İnternetteki tehlikelere karşı ne yapmalıyız?

Sanal Banka Mağdurları Derneği diye dernek dahi kuran mağdurların sayısı 2007 yılında 1500ü geçmişti. Son yıllarda bankaların aldığı önlemler sayesinde bu sayısın azalmış olacağını ümit ediyoruz ki, zaten bu konudaki haberler ve şikayetler de azalmış durumda.

Bankaların gerekli önlemi almış olmasıyla birlikte, bilgisayar kullanıcılarının gerekli önlemleri almadıkları için sorun yaşamaları bu aralar daha çok gündemimizi meşgul ediyor. Öyle ki,

1. İnternet kafe, okul, kurs gibi herkese açık bilgisayarlarda bankacılık işlemi yapmak konusunda ısrar ediyorsanız,

2. Kendi bilgisayarınızı kullanırken, Spyware (Casus Yazılımlardan Koruma Yazılımı) ve Antivirüs (Virüslerden Koruma Yazılımı) kullanmamışsanız,

3. Şifrenizi elemanınıza ya da yakın arkadaşınıza vermişseniz,

Belayı başınıza siz davet ettiniz anlamına gelecektir.

Gerekli önlemleri almadıysanız, sadece bankacılıkla ilgili sorunlar değil bilgisayarınızdaki verilerin güvenliğine ilişkin de sorunlar yaşayacaksınız anlamı ortaya çıkacaktır.

O yüzden şu konularda çok dikkatli olmalısınız,

1. Sahte Elektronik Postalar: Arkadaşınızdan veya güvenilir bir kurumdan geliyormuş gibi gelen, teknik adı fake e-mailler (sahte e-posta) kullanılarak kurbana gönderilen e-posta sayesinde insanlardan bilgilerini istemek. Bu bilgi bankacılık şifresi, e-posta adresinin şifresi, annesinin kızlık soyadı dahi olabilir. O yüzden, size gelen bu tarz e-postaların hiçbirini dikkate almayın, okumadan silin. Aksi takdirde doldurduğunuz forum doğrudan kötü niyetli insanların eline geçecektir.

2. Bedava Kontör Tuzağı: MSN listenizde bulunan çok güvendiğiniz biri size “Bu site kontör dağıtıyor. Ben buradan kazandım, bedava kontör kullanmanın keyfi başka oluyor” gibi mesaj gönderiyorsa inanmayın. Çünkü, aslında arkadaşınızın veya listenizdeki kişinin bu olaydan haberi bile yok. Nasıl mı? Bu çok zeki MSN virüsü, bu tarz yalan iletileri otomatik olarak gönderip, sahtekarlıkla dolu sitesine ziyaretçi topluyor. Sizin yapmanız gereken, bu iletiye inanmamak. Bu mesajı farkında olmadan size gönderen kişinin yapması gereken ise, hemen MSN şifrenizi ve gizli sorunuzu değiştirmek, daha sonra da güvenilir bir virüs yazılımıyla sistemi taratmak. Son günlerde, “Amerika’ya gitmeye ne dersin? Amerika vizesi almak istemez misin?” gibi sorular da göndermeye başlamıştır, bu tarz virüsler… Yeri gelmişken hemen söylemek lazım, ticaretinizi % 100 MSN üzerinden yaparsanız, büyük sıkıntılar yaşayabilirsiniz. O yüzden, zaman zaman telefon ve faks ile teyit alınız ki, ileride yaşanacak daha büyük sorunların önüne şimdiden geçebilesiniz.

3. Müşteri Hizmetleri Yetkilisi kılığında, telefonla da kredi kartı bilgileri istenmektedir. Bunu yakın zamanlarda TTNet müşterilerine yoğun şekilde yapmışlar, bu yüzden TTNet bu konuda uyarı metni yayınlamıştır. Unutmayın ki, kesinlikle hiç kimse telefon veya e-mail ile sizin kredi kartı bilgilerinizi istemez, isteyemez.

4. Yine bir dolandırıcılık türü de, MSN listelerinde sizi engelleyenleri görmek istemez misiniz? Diye başlayan sorular yoluyla bilgilerinizi almaya çalışan sahtekarların kullandığı yöntem. Merak güzel şey düşüncesiyle, MSN’de sizi engelleyenleri görmek istiyorsunuz ve adı geçen siteye giriyorsunuz. Girdiğinizde e-mail adresinizi ve şifreniz isteniyor, kuzu kuzu giriyorsunuz. Listenizde yer alan bazı kişilerin engellediğini bile gösterecek kadar ilerlemiş şekilde düşünülmüş bu yöntemin sonunda, sizin listenizdeki herkes kötü niyetli kişilerin eline geçmiş oluyor ve hemen başa dönülerek, bu kez o kişilerden sizin adınıza kontör isteniyor. Onların da listesine ulaşılıyor. Ve bu zincir böyle devam edip gidiyor.

a- Microsoft’un dışında hangi site olursa olsun, kesinlikle şifrenizi bir web sitesine vermeyin.
b-Arkadaş listenizden gelen otomatik reklam mesajlarını ciddiye almayın.
c-MSN üzerinden gelen dosyaları açmadan önce virüs testinden geçirin.
d-Anti virüs yazılımınızı mutlaka güncel tutun.

