları çok yakından izleyen karşıtları İngiliz hükümeti ve Protestan Kuzey İrlandalılar da İRA ve Sinn Fein’i köşeye sıkıştırmak için yoğun çaba içine girdiler. Sinn Fein 7 üyesini partiden attı. İRA’nın maktülün yakınlarıyla yaptığı görüşmede “İsterseniz katilleri vurabiliriz” önerisini yaptığı basına yansıdı. Tüm İngiliz medyası bu önerideki alt yazıyı “İRA olduğu gibi duruyor.ve yasaları ben kendim yaparım size de ihtiyacım yok” diye yorumladı.
Başbakan Tony Blair McCartney kardeşleri başbakanlık konutuna çağırırken ABD Başkanı George W. Bush da Aziz Patrick Günü’nde onları Beyaz Saray’da bekliyordu…
İşte görüldüğü gibi Sinn Fein dünya çapında köşeye sıkıştırılmış oldu. “Hayırlı Cuma” barış görüşmelerinin emperyal odakları Sinn Fein’in bu talihsiz olaylardan sonra burnunun sürtülmesi konusunda birleşiyorlardı. İrlanda Cumhuriyeti de İRA – Sinn Fein çizgisini cezalandırmada fırsatçı davrandı.
Önümüzdeki günlerde yapılacak ara seçimlerde Sinn Fein’e de güzel bir ders verilecekti. Çünkü barış görüşmeleri yakın zamana kadar hem İrlanda’nın kuzeyinde hem de güneyinde (İrlanda Cumhuriyeti) Sinn Fein’in etkisinin artmasına yol açmıştı…
Tekerlek dönmeye devam ediyor, Nerede mola vereceğini şu anda kestirmek olası değil ama şu haliyle Sinn Fein görüşme masasında sıkışmış durumda. Tarih boşlukları hiç bağışlamıyor. Boşlukları yaratanları da…
İLGİLİ HABERLER:
– IRA’dan ‘zanlıları öldürelim’ teklifi
– İrlanda’da soygun tartışması büyüyor
– İRA’dan ‘sorumluluk’ uyarısı
