Herkes kabul etmeli ki terörün yeri, zamanı, milliyeti yoktur. Terörü hepimiz lanetle kınıyoruz.
1 Mayıs gecesinde de birçok servera (saldırı) yapıldı. Web sitelerinin ana sayfalarına DHKP-C adına “hacked” yazısı yerleştirildi. Geçen günlerde ise PKK’ya ait bir site hacklendi. Bir süre, Atatürk ve Türk bayrağı yer aldı. Bir kaç gün sonra baktığımızda yeniden eski sitenin yayınlandığını gördük. Aynı zamanlarda Türkiye aleyhine yayın yapan başka sitelerin de hacklendiğini gördük. Zaman zaman ise valilik ve belediye sitelerine hacker saldırıların olduğunu görüyoruz. Hatta geçtiğimiz yıllarda Diyanet’in sitesi de hacklenmiş, satanist zihniyetine uygun mesajlar yer almıştı. Daha sonra Diyanet de kısa sürede siteyi düzeltmişti.
Aslında geneline baktığımızda olayın, internet kabadayılığından öteye gitmeyen bir çalışma. Klavye başında yaz babam yaz, saldır babam saldır. Keşke aynı cesarete bir haksızlık yapıldığında korkusuzca söylerken de sahip olabilsek. Çocuklar katledilirken de aynı şekilde cesur olabilsek. Hem biz, hem de Rus Hackerlar için söylüyorum bunu..
Bir zamanlar ise benim sitem hacklenmişti. Belki bir gün yeniden hacklenir. Bilemiyorum, çok bir şey de diyemiyorum. Uzun süre yaptığım ancak son dönemde, bu işin meraklılarına bıraktığım hosting işini sürdürürken, bu hackerlara söylediğim bir söz vardı. Bu arkadaşlardan biriyle sonradan sürekli görüşür de olduk. “Benim ekmeğimle niçin oynuyorsunuz?” Siz bir serverdaki (sunucu) bir site için, tüm siteleri hackledik, ana sayfasını değiştirdik diyorsunuz ama unutmayın ki, birilerinin de ekmeğiyle oynuyorsunuz. Verilen ekmekleri zayi ediyorsunuz. Bir apartmanda yaşayan bir terorist için, apartmanın tamamına bomba atılır mı? Oradaki suçlu-suçsuz herkes cezalandırılır mı? Bu mantığı hangi akıl kabul edebilir? İntikam söylemiyle gerçekleştirdiğiniz o saldırılar sonucunda ne oluyor, serverlarda sorun varsa tamir ediliyor, sitelerde sorun varsa yeniden yükleniyor. Yoksa yedeklere bakılıyor, yedekler de yoksa, site tasarımları baştan yapılıyor. Sadece bir sürü ekmek zayi oluyor. Ama zaman içinde eski haline geliyor, herşey. Bu arada siz ne kazanmış oluyorsunuz? Kişisel tatmin için tüm bunlara değer mi?
İnternet intikam aracı olmamalı. Yüzyüze gelmeye korkan insanların bir aracı olabilir ama gerçekten de cesurum, mertim, delikanlıyım diyen insan için intikam aracı olmamalı. Bir odaya kayanıp, bilgisayar başına geçip herkesten daha yakışıklı, daha zengin, daha akıllı olamazsınız!… Bir sürü martaval okuyarak, bir yere gelemezsiniz. Geleceğinizi düşünüyorsanız, elbette bir yerlerde toslarsınız ama o toslama, gerçekten de çok acı verecektir.
Kimileri de, özel bilgilere ulaşmayı maharet sayar. Hackerlık denen yöntemlerle, başkalarına gelen e-mailleri okumayı bir iş sanar. Ama bilmez ki, posta kutusuna gelmiş asker mektubunu ya da aşk mekbunu okumaktan, üzeri mühürlü zarf içinde duran ihale teklif zarfını okumaktan farklı değildir, birine gelmiş iletiyi okumak. Ne diyelim, o da bulur elbette bir gün cezasını.
İnternet Kullanıcıları Derneği Başkanı Salih Cenk Kaan, interneti alkole benzetiyor. “Yiğit içince sükut, korkak içince cesaret buluyor” Kullanmayı bilene dünyanın en değerli hazinesi, bilmeyen ise ahkam keser, ama bir gün yerinin tespit edilip de rezil rüsva olacağı aklına gelmeden, içer içer içer…
Terörün hem gerçek dünyada, hem de sanal dünyada olmadığı huzurlu günler…
__________