Bu gelişmelerin sonunda gazetelerde manşet olan şu haberi iyi düşünmek lazım ve ona göre dikkatli davranmalıyız.

“İnternet dolandırıcılığı, uyuşturucuyu solladı.”

Haberin özeti: “Hacker” olarak adlandırılan internet korsanlarının, site çökertip altına adlarını yazdıkları devirler de sona erdi. Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı AGİT’in verilerine göre, “zamane korsanları” yılda 100 milyar doları zimmetlerine geçiriyorlar, hem de yerlerinden hiç kıpırdamadan. İnternetten elde edilen haksız kazanç, uyuşturucu ticaretinden elde edilen miktarı çoktan geçmiş durumda.

Özellikle Rusya, Çin ve Brezilya yasadışı işler için kullanılan sunucuları ile, yani “server”larıyla meşhur. Bunlar kimse tarafından kontrol edilmiyor. Kullanıcıların sadece kimlikleri değil, hangi ülkede yaşadıkları bile muamma. “Hacker”ların bir diğer numarası ise bilgisayarları ele geçirmek. Bunu İngilizcesi “backdoors” olan “arka kapılar” sayesinde yapıyorlar. Bu küçük programlar ile kullanıcının haberi olmadan bilgisayarına girmek mümkün. Schewtschenko, “arka kapı” tehlikesini şöyle anlatıyor:

“Bilgisayara bir kontrol modülü sokuluyor. Böylece bilgisayar, bir ağın parçası haline getiriliyor ve birinin onu kontrol etmesi mümkün hale oluyor. Bu kişi istediği komutu verebilir, örneğin ‘şu sayfaya git’. Eğer bir milyon bilgisayar aynı anda o sayfaya giderse, sayfayı işlemez hale getirirsiniz.”

ÖZET

İnternet dolandırıcıları paranızı almak için yapmadık şey bırakmıyor.

1. Forum kuruyor, üye oluyorsunuz. Sizinle ilgili bilgileri daha sonra başkalarına satıyor. (Bu en masum gözükeni olduğu için en başa yerleştirdik)

2. Facebook, Twitter, MySpace gibi sosyal ağdaki kullanıcı hesabını çalıp, bu siteler üzerinden kurbanın tanıdıklarından para istiyorlar. Ya da önce tanışıp, samimi olup, hediye ve para isteyenler de mevcut.

3. Bahis dolandırıcılığı yapıyorlar. Ertesi gün oynanacak maçın sonuçları önce kurbanın e-postasına gönderiliyor. Birkaç gün boyunca doğru sonuçlar gönderilince, ücretsiz olarak tanıtılan bu hizmet en şüpheci kişiyi bile ikna etmeye yeterli oluyor. Sonuçları öğrenmeye devam etmek istiyorsan, şu hesaba para yatırmalısın deniliyor. Kurban kendi cebindeki paradan da oluyor.

4. Krizi kullanıyorlar. Ekonomik güçlüğe düşen, borçlarını ödeyemeyenlere bir darbe de dolandırıcılardan geliyor. Kredi kartı borcunu üstlenerek uygun ödeme seçenekleri sunacağını söyleyen dolandırıcılar, alınan teminatları da bir şekilde çalarak kayıplara karışıyor. Bunlara da sakın inanmayın.

5. Yaşlı insanları can evinden vuruyorlar. Torunlarının kazada yaralandığını söyleyerek para istiyorlar. İhtiyar insanlarımız panikleyerek, hemen parayı hemen gönderiyor.

6. Büyük kazanç vaad ediyorlar. Bir malın satışı karşılığında büyük bir komisyon vaad ediyorlar. Kurbana çalıntı veya sahte çek gönderiliyor. Kurbandan paranın komisyon hariç kısmının gönderilmesi isteniyor. Çekin sahte olduğu anlaşılmadan ortadan kayboluyorlar.

7. Virüslü e-postalar gönderiyorlar, bedava şunu bunu veriyoruz diyorlar. Amaç bu virüslü dosyaları açmanız ve sahtekarların bilgisayarlarına girmesine bu programlar maharetiyle izin vermenizi sağlamak. Sakın ha bu tarz dosyaları açmayın.

8. Güvendiğiniz kişi veya kurumlardan gönderilmiş gibi gözüken e-mailler gönderiyorlar, bilgilerinizi istiyorlar. Bu bilgilerinizi kullanarak, daha büyük dolandırıcılıklara zemin hazırlıyorlar.

9. Telefonda kendini banka müşteri hizmetleri yetkilisi gibi tanıtıyor. Güvenlik sorularınızı istiyor, bu bilgilerle daha sonra banka müşteri hizmetlerini kendi arayarak diğer bilgilerinizi değiştiriyor.

10. Profesyonel tarzda siteler hazırlayarak, sizin güveninizi sağlıyor. Sipariş veriyorsunuz, ödeme yapıyorsunuz. Ama ürün kapınıza gelmiyor. Şikayet etmek istediğinizde görüyorsunuz ki aslında site profesyonel ama dolandırıcılık şekli daha da profesyonel…

743550cookie-checkİnternetteki tehlikelere karşı ne yapmalıyız?

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.