İnsanlığın ilk yazılı metni: Gılgamış

Farklı disiplinlerin metodolojisinden de yararlanan yazar, ilk bakışta ölümsüzlük arayışı içindeki bir Sümer kahramanı öyküsü gibi duran Gılgamış mitosunu sembolik dizgeler yerine konularak tekrar okunduğunda insanlık tarihinin önemli bir dönüm noktasının hikâyesine dönüştürüyor. Böylece Gılgamış, üzerinde yaşadığımız topraklarda gerçekleşen üretimciliğe ve yerleşik düzene geçiş dönemlerinin izlerini taşıyan bir veri bankası haline geliyor.

Gılgamış Destanı, insanlığın ilk yazılı metni ve Nuh Tufanı’ndan söz edilen ilk eserdir. Kil tabletlere çivi yazısıyla kaydedilmiş metinler, Sümerlerin Uruk kentinde hüküm sürmüş olan Gılgamış adlı kralın ölümsüzlük arayışını anlatmaktadır. Bu ebedi ölümsüzlük arayışı aynı zamanda sanatın, soyutlamanın, kültürün, toplumsal yaşamın, kısacası uygarlığın müjdecisidir.

“Yaşamımız, toplumsal hayatımız, ahlaki ve düşünsel yapımız mitolojik arketipler tarafından şekillendirilmiş. Yaşamımızın her alanında mitolojik öğeler yer almakta… Tarih boyunca yaptığımız yolculuğu bilmek, bugün hangi noktada olduğumuzun en önemli göstergesini oluşturur. Toplumsal yapımızın daha iyi anlaşılması,

bu toprak üzerinde yaşayan herkesin geleceğe daha güvenli bakmasını sağlayacaktır. Bizim toplumsal ve kültürel DNA’mızın zincirini, çoğunun farkında bile olmadığımız bu mitoslar oluşturmaktadır…”

744410cookie-checkİnsanlığın ilk yazılı metni: Gılgamış

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.